Finans sektöründe uzun süren durgunluğun ardından kapitalizm, eylül ayında, tarihinin en büyük “halka” arzını gerçekleştirdi. Çin kapitalizminin eski ve dev şirketlerinden Alibaba, “açıl susam açıl” dedi ve hisselerinin yüzde 13’ünü New York borsasında satışa çıkardı. “BABA” etiketli hisseler bir gün içinde peynir ekmek gibi kapışılırken, satışın toplam değeri 25 milyar doları buldu.
Alibaba web sitesi üzerinden, Çinli üreticileri birbirlerine ve dünyaya bağlayarak uluslararası tedarik zincirlerinin en önemli parçası gelmiş durumda. Çin, 30 yıldır sürekli artan dış ticaretiyle küresel kapitalizmin sürekli genişleme ihtiyacını karşılıyor. Batı merkezli küresel kapitalizm Çin’e genişlerken, uzak mesafe, zaman dilimi farklılığı, dil engeli ve baskıcı siyasi rejim yüzünden zorlanıyor. Alibaba bu sorunları çözdüğü için, üstelik merkezi ve mekanik yapısı ile kapitalizmin tam istediği gibi çözdüğü için bu kadar destekleniyor.
Alibaba, Çin Komünist Partisi yönetimindeki Çin’in kapitalizme entegrasyon süreci içinde değerlendirildiğinde, kapalı Çin ekonomisinin dünya ile kurduğu bağlantılar açısından merkezi bir konuma oturuyor. New York borsasında gerçekleşen satış işlemi, firmaya ve ortaklarına muazzam bir finans kaynağı sağlamanın yanı sıra firmanın yönetimini ve bütçesini küresel kapitalizm için daha şeffaf hale getiriyor. Bu şeffaflık, Alibaba şirketinin Çin dış ticaretindeki merkezi konumunu ve gücünü artıracak.
Ayrıca, Çin’deki e-ticaretin yüzde 80’i Alibaba’nın Taobao, TMall siteleri üzerinden yürüyor. Bu sitelerin kullanıcıları kendi sayfalarını özelleştirip satış yapabiliyorlar. Küçük atölyeler, hatta işyerinden ayrılıp kendi çapında yaptığı tekstil ürünlerini, vb. satan bireyler, Alibaba üzerinden satış yaparak nispeten biraz daha fazla gelir elde ediyorlar. Üretim alanları küçük parçalara ayrılırken Alibaba üreticiler arasındaki tedarik zincirlerinin kontrol merkezi haline geliyor. Fakat bunun sonucunda, üretim gittikçe daha küçük parçalara ayrılıyor ve zaten totaliter baskı altında olan işçi örgütlülüğü yok oluyor.
Çin Toplumunun Kapitalizme Entegrasyonu
Alibaba modeli, Çin devlet kapitalizminin parçaladığı, çürümüş bürokrasi ve rekabet altında ezilen işçilere bir umut sunarken onları adeta köle pazarına gönüllü kaydediyor. Alibaba, Çin'deki küçük büyük tüm üreticiler için güvenilirlik değerlendirmesi yaparak Çin dışındaki kullanıcılarının risk maliyetini azaltıyor. Bu tip değerlendirmeleri klasik kapitalizmde bankalar yapar. Ama zaten şirketin %32’si Japon SofBank’ın. Şirket Çin borsasında değil, New York Borsası’ndaki kapitalistlere arz ediliyor çünkü Çin kapitalizmi hala yeterince “güvenilir” değil. Bu satışın sorunsuz gerçekleşmiş olması, Alibaba’nın “güvenilirliğini” artırıyor. Böylelikle işçilik maliyeti neredeyse sıfır olan dev üretim merkezi Çin, tek tıkla, uluslararası kapitalizmin hizmetine sunuluyor.
Alibaba’nın satışı öncesi yapılan reklamlar, Çin orta sınıfına da değindi. Çin toplumunda zenginleşen kesimin daha çok tükettiği ve internet üzerinden alışverişin giderek arttığı anlatıldı. Bu da yalnızca Çin dış ticaretinin değil, toplumunun da gittikçe kapitalizme entegre olduğunu gösteriyor. Başkan Xi Jinping’in “Çin Rüyası” ile özetlenen devlet propagandası, bireysel “kişisel gelişimi” vurgularken aslında kapitalist bireye dönüşümü anlatıyor. Ekolojik katliamlarını da batı kapitalizmine benzer taktiklerle savunuyor: “sürdürülebilir kalkınma” politikası ve STK’lar.
Malların bu kadar kolay girip çıktığı Çin sınırları, özgürlükleri bu kadar kolay geçirmiyor. İnsanların ülke sınırları dışına çıkması zor, dünya ile iletişim de “Büyük Çin Duvarı” ile sansürlüyor. Kapitalizm büyük bir iştahla Çin emeğini sömürürken arada bir, batı liberalizminin ikiyüzlü vicdanını yaralayacak kadar zalim çalışma koşulları yüzünden yüzünü ekşitiyor. Fakat medyada en çok bahsedilen şikâyet, karlarını azaltan telif hakları ihlalleri ve bürokratik engeller.
Çin'in En Zengin İnsanı Olan Jack Ma
Şimdi Çin’in en zengin insanı olan Jack Ma, Alibaba’yı 15 yıl önce Amerika’daki akrabalarını ziyaret ettiği sırada tasarlamış. Şirketinde dayattığı kültürü, 15 yıl önce, bir apartman dairesinde yaptığı hırslı konuşmadan görebiliyoruz. Jack Ma, konuşmasında 8-5 çalışmanın yetmeyeceğini ve en az beş yıl boyunca gece gündüz çalışmaları gerektiğini anlatıyor.
Bir Çinlinin Silikon Vadisi’ndekilerden on kat zeki olduğunu ve bu yüzden başaracaklarını söylüyor. Kapitalist değerlerin Çin kültürüne entegrasyonu Jack Ma gibi yaşamları makineye adayan ve sistemde tutunamayanları aşağılayan insanları üretiyor.
Emek sömürüsünün en uçlarda yaşandığı Çin’de, Alibaba, bu sömürüyü derinleştirecek bir makine, 15 yıldan beri aynı sömürü içerisinde üretiliyor.
Bugün kumandası küresel kapitalizme teslim edilen bu makine, Çin’deki milyonlarca insanın hayatını küresel kapitalizmin makinesinde öğütüyor.
Meydan Gazetesi Sayı 22, Ekim 2014