Meydan: Karikatürle ilk nasıl tanıştın ve ne zaman başladın?
Semra Can: Marmara Üniversitesi’nde öğrenciyken bir dergi çıkartılıyordu. Ben de dergiye komik şiirler yazıyordum. Dergiye çizim de koymak istedik, öyle başladım çizmeye. Daha sonra cesaretlendim ve dergilere gitmeye başladım. İlk karikatürümü Avni’ye çizdim. Sonra -o zaman Limon’du- şimdiki Leman’a çizdim. Çarşaf, Deli gibi dergilerde de çalıştım. En uzun Leman’da çizdim diyebilirim. Profesyonelleştiğim çalışmalarımı Öküz dergisinde verdim. Pazartesi adında feminist bir dergi vardı, orada da çalıştım. Penguen’den ayrılan bir grup çizer Fermuar adında bir dergi çıkartıyordu, orada devam ettim çizmeye. “Böyleyken Böyle” adında bir köşem vardı. Sonra tekrar Penguen’de çizmeye başladım aynı köşeyle. 8 senedir Penguen’deyim.
Köşendeki kadın karakterinden bahsedebilir misin?
Gerçek yaşamdan kopuk bir karakter değil. Ben evliyim ama bekar bir kadını çiziyorum. Kendi dünyasında yaşayan bir kadının hikayelerini anlatıyorum. Bütün kadınlara dokunmaya çalışıyorum. Ayrıca köşeye özellikle bir erkek karakteri dahil etmek istemedim, bu beni kısıtlardı.
Ataerkil sistemde kadın ve bedeni birçok konuda sömürülürken esprilerden, karikatürlerden de nasibini alıyor. Özellikle erkek çizerler çoğunluktayken karikatürlere erkek algı sence nasıl yansıyor?
En basitinden birçok çizimde görmüşüzdür poposu büyük, beli ince kadın karakterleri. Çünkü birçok erkeğin kadına baktığında gördüğü şey bu. Bütün kadınlar kendi meziyetlerince bu durumun karşısında durup, eleştirmeliler. Eleştiriyorlar da. Ben kurguladığım hikayelerde, erkek karakter varsa bile kadına dönüştürüyorum. En azından benim köşemde kadınlar olsun istiyorum, çünkü derginin birçok sayfasında hep erkekler var. Dengelensin diye değil, içimden geldiği için.
Kadın karikatüristler sence neden bu kadar az?
Kadınlara biçilen rollerle alakalı olabilir. Küçüklüğümüzden beri “Kadın dediğin saygı duyulacak, temiz olacak, ağırbaşlı olacak” deyip durdular. Karikatürde ise gözlerin şişer, yorgun olursun, pis olursun, bazen kavga edersin bir şeylerle.
Bize anlattıkları kadın figüründen farklı bir şey çizer olmak. Komik birini kimse umursamaz, ama somurtkan birinin önünde ceketler iliklenir. Kısacası gülme eylemini de erkeklere bırakmışız, her şeyde olduğu gibi.
Çizmeye başladığın günden bu güne hiç kadın olduğun için zorlandığın oldu mu?
Bir keresinde “Sen sadece kadınlarla ilgili çiz.” yönlendirilmesi olmuştu…
Yaşadığımız coğrafyada erkek sistem her gün kadınları katlediyor. Yakın zamanda Özgecan’la beraber öfkemiz daha da arttı. Sen hem karikatürist kimliğinle hem kadın kimliğinle ne düşünüyorsun bu konu hakkında?
Çizer Semra olarak; köşemde çizmek istiyorum ama yapamıyorum. Bazen üzüntümle öfkemin karışıklığından yapamıyorum, bazen de bu meselenin gülünerek hafifletilecek bir şey olmaması gerektiğine inanıyorum. Semra olarak ise diyebilirim ki, korkunç bir zamanda yaşıyoruz. Faşizm yükselmeye çalışıyor. Çok öfkeleniyorum, bu yüzden de sokaklardaki kadınlara destek veriyorum.
Gizem Şahin
Meydan Gazetesi Sayı 25, Mart 2015