Bazen bir polisiye dizisinin final sahnesinde duyduğumuz bir erkek sesiyle, bazen bir kadının buğulu sesiyle dinlemişizdir. Bazen bindiğimiz minibüste çalan radyodan, bazen bir taş plak sesinden biliriz “Kah çıkarım gökyüzüne / Seyrederim alemi / Kah inerim yeryüzüne / Seyreder alem beni” sözleriyle Nesimi’nin Haydar Haydar’ını.
“İblisin talim ettiği yola, kula, yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemeyen” bir Nesimi bilinir. Ancak sadece bir Nesimi yoktur.
Hangi Nesimi?
1300’lü yıllarda yaşamış olan Seyyid Nesimi, Alevi-Bektaşi kültürünün 7 ulu ozanından birisi olarak bilinir. 10. yüzyılda Bağdat’ta yaşayan ve “enel hak” dediği için katledilen Hallac-ı Mansur’dan etkilenmiş ve Halep’te bu düşünceleri yaymaya çalışmıştır. Sonrasında Hurufiliği şiirle de yaygınlaştırmasıyla, pek çok kişiyi etkilemiştir. Bu durum, iktidar sahiplerini rahatsız etmiş; dinsizlikle suçlanarak zindana atılan Seyyid Nesimi, derisi yüzülerek katledilmiştir.
Kul Nesimi ise, Seyyid Nesimi’nin katledilmesinden 264 yıl sonra dünyaya gelmiştir. Kul Nesimi’nin doğum yeri hakkında çok bilgi olmasa da, onun da Hurufi kökenli olduğu, sonradan Anadolu’ya geçerek, Alevilerin arasında yaşadığı düşünülüyor. Alevi-Bektaşi inançlarını dile getirdiği deyişleriyle tanınıyor. Seyyid Nesimi’ye hayranlığını gizlemez, deyişlerinde de ona göndermelerde bulunur.
Yeryüzünün Halifesi Hünkara İsyan
Farklı çağlarda yaşamış olsalar da, her iki Nesimi’nin ortak noktası isyancı ruhlarıdır. Erdemli bir kişi olarak tanımlanan Seyyit Nesimi’nin didaktik, aşk konusunda yazılmış şiirleri olduğu kadar; yöneticilerin ve zenginlerin zalimliklerini, onlara hizmet eden din alimlerinin halka ihanetini gösteren eserler de yazmıştır. Böyle olunca da tepkileri üzerine çekmiştir.
Nesimi’nin derisi yüzülürken hıncını alamayan müftü “Bunun kanı pistir, bir uzva damlasa o uzvun kesilmesi gerekir” buyurmuş; bu sırada Nesimi’nin bir parça kanı müftünün şahadet parmağına sıçrayınca meydanda bulunan halk, “Fetvanıza göre parmağınızın kesilmesi gerekir” demiştir. Bunu duyan Müftü, sadece parmağındaki kanı yıkamış; Nesimi ise müftüye şöyle seslenmiştir:
“Zahida bir parmağın kessen dönüp halktan kaçar / Gör bu miskin aşığı serpa sayarlar ağlamaz”
Devletin Adaletsizliklerine İsyan
Kul Nesimi’nin yaşadığı Anadolu coğrafyası, 17. yüzyılda, Osmanlı’nın baskılarına karşı örgütlenen Celali İsyanları’na sahne olmuştur. Söz konusu isyanlar ağır şekilde bastırılmıştır. Şiirlerinden, bu isyanlarda yer aldığını öğrendiğimiz Kul Nesimi, yine bir şiirinde Bağdatlı Nesimi’nin derisinin yüzülmesine ithafen şöyle der: “Nesimi’yem yüzün beni, derim meydanda meydanda.” Kul Nesimi’nin -kesin bir bilgi olmamakla beraber- diğer isyancılar gibi, kafası kesilerek katledildiği söylenir.
Nesimiler Yüzyıllardır Zalime Karşı Direniyor
Yaşadıkları dönemin koşullarında adaletsizliklere karşı çıkan Seyyid Nesimi ve Kul Nesimi’nin sesleri, yüzlerce yıl öncesinden bugüne ulaştı. Ancak zalimler var oldukça; Nesimiler’in umutları ve başkaldırıları da sürdü.
Bir başka halk ozanı, Nesimi Çimen ise 1993’te Madımak’ta yakıldı. “Nesimi der ki ey füze yapanlar / Acımasız, zalim, cana kıyanlar / Bırak ey yaşasın bütün insanlar / Barış güvercini uçsun dünyada” diyen, umudu yaşamdan yana olan ve zalimlere başkaldıran bir Nesimi’yi daha katletti zalimler 2 Temmuz’da.
Ancak tarih boyunca gördü zalimler; canlı canlı derilerini yüzseler de, başlarını kesseler de, diri diri yaksalar da bitmedi, bitmeyecek Nesimiler ve başkaldıran türküleri…
Fırat Binici
Meydan Gazetesi Sayı 34, Haziran 2016