Alfabe fanzinin hayli kalabalık olan kadrosu nasıl oluştu? Bu kadro ne zamandan beri beraber eyliyor?
“Alfabe, açık bir platformdur.” Biz, bunu ilk sayıda “fanzin severlere” duyurmuştuk. Bu, dileyen herkesin Alfabe’de yazabileceği anlamına geliyor. İkinci sayıdan itibaren boş sayfaları, Alfabe’yi keşfeden bağımsız yazarlar doldurdu ve çıkarmış olduğumuz son sayıya dek bu böyle devam etti. Güncel dergilerdeki sıkıcılık, tekdüzelik, yıllar boyu süren aynı formattaki içerikler bizi yeni bir arayışın içine itti. Bazı “büyük” yayımcılar yeni yazarların önüne set çekiyor; fakat gerçekten büyük işler çıkabiliyor bu küçük ellerden. Bu kadro, ilk sayıdan itibaren eyliyor diyebiliriz. Çokseslilik, bu platformu daha özgün kılıyor.
Alfabe’yi birçok şehirde çok sayıda insana ulaştırıyorsunuz. Bunu nasıl başardınız?
Gönül işi. Fanzinin dağıtımını arkadaş çevremiz gerçekleştiriyor. Ayrıca, birileri çıkıp “Siz bir şeyler yapıyorsunuz!” diyor ve yaşadığı şehirde dağıtım yapmak istiyor. Bu şekilde onlar da bir şeyler yapmış oluyor. Bir de fanzin kardeşliği durumu var ortada. Eskişehir’de kimsemiz yoktu, Kule Fanzin sayesinde bugün oraya da dağıtım yapılıyor. Neden “Alfabe” fanzin? Alfabeye yüklediğiniz anlam nedir? Konuşuyor ve yazıyor olmamızın varlığını belki de alfabeye borçluyuzdur. Alfabeyi edebiyatın en olmazsa olmaz hücresi olarak görmek yanlış olmayacaktır. Alfabe, hecelerin, sözcüklerin, cümlelerin, paragrafların ve bütünüyle bir yapıtın yaratıcısıdır. Hem zaten, bu ismi ilk görenler edebiyat ağırlıklı bir yayınla karşılaşacağını bilir. Sade, akılda kalıcı ve anlaşılabilir bir şey bu. Alfabe’nin içeriği hayli zengin. Bütün bunlara bakınca Alfabe’ye bir edebiyat fanzini yakıştırması yapabileceğimizi düşünüyoruz. İşin içinde edebiyat sözü geçince de, bir edebi değer tartışması ortaya çıkıyor. Siz yazıları seçerken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz ya da böyle kriterleriniz var mı? Edebiyat fanzini yakıştırması doğru bir yakıştırma olabilir, fakat içeriğin edebi değer taşıması gerekliliği tartışılır. Edebiyatın kıyısından köşesinden geçtiği her nokta bizim için incelemeye, üzerinde düşünmeye değer. İçeriğin zengin olması buradan doğuyor. Biz, yazıları seçerken elbette belli kriterleri gözardı edemiyoruz. Bu kriterler gereklilikten doğuyor; çok anlamlılık, estetik, özgünlük, dilin özenli kullanımı vesaire. Bir metni değerlendirirken bu kriterleri madde madde uygulamıyoruz. Tarafsız değerlendirip, gereklilikten doğan bu maddelerin “okunabilirlik” değerini gözetiyoruz. Batı’da doğup büyüyen birinin de, Anadolu’da yaşayanların da, Kuzey Kutbu’nda bile okuyan birinde de zihninde etki uyandıracaksa, tamam. En belirgin kriterimiz budur.
Son sayınızda “Edebiyatta Kaygı” isimli bir yazı vardı. Biliyoruz ki kaygı, günümüzde kapitalist yaşamın dinamosu haline gelmiş durumda. Sizce kaygının edebiyat alanına yansıması nasıl oluyor?
Bu konuyla ilgili yazarların düşünceleri altıncı sayımızda yer alıyor. Bize sorarsanız, kaygı edebiyat alanının bir parçası, çarkın dişlisi… Dünyamızın içinde; hem iyi, hem kötü… Edebiyatta kaygı denince akla iki ayrım geliyor; yazarın öz kaygısı ve yazarın okur kaygısı. Yazarın öz kaygısı edebiyat alanında olumlu anlamda yankı uyandırırken, yazarın okur kaygısı edebiyatın değerini düşürebiliyor. Kapitalist dünyada kaygılar, kişiyi her seferinde büyük bir açlık içinde tüketime iter; ancak edebiyattaki kaygı, aşırıya kaçmamak şartıyla üretim destekleyicisidir. Biz de bu muammayı merak edip diğerlerinin düşüncelerine yer verdik; kim, kaygıdan ne anlıyor? Yedinci sayının konusu ise “edebiyatta kadın” olacak. Son olarak, merak edenler
Alfabe’ye nerelerden ulaşabilirler?
İstanbul’da, Mephisto, Ana Kitabevi, Akademi Kitabevi, 6:45 Dükkan, İmge Kitabevi, 26A Sahaf; Ankara’da, Dost Kitabevi, İmge Kitabevi, Kitap Kurdu, Babil Kitap, Tayfa Kitap, Kitapça; Eskişehir’de, Adımlar Kitabevi, Eskişehir Kitapçısı, Altyazı Sahaf, Germinal Sahaf; İzmir’de, Yakın Kitabevi, Kitapsan; Kocaeli’nde Fırat Kitabevi, Kafe Kedi; Aydın’da Sıla Kitabevi’nde. Merak edenler, eski sayıları da okumak veya edinmek için [email protected] adresine mail atabilirler.
Meydan Gazetesi Sayı 15, Ocak 2014