İşçiler, İşsizler Öğrenciler Sokakta

Sayı 14, Kasım 2013

İtalya'da eylem ve mitingler farklı yerellere yayılmaya devam ederken, NO MUOS ve NO TAV gibi halk hareketleri gittikçe önem kazanıyorken, İtalya'da neler yaşandığını FAI’den (İtalya Anarşist Federasyonu) Dario Antonelli bizlerle paylaştı.

18 Ekim’de sendikalar (USB, Cobas, Unicobas, CUB) ve anarkosendikalist sendika (USI), hükümetin işçilere yönelik ekonomi politikalarıyla ilgili olarak kamu ve özel sektörde genel grev çağrısında bulundu. Bu çağrıyla beraber, Roma’da 30.000 işçinin katıldığı bir miting gerçekleştirildi. Roma’da ve farklı birçok şehirde yapılan eylemlerde, hükümetin son dönem yoğunlaştırdığı sömürü politikalarına karşı yerel işçi mücadelelerini geliştirme ve dayanışma kararı alan Anarşist Federasyon ve anarkosendikalistler de eylemlere katılma ve mücadeleyi örgütleme kararı aldı.

19 Ekim günü Roma’da 50.000’i aşkın kişi ekonomi politikalarına, tasarruf önlemlerine, ücretlere, evden çıkarmalara, doğanın yok edilmesine karşı sokaklarda ve meydanlardaydı. Eylemin amacı, farklı yerel mücadeleleri bir araya getirmekti. Bu eylem, otonom gruplar, barınma hakkı için mücadele edenler ve evlerinden atılanlar, bazı sendikalar ve birkaç siyasi parti tarafından organize edildi. Ekonomi Bakanlığı önünde polisle yaşanan küçük bir çatışmanın ardından eylem, Ulaşım Bakanlığı önünde hızlı trene(TAV) karşı yapılan protestoyla sona erdi. Porta Pia Meydanı’na çadır kamp kuruldu ve işgal edilen meydana bakan çağrıldı. Meydan, üç gün boyunca işgal edildi. Bakanla görüşülmesinin ardından “Bakan bizi dinlemeyecek” diyerek işgal sonlandırıldı ve diğer şehirlerde yerel eylem çağrılarında bulunuldu. Uluslararası Anarşist Federasyon’un Roma kolu olan Carlo Cafiero örgütü, 19 Ekim’deki eylemlerde anarşist bayraklarıyla ve pankartıyla yer aldı. Ancak federasyon, eylemi ulusal çapta desteklemedi.

Roma’daki çadırlı eylemler, yeni bir hareket değil. Bu, evlerinden zorla çıkarılan insanların sıkça kullandığı bir eylem tarzı. Bu eylemi genellikle, evlerine haciz konan insanlar hükümet binalarının önünde gerçekleştiriyorlar. Ancak böyle bir eylem, ilk kez genel grevle desteklenen büyük bir miting sonrasında gerçekleştirildi. Eylem sonrasında gerçekleşen forumlarsa, çok da istenildiği gibi, herkesin katılım gösterdiği toplantılar olmadı. Eyleme genelde öğrenciler, göçmenler ve genç işçiler katıldı. Ancak bahsi geçen grupların bu tarz eylemlere katılımın az olduğu göz önünde bulundurulduğunda, örgütlenen son eylemler farklı kesimlere hitap etmesi açısından önem taşıyordu.

İtalya’da, Yunanistan’da olduğu gibi sağ ve sol partiler ekonomik krize ilişkin aynı paketi sunuyorlar: Tasarruf önlemleri, düşük ücret, haklarda kesinti ve baskı. İşsizlik %15’lere ulaşmışken, genç işsizlerin oranı %40’lara varmışken, hükümet kriz ve borç bahanesiyle işçilerden “daha büyük fedakarlıklar”da bulunmalarını istiyor. İtalya’da birçok yerelde ise farklı alanlarda mücadele büyüyor.

Geleneksel politik partiler bir krizin içinde. İnsanların birçoğu artık siyasi partilere güvenmiyor, geçtiğimiz genel seçimlerde oy vermeme oranındaki artış da bunun bir göstergesi. Yeni kurulan siyasi partiler olsa da bunlar çoğunlukla popülist partiler ve tek istedikleri politik krizden faydalanarak gücü ellerine almak.

Tabi ki, işçilerin genel grevinin ardından Roma’daki 19 Ekim eylemleri, önemli bir dönüm noktası. Bu eylemin başarılı olup olamadığını ve önemini, önümüzdeki aylarda daha iyi anlayacağız. Geleneksel patron sendikaları değer kaybederken, özellikle yerellerde, işçilerin öz-örgütlülüğü gündeme geliyor. Anarşistlerse yerellerden başlayarak bu mücadelelerle dayanışma gösteriyor, devrimci bir bakış açısıyla öz-örgütlülüğü ve doğrudan eylem pratiklerini geliştirmeye çalışıyor. NO TAV gibi ekolojik yıkıma karşı olan ve NO MUOS gibi militarizme karşı olan yerellerdeki halk hareketleri ise, şu an mücadele için en önemli örnekler haline geliyor.

Dario Antonelli

Meydan Gazetesi Sayı 14, Kasım 2013

Paylaşın