Kapitalist işleyiş içerisinde zaman zaman kullanılabilecek ama paylaşma ve dayanışmayla örülü özgür dünyada hiçbir şeye yaramayacak bilgiler…
Erkek egemen toplumda, kadının ezilmesinin en yaygın görünümlerinden biri de cinsel taciz ve cinsel saldırıdır. Toplumdaki kültürel kodlar ve ataerkil kabuller nedeniyle birçok cinsel suç hiçbir şekilde açık edilmemekte, çoğu zaman suçun mağduru tarafından da değişik korku ve kaygılar yüzünden gizlenmektedir.
Mağdurlar, anlattıklarına insanların inanmayacağını düşünerek ya da insanların düştüğü durumdan kendisini sorumlu tutacağını ve suçlayacağını, iffetsiz damgası yiyeceğini düşünerek uğradığı taciz ve saldırıyı kimseye açıklamamakta. Ya da mağdurlar, hukuki yollardan bir sonuç elde edilemeyeceği, kendisine iddiasını ispat külfeti yükleneceğini ve bu şekilde yaşadığı travmayı tekrar tekrar yaşamak zorunda kalacağı düşüncesiyle şikayet mekanizmasını veya başkaca hukuksal mekanizmaları kullanmamayı seçmektedir. Bazen de saldırgan, teşhir veya şikayet durumunda daha ileriye gitme tehdidinde bulunmakta ya da bu tehdit çoğu zaman hal itibariyle varsayılmaktadır.
Elbette, erkek egemen toplum düzeninin bir sonucu olan cinsel şiddete, aynı sistemin bir parçası ve hatta koruyucusu olan yargı mekanizması ile nihai bir çözüm bulunamayacaktır. Cinsel şiddetle mücadelenin en önemli ayağı, örgütlü mücadele ve dayanışmadır. Ancak hukuk düzeninin tanıdığı imkanların da mücadelenin bir parçası olarak kullanılabileceği akıldan çıkarılmamalıdır.
Kişiye yönelik cinsel yönden rahatsız edici her türlü davranışa cinsel taciz denir. Bu davranış cinsel içerikli sözler, tavırlar, laf atmalar, ısrarcı bakışlar veya sarkıntılık olabilir. Tacizin cezalandırılması için fiziksel temas olması gerekmez. Fiziksel temas durumunda, daha ağır bir suç olan cinsel saldırı söz konusudur.
Telefonla mesaj göndererek, internet üzerinden mail yoluyla, sosyal medya aracılığıyla yapılan taciz de aynı niteliktedir ve aynı şekilde cezalandırılır.
Cinsel saldırı suçu, fiziksel temas içeren ve zorla birlikte olmayı da içeren suç tipidir. Bu suç için ille cinsel birleşme gerekmez. Elle taciz, zorla öpme veya tecavüz teşebbüsü de bu suç tipine girmektedir.
Cinsel suçlarda, ispat sorunu ikincil bir sorundur. Mağdurun beyanı tek başına ciddi bir delildir. Bu beyan, eğer başkaca bazı bulgular veya delillerle uyuşuyorsa, saldırganın mahkum edilmesi bakımından yeterli olmaktadır.
Örneğin, telefonda cinsel taciz suçunda görüşmenin kaydedilmiş olması ya da görüşmeyi başka birinin de duymuş olması ve tanıklık yapması şart değildir. Eğer iddia edilen zamanda şikayet edilen kişinin mağduru aradığı aranma kayıtlarından anlaşılabiliyorsa, bu mağdur beyanıyla uyuşan bir delildir ve iddiayı ispat aracı olarak kullanılabilir.
Aynı şekilde, cinsel saldırı eylemini ispat etmek için, saldırıyı birinin görmüş olması şart değildir. Saldırıdan sonra hemen hastaneye başvurmuş olmanız ya da tanıdığınız/tanımadığınız birine konuyu anlatmış olmanız veya yardım istemiş olmanız da birer delildir.
Saldırgana ait izler önemli delillerdir. Bu nedenle cinsel saldırı veya saldırı teşebbüsü durumlarında, tırnak aralarında ya da vücutta kalan dokular ve dna örnekleri, hem saldırganın kimliğinin tespitinde hem de iddianın ispatında önemli delillerdir. Bu nedenle cinsel saldırıya maruz kalan kişinin yıkanmadan en kısa zamanda ve en geç 2 gün içinde şikayetçi olması ve rapor alması önemlidir.
Unutulmaması gereken, her somut olayın kendi özelliklerine göre atılacak adımlar değişmektedir. Cinsel suçlara maruz kalan kadınların, en önce en yakınındaki kadınlardan ve en yakın kadın örgütlerinden destek istemesi en doğru adımların atılmasını kolaylaştıracaktır.
Meydan Gazetesi Sayı 32, Mart 2016