Öteki Beyazlar Albinolar

Sayı 22, Ekim 2014

İnsanda görülme sıklığı 17.000’de bir olan; memeliden sürüngene, kuşlara, balıklara varana dek birçok türde hayvanı etkileyen bir hastalık albinizm. Taşıyıcısını genetik olarak etkileyen bu hastalığın teşhisi ise oldukça basit. Öyle ki albino bir insan yüzlerce metre öteden ayırt edilebilirler. Albino hayvanlar ise o kadar belirginlerdir ki besin zincirinde kendisini tüketen avcılar için diğer türdeşlerine göre daha kolay bir hedef teşkil ederler. Bundandır ki pek çok albino hayvanın yaşam süresi çocukluk döneminden yetişkinlik evresine geçemez.

Albino insanların da başlarına gelenler, hayvanlarınkinden daha az rahatsız edici değildir. Tanzanya örneğindeki gibi bazı toplumlarda albinoların vücutlarından çeşitli uzuvlar büyücüler tarafından kesilerek sihirli iksir yapımında kullanıyorlar. Bundandır ki pek çok albino insanın da yaşam süresi çocukluk döneminden yetişkinlik evresine geçemez. Öte yandan yaşam süresi ergenlik, yetişkinlik hatta yaşlılık dönemine kadar uzayabilen “modern toplumlardaki” albinoları ise oldukça zor bir yaşam beklemektedir.

Albinizm basitçe cilde renk veren melanin pigmentlerinin azlığı ya da hiç olmayışından kaynaklanır. Dolayısıyla deri, saçlar, gözler başta olmak üzere vücudun dışardan görünen her yeri bu genetik bozukluktan etkilenir. Albinoların yalnızca derilerinin pembeye çalan soluk rengi, beyaza yakın saçları ve tüyleri, kırmızı gözbebekleri değil; ölmelerine bile yol açabilecek deri hassasiyetleri ve astigmat gözleri de dikkate alındığında, albinizmi bir bozukluk olarak nitelemek pek de abes olmasa gerek.

Ancak albinizm hakkında asıl konuşulması gereken konu ne genetik faktörler ne de çevre koşullara maruziyet riski. Albinoların sağlığını yani “fiziksel, psikolojik ve sosyal tam bir iyi olma hali”ni olumsuz etkileyen en büyük tehdit ötekileştirme!

Pek çok bedensel ve zihinsel “engelli”nin de toplum içerisinde varoluşta dezavantajlı duruma düşmesi yani fizyolojik engelin sosyal bir engele de dönüşmesi albinoların içine düştükleri durumu açıklıyor gibi görünebilir. Elbette “ben değil sokaklar engelli” söylemi kentin yapılanışında, iktidar tarafından kurulu tüm organizasyonlarda olduğu gibi yönetim, verim ve kâr odaklı düşüncede yadsınan ötekilerden yeti kaybına sahip bireylerin engellenmiş duruma itilmesinin en somut örneği.

Ancak albinolar özelinde bu engellenmişlik oldukça farkı bir boyutta. Albinoları toplumsal ilişkide dezavantajlı duruma iten şey mekânsal hareket yetisinden, sözel iletişim becerisinden ya da duygusal, düşünsel bir farklılıktan ileri gelmiyor. Bireylerarası ilişkilerin başlangıç noktasında yer tutan ilk izlenimin; ilişkilerde edinilmek istenen rollerin ne şekilde hayata geçeceğine etkisi göz önünde bulundurulduğunda, albinoların fiziksel görünüşündeki farklılık pek çok sosyal ortamda dezavantaja dönüşüyor. Yolda yürürken size bir bakanın duraksayıp bir daha bakışı, dezavantajınızı her an, her yerde yüzünüze vuruyor.

Albinoysanız, insanların sizi bazen değişik, bazen ilginç hatta bazen çirkin veya korkunç olarak nitelemesi için tek neden görüntünüz olabiliyor.

Saliha Gündüz

Meydan Gazetesi Sayı 22, Ekim 2014

Paylaşın