Recep Tayyip Erdoğan, 17 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu sonrası çeşitli miting ve televizyon programlarında yaptığı konuşmalarda, AKP hükümetine yöneltilen yolsuzluk suçlamalarına, 12 yıl boyunca yaptığı duble-bölünmüş yollarla karşılık vermeye çalıştı. Erdoğan’ın konuşmalarında, duble yolları yolsuzluk yapmadıklarının ispatı olarak ortaya koymasının yanı sıra, halka hizmet olarak lanse ediyordu. Peki, cumhuriyet tarihi boyunca 6 bin kilometre yapılmış olan, ancak 12 yıllık AKP iktidarı döneminde 17 bin kilometreye çıkan bu duble yollar asıl olarak kime ve neye “hizmet” için yapılıyor?
2012 Kasım’ında iktidara gelen AKP hükümeti, 2001 krizi etkisindeki durağan ekonomiyi, canlı ekonomiye dönüştürecek bir takım altyapı hamleleri kurgulamıştı. Erdoğan’ın sözünü ettiği bu duble-bölünmüş yollar, işte bu hamlelerden biriydi. Yani dünya standartlarındaki bu yollar ile, halkın bir yerden bir yere ulaşımının ötesinde, AKP’nin kalkınmacı politikaları uyarınca sanayi taşra bölgelerini de kapsayacak şekilde büyüyecek, aynı zamanda neo-liberal politikaları gereği de bu bölgeler de dahil olmak üzere sermaye sirkülasyonunun istikrarı garanti altına alınmış olacaktı. Aynı zamanda, yolların yapım aşamasından başlayarak, taşeronlaşmanın da kurumsal hale gelmesi amaçlandı.
Eski Bayındırlık Bakanı Faruk Nafız Özak ile Türkiye Yol-İş Sendikası arasında 2005 yılında “toplu sözleşme müzakereleri” sırasında gerçekleştirilen görüşmelerde Karayolları Genel Müdürlüğü’nde taşeronlaşmaya gidildi. Hızla emekli olan işçilerin yerine “taşeron işçiler” çalıştırılmaya başlandı. Zamanla, KGM bünyesindeki kadrolu işçi sayısı azaldı, bunların yerini taşeron işçiler aldı.
Neredeyse, AKP hükümetinin yapımı ile övündüğü tüm duble yolları, bu işçiler yaptı. İşçilerin, sendikalaşma, kadroya alınma ve toplu iş sözleşmelerinden yararlanma talepleri reddedilince, KGM aleyhine toplam 6420 dava açıldı. Açılan 6420 dava sonucunda işçilerin devletten alacağı toplam para 2 milyar TL. Bu para şu anda yapımı süren 3.Boğaz köprüsünün toplam maliyetine denk düşüyor.
Davalar işçilerin lehine karar verdiyse de KGM bu karara uymadı. KGM, işçilerin emeğinden çaldığı bu para ile anlaştığı taşeron şirketlerle yine kölelik şartlarında, yine güvencesiz ve sendikasız olarak çalıştıracağı başka işçilerle “yoluna” devam etti. İşte Erdoğan’ın sözünü ettiği ve iktidarlarına yöneltilen yolsuzluk iddialarının bir nevi antitezi olarak sunduğu duble-bölünmüş yollar hamlesini biraz kazıdığımızda, altından halka yapılan bir hizmetten öte, yaşadığımız coğrafyada ve hatta dünyada kapitalizmin çalışanlara özellikle son yıllarda dayattığı taşeronlaşma gerçeği ile karşılaşıyoruz.
Devletin, AKP iktidarı eliyle, yaşadığı ekonomik istikrarsızlığı, istikrar ve kapitalist büyümeye evriltmeye yönelik “duble-bölünmüş yollar hamlesini” iktidar sahiplerinin halka hizmet demagojisi bir tarafa, bir de bu açıdan görmekte yarar var.
Emrah Tekin
Meydan Gazetesi Sayı 18, Mayıs 2014