Bir savaşın etkisini anlatmak için her zaman sözcüklere başvurulmaz. Kalemin keskinliği sözcüklere değil de çizgilere dökülür bazen. Bir kari-katür olur iktidarların üzerine yağan. İşte böyle bir zamanda alır kalemini eline David Low. Çizgilerini yükselen faşizme karşı çeker. Gülümsetirken düşündürür tekrar tekrar.
Liderlerin sert, korkunç görünebilmek için heykeltraşlara, ressamlara kendilerini büyük, heybetli, sert bir ifadeye bürünmüş bir şekilde betimletmeleri pek hoşlarına gider. Meydanlarda kocaman heykellerinin gölgeleri düşer üstümüze. Resmedildikleri portrelerde korkunç, nefret kusan suratları içimize bir karabasan gibi çöker adeta. Fakat iş David Low gibi bir karikatüristin kağıdına yansıdığında, hepsi gülünç, çaresiz, iki büklüm, tüm çirkinlikleriyle kağıttan fışkıran ve okuma yazmayı bilmeyen bir çocuğa bile kahkaha patlatacak şekillere sokar.
Çizim yaşamına çocuk yaşta başlayan David Low (Sir David Alexander Cecil Low), küçük bir çizimin kocaman görünen liderleri nasıl devirebileceğini, nasıl yerle bir edilebileceğini göstermiştir adeta. 1891 doğumlu Low, profesyonel anlamda karikatür çizmeye 19 yaşında başlar. Çizimlerinde ilk göze çarpan ise çizgilerindeki keskin muhalifliktir. Coğrafyanın dört bir tarafında nam salmış Mussolini, Hitler gibi diktatörleri eleştirdiği karikatürleriyle tanınır. Öyle ki kaleminin keskinliğinden korkan iktidarlar, onu İtalya’da ve Almanya’da ‘Kara Liste’ye almış, karikatürlerini yasaklamıştır. Ancak kalemi susmamıştır baskılara, yasaklara. Kaleminin keskinliğini kullanmaya II. Dünya Savaşı boyunca da devam etmiştir. Tüm dünyanın ana haberlerinde konu ettiği o “büyük lider”lerin otoritelerini, otoritelerinin “komik”liklerini ortaya koymuştur.
Özellikle faşizmin yükselişte olduğu 1930’lu yıllarda çizimleri mizah dünyasını sarsmış; savaşın, faşizmin etkilerini bir kez daha göstermiştir.
Belki de Low’un yaptığı sadece olanı gözler önüne sermektir. Herhangi bir karikatürünü gördüğümüzde zihinlerimizde uyanacak olan etki muhakkak ki antifaşizm olacaktır. Bu yüzdendir ki, aradan geçen onca yıla rağmen çizimleri bugün bile bizleri gülümsetmekte, tozlu karikatür dergilerinin sayfalarını tekrar karıştırmamıza neden olmaktadır.
Gizem Şahin
Meydan Gazetesi Sayı 24, Şubat 2015