Yaşamı yok eden şirketlere ve devlet politikalarına karşı mücadele etmiş, mücadelesini TEMA vakfı bünyesinde sürdürmüş TEMA gönüllülerine çağrımızdır!
Çok sayıda TEMA gönüllüsünün, TEMA İzmir temsilciliğinin kapatılmasının ardından duydukları üzüntüyü anlayabiliyoruz. Bunca ekolojik yıkımın, yaşamı yok eden enerji tesislerinin, yakılan, katledilen ormanların, baraj suları altında kalan köylerin bulunduğu bir coğrafyada söz konusu adaletsizlikleri görmemek, buna karşı gelmemek elde değildir. Pek çoğumuz mevcut adaletsizliklere karşı mücadele etmeye meyilli iken ağaçları, doğayı koruduğunu söyleyen, çocuklarla ağaçlar diken kuruluşlara sempati duymamız da bu bakış açısıyla kaçınılmazdır.
Bu kuruluşların en popülerlerinden TEMA, çok büyük bir hata yapmış, kendi elleriyle İzmirli gönüllülerini; vakfın kendisini, varlığını ve amacını sorgulamaya itmiştir. Bu sayede İzmir ve ilçelerindeki pek çok yaşam savunucusu artık TEMA’nın; kurucu patronlarının sahibi olduğu RES’ler nedeniyle ağaçların kesilmesine karşı olmadığının farkına varmıştır.
Açıktır ki TEMA, yönetim kurulundaki, kurucu heyetindeki kişilerden; destek aldığı kurumlardan ve hizmet ettiği amaçlardan ötürü biz yaşam savunucularını etkisizleştirmeye çalışan çevreci görünümlü bir Truva atından başka bir şey değildir.
Dileriz ki TEMA’nın bugün bir kez daha ortaya çıkan gerçek yüzü Anadolu’nun tümünde mücadele veren yaşam savunucularına etkide bulunur, tüm TEMA temsilcilikleri gönüllüler tarafından birer birer kapatılır.
Çağrımız senelerdir omuz omuza mücadele verdiğimiz, yeri geldiğinde karlar altında şirket önlerinde oturduğumuz, yeri geldiğinde vadilerde kolluk kuvvetlerinden şiddet gördüğümüz, yeri geldiğinde iş makinelerinin önüne atladığımız, samimi arkadaşlarımızadır:
Bize temas eden tüm vakıf, dernek ve STK’ların kimler tarafından ne amaçla kurulduğuna, nerelerden destek aldığına, şirketlerden ve devlet kurumlarından fon alıp almadığına dikkat edelim. İlişkilendiğimiz örgütlenmelerin bugüne kadarki yaptıklarını ve yapmadıklarını yazdıklarını ve söylediklerini inceleyelim. Şirketlerle ve devlet yetkilileri ile asla masaya oturmayalım, ikna etmeye çalışmayalım. Bizi uzlaşmaya iten Truva atı kişi, vakıf, dernek ve STK’ları vadilerimizden, eylem alanlarımızdan uzak tutalım. Yaşam alanlarımızda şirketlere ve devletlere karşı mücadelemizi örgütlü bir biçimde sürdürelim!
Patika Ekoloji Kolektifi
Meydan Gazetesi Sayı 21, Ekim 2014