17 genel seçim, 14 yerel seçimden sonra ülke tarihinin ilk cumhurbaşkanlığı seçimleri sonuçlandı. Seçimlerde 41 milyon kişi oy kullandı. 14 milyon kişi kullanmadı. Seçimlerden sonra ülkedeki işçi ölümleri azalarak bitti. Kadın örgütleri seçim sonrası hiçbir kadın cinayeti işlenmemesini sevinçle kutladılar. Irkçı şiddet ve cinayet yaşanmadı. İşsizlik oranı %1’in altına düşerken, gelir dağılımı hızla eşitlendi ve ülkede yoksul aile kalmadığı açıklandı! Bunun bir sonucu olarak hiçbir hırsızlık olayı yaşanmadı. Ülkeye göç eden Suriyelilere insani çalışma ve yaşam koşulları sağlandı. Gezi katilleri cezalandırıldı. Faili meçhul cinayetlerin failleri bulundu ve yargılandı!
Yaklaşık 15 milyon kişi çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy kullandı. Adayı destekleyen partilerden CHP ve destekçileri, sandıktaki düşük oy oranlarının suçunu sandığı boykot edenlerde buldu. Oy kullanmayanları en ateşli şekilde suçlayanlar ise, çatı adayını beğenmeyen ama oy verenler oldu. Bunu da “biz de beğenmedik ama oy verdik, ne yapsaydık” şeklinde bir suçluluk duygusuyla yaptılar. Benzer şekilde çoğu kişi, oy vermek istemeyenleri seçimlerin yaz ayına denk gelmesi yüzünden tatillerini bölmeye tenezzül etmemekle suçladılar.
Yaklaşık 4 milyon kişi Selahattin Demirtaş’a oy verdi. Seçim öncesinde zalimin karşısında duracağına söz veren Demirtaş, sözünü tutup zalimin karşısında ayakta durdu ve alkışladı! Böylece kendisinin “sistem partisi” üyesi veya “sistem adayı” olmadığını düşünenlere sandık yoluyla sistemin dışına çıkılamayacağını göstermiş oldu.
Yaklaşık 21 milyon kişi Tayyip Erdoğan’a oy verdi. Erdoğan beklendiği gibi sandıkla gelen iktidarını güçlendirdi ama beklenenin aksine sonuçlardan rahatsızlık duyduğu fark edildi. İki turluk seçimin ilk turunda seçilmesine rağmen, daha önceki seçim sonrası zafer konuşmalarının aksine yatıştırıcı ve sakin bir konuşma yaptı. Gezi direnişinde dile getirdiği gibi halkın sokağa çıkmayıp sandığa gitmesini isterken, halk sandığı daha az umursamaya başladı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucu belli oldu ve sandıktan değişim çıkmadı. 14 milyon kişi oy kullanmadı. 17 genel seçim, 14 yerel seçim, 1 cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra ezen ve ezilenler hayatlarına eskisi gibi devam ettiler. Seçimlerden sonra yaklaşık 160 işçi iş cinayetlerinde öldürüldü. Yaklaşık 30 kadın erkekler tarafından katledildi. Devletin katilleri cezasız kaldı. Tecavüzcüler ve kadın katilleri mahkemelerde, televizyonlarda aklandı. Halkın işsizlik ve yoksulluk durumunda değişen bir şey olmadı; bunun yol açtığı gasp ve uyuşturucu ticaretinde de, uyuşturucu ölümlerinde de. Failler meçhul olmaya devam ettiler.
Oy oranları farklı olsa da, seçmen olması beklenen herkes oy kullansa da değişim çıkmayacaktı. Kazanan farklı olsa da, sonuç aynı olacaktı. Bunun farkına varanlar artık laf olsun diye bile oy kullanmakta bir gerekçe görmüyorlar. Sandığın tarafları artık bu gerçeğe göre adımlarını atıyorlar. Dönen bütün rekabete rağmen tarafların ortak isteği herkesi sandığa geri çekmek. Çünkü gerçek bir değişim sandıktan çıkamaz ve sandıktan çıkmayan bir değişim ne iktidarın, ne de iktidar adaylarının işine gelir. Gerçek bir değişim, yöneteni değiştirerek olmaz; yönetilmeyi reddetmekle, istatistiklerin parçası olmamakla başlar. Oy kullanmayan 14 milyon kişiyi anlamak için, bu açıdan bakmayı denemek gerekir.
Güven Salgun
Meydan Gazetesi Sayı 21, Ekim 2014