İnşaat İşçileri Sendikası’ndan Remzi Yılmaz ve Tekin Aslan ile Kobanê’de yaklaşık 3 ay süren direnişin ardından kazanılan zaferle birlikte binaların, sokakların ve yaşamın yeniden inşası için yaptıkları çağrıya dair bir röportaj gerçekleştirdik.
Meydan: Böyle bir fikir, İnşaat İşçileri Sendikası’nın aklına nerden geldi? Sizi bu çağrıyı yapmaya iten şey neydi?
Tekin: Bir yandan IŞİD çetesine karşı, bir halkın kolektif bir yaşam biçimiyle yürüttüğü direniş ve savaşın yıkıntıları vardı. Bizler de İnşaat İşçileri Sendikası olarak, bu yıkıntıların üzerinden, dinine, diline, inancına ve rengine bakılmaksızın, yeni bir yaşam için inşa sürecinin başlayacağının bilgisini aldık. Bu durumda tarafsız olamayız, taraf olmak zorundayız. Yoksul halklar; IŞİD çetelerinin yağmaladığı, yıktığı, viran ettiği topraklarda komün bir yaşam sürdürmek için çabalarken, bizler de bu yaşama bir tuğla koymalıyız diyerek çıktık yola. Yaşama dair, paylaşmaya dair, dayanışmaya dair bir çabamız olsun istedik. Bu düşünceyle çağrımızı yaptık.
Remzi: Kobanê’ye yönelik saldırının faşist bir boyutu var. IŞİD gibi cani, kafa kesen, insanları canlı canlı yakan bir güç karşısında; insanların o kadar yoksunluğa, silahların azlığına rağmen kendi imkanlarıyla direniyor olmaları, bize böyle bir azim verdi. Harekete geçmemizi sağladı.
Kobanê’de, enternasyonal çatı altında bir direniş gerçekleşti. İnşaat-İş olarak biz de, bu dayanışmanın inşa sürecinde de aynı şekilde devam etmesi gerektiğini düşündük. Yaşadığımız coğrafyada ve Kürdistan’da yaşayan halklara, Avrupa’daki inşaat işçileri sendikasına çağrı yaptık. Bunun enternasyonal bir inşa süreci olmasını istedik açıkçası. Daha önce güneyde kurulan bir Kürt bölgesi var. Taşeronlaşma sistemi ve kapitalistlerin olağanüstü desteği ile inşaatlar yapıldı ve o süreçte işçilerin hakları gasp edildi. Biz sendika olarak, Kobanê’de de böyle şeylerin yaşanmasını istemiyoruz.
Nasıl işleyecek bu “bir tuğla da sen koy” süreci? Ne zaman, ne kadar süreliğine gidilecek?
Remzi: İlk ekip olarak, önce Urfa’ya gitmeyi planlıyoruz. Valiliğe yazdığımız dilekçeye gelecek cevabın ardından 3 kişi gideceğiz. Kobanê’deki heyetlerle görüşüp yeniden inşa sürecinin nasıl ve ne zaman başlayacağının bilgisini alacağız. Bu bilgilerle geri dönerek, çağrımızı daha da yaygınlaştıracağız. İlk etapta 20 kişilik bir grup olarak, 10 günlüğüne gitmeyi planlıyoruz.
Kobanê’de bir İnşaat Koordinasyon Birimi kurup, insanların bu şekilde gelip çalışmasını sağlayacak çalışmalar, projeler üretmeye çalışacağız. Bu yöntemle herhangi bir taşeronlaşmanın, büyük şirketlerin bölgeye yönelik saldırısının önüne geçmiş olacağız.
Tekin: Belki biz İnşaat İş olarak orayı baştan sona inşa etme olanağına ve gücüne sahip değiliz. Hem ekonomik olarak, hem de örgütsel olarak güçlü konfederasyonlarda olan bir sendika değiliz, yeni bir sendikayız. Ancak kolektif yaşam alanlarını kurmak için, alınması gereken önlemler var. Taşeronlaşmanın ve rantın önünü kesmek gibi. Çünkü, TOKİ ve TOKİ bozuntuları, alanları işgal etmek için geleceklerdir. Eğer güçlü, devrimci bir karakterde çalışma yürütülürse, onların önünde bir barikat kurulabilir.
Geride bıraktığımız birkaç aya göre, savaşın sıcaklığını yitirmesinden sonra, kapitalistlerin yüzlerini Kobanê’ye döndükleri ortada. O yüzden, aslında sendika da yapılması gerekeni yapıyor.
Tekin: Yapılması gerekeni yapmaya çalışacağız. Dediğimiz gibi biz baştan sona Kobanê’yi inşa edecek maddi güce sahip değiliz. Ama kafamızda yarattığımız bu projeyi, orada işgale karşı savaşan halkların geleceği için, en ince detayına kadar sunacağız.
Anladığımız kadarıyla, İnşaat İş, işçilerden oluşan bir sendika olsa da mücadelesi yalnızca işçilerin yaşadığı adaletsizliklere karşı değil, değil mi?
Tekin: Tabi ki, bizim şiarımız bellidir. Çağrımızı da işçilerin birliği, halkların kardeşliği adına “Emeğin köprüsünü kurmak için bir tuğlada sen koy” şeklinde yaptık. Burada halkların kardeşliğini inşa etmek gibi bir özlem içindeyiz. Umarım bunun için bir tuğla koyarız.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Remzi: Sizin de dediğiniz gibi büyük güçler ve sermayedarlar gözlerini Kobanê’ye dikmiş durumda. Buna ancak ortak bir direnişle karşı çıkabiliriz. Umarız bu çağrı, orada da karşılık bulur ve hep birlikte bunu hayata geçiririz.
Tekin: Yarı aç, yarı tok yaşayan, örgütsüzlüğün çaresizliği dayattığı inşaat işçileri Kobanê’ye gidiyor. Bu işçileri oraya götürmenin zorluğunu bildiğimiz halde, kendimiz de imkanları kısıtlı bir sendika olarak üzerimize düşen görevi, devrimci bir sorumlulukla gerçekleştirme kararı aldık.
Aylin Sal - Mercan Doğan
Meydan Gazetesi Sayı 25, Mart 2015