Meydan: Bir liseli fanzini olan Teneffüs Fanzin’in ismi nereden geliyor?
Bizler lisede okuyoruz ve okulda teneffüs zili çaldığında nefes alıyoruz. Nefes alıyoruz çünkü; derslerden çok sıkılıyoruz. Derslerde bizi sıkan şey; harıl harıl ders çalışıyor oluşumuz; anlamlandıramadığımız bir sınavı kazanmak zorunda oluşumuz; bu sınav uğruna en yakın arkadaşlarımıza rakip oluşumuz, en güzel oyunları unutuşumuz. Tüm gün etrafı duvarlarla kapatılmış bir okuldayken teneffüs zilinin anlamı çok büyük oluyor. Bu yüzden fanzine teneffüs adını verdik. Hem bizim nefes alışımız oldu, içimizdekini yazdık, hem de kardeşlerimize, arkadaşlarımıza nefes aralığı olmak istedik.
“Hayvanlar güler mi?” adında bir yazı çarpıyor gözümüze. Yazıda bir ineğin özgürlüğüne kavuşması anlatılıyor. Teneffüs Fanzin’in bu inekle bir ortaklığı var mı?
Elbette var. Çünkü okulda kapatılmakla ahırda kapatılmak arasında bir fark yok. Biri kendine bir inek alır, onu bir ahıra kapatır, ne zaman yemek yiyeceğine, ne zaman güneşi göreceğine, ne zaman ayağının toprağa basacağına hep kendisi karar verir. Sanki inek onunmuş gibi, sanki inek doğanın bir parçası değilmiş gibi. Okul da aslında böyle. Öğretmenler her şeyimize karar veriyor. Ne giyeceğimize, ne zaman hava alacağımıza, neyi bileceğimize neyi asla bilmememiz gerektiğine… İneğin özgürlüğe koşarkenki gülüşü onun nefes alışıydı. Teneffüs Fanzin’e bu yüzden ilham oldu.
Fanzinin son sayfasına geldiğimizde Ece Ayhan’ın Meçhul Öğrenci Anıtı adlı şiirini görüyoruz. Bu şiir bize Berkin Elvan’ı hatırlattı. Teneffüs Fanzin de böyle bir benzerlik kurdu mu?
Fanzini alıp okuyacaklarla aynı yaştaydı Berkin. Ya da yaşam aralığı yaratmak için fanzin çıkartacak olanlarla…Polis Berkin’i gaz kapsülüyle kafasından vurdu. Biber gazı kafasına geldikten sonra gazın içinde kaldı Berkin. Nefes alamadı. Biz de nefes alamadık. Çok öfkelendik çünkü Berkin bizim kardeşimizdi. Teneffüs Fanzin öfkemizi de anlatmalıydı. Kardeşimizi unutmadığımızı da.
Sabahattin Ali’nin biyografisi de var fanzinde. Teneffüs Fanzin hangi kitabını önerir?
İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna’yı tavsiye edebiliriz.
“Şimdi Dayanışma Zamanı” diyor Teneffüs Fanzin. Nedir dayanışma?
Başta da söylediğimiz gibi oyun oynamayı unuttuk. Oyun yerine yarışı öğrettiler bize, hani şu kaybettiğinde bir değeri kalmayan oyunlara kattılar bizi. Yenenin, yenilenin olmadığı saatlerce süren oyunlarımızı unutturdular. Yarışıyorsak rekabet kaçınılmazdı. Oyunlarımızdan “Kazanmak zorundasın” dedikleri sınava kadar hep bir rekabet halinde bırakılarak vazgeçmek zorunda kaldık. Sıra arkadaşımızı kıskandık, bizden daha iyi netleri var diye. Bunu sistem yaptı. Bizlerden benciller yarattı. Bizi dört duvara kapattı, özgürlüğün ne olduğunu unuttuk. Her şeyi kazanma yarışında dönüp durduk. Ama her şeyi kazanma yarışının dışında bir dünya var. Bu dünya bizim dünyamız! Biz bu dünyada her şeyi kazanma yarışının dışında, dayanıştıkça özgürleşiyoruz.
Son olarak Teneffüs Fanzin’e ulaşmak isteyenler nereden ulaşabilirler?
Twitter.com/teneffusfanzin ve [email protected] adreslerine bakabilirler. Onun dışındaysa; bir gece ansızın gelebiliriz!
Meydan Gazetesi Sayı 24, Şubat 2015