Göçmen İşçilerin Gelişi
1805-1849 yılları arasında Mısır hükümdarı Muhammed Ali askeri yapılanmayı, ekonomiyi ve devlet yönetimini modernize etmeye çalışmıştı. Geniş kentsel yapı projeleri, Süveyş kanalı projesi, altyapı projeleri ve demiryolu ağı projelerinin yapılması; İtalya, Yunanistan, Suriye ve Dalmaçya kıyılarından işçilerin Mısır’a gelmesine neden olmuştu. Böylece Mısır iş olanaklarıyla göç eden işçilerin yanı sıra İtalya’dan politik olarak sürgün edilen anarşistlerin de uğrak yeri haline gelmişti.
1860’lı yılların başlarında İskenderiye’de içerisinde anarşistlerin de bulunduğu işçiler İtalyan İşçi Birliğini (Societá Operaia İtaliana) kurdular. 1872’de Yunanistan’ın Korfu adasından gelen işçiler, İşçi Kardeşliği örgütünü kurarak politik hareketliliği sağladılar. Mısır’da anarşistlerin çıkardığı ilk yayın 1877’de İtalyanca olarak basıldı. Yayının adı olan II Lavoratore bir işçi gazetesiydi.
1878’de Errico Malatesta’da, Napoli’de kolluk kuvvetleri tarafından aranınca İskenderiye’ye geçmiş, burada yeni oluşan işçi örgütlenmeleri içerisine katılmıştı. Aynı yıl Mısır’daki İtalya Konsolosluğu önünde bir eyleme katıldığı için de gözaltına alınarak sınır dışı edilmişti.
I. Enternasyonel Ayrışması’nın Mısırdaki İzdüşümü
1871-72 Lahey kongrelerinde Enternasyonel’den ayrılan anarşistlerin Anti-otoriter Enternasyonel’i kurmasıyla dünyanın birçok yerindeki işçi örgütlenmeleri de Anti-otoriter Enternasyonel’e katılmaya başlamıştı. Mısır’da da bunun izdüşümü görüldü. 1876’da Anti-otoriter Enternasyonel’in ilk temsilciliği İskenderiye’de açıldı. Akabinde Port Said’te, Kahire’de ve İsmailia şehirlerinde de temsilcilikler açıldı. Anarşist Enternasyonel’in diğer coğrafyalar ile yazışmalar yapan Mısır şubelerinde İtalyan işçiler ağırlıklı olmasına rağmen Akdeniz’deki diğer işçilere ulaşabilmek adına İtalyanca, Yunanca, Türkçe ve Arapça broşürler hazırlandı. Bu da Mısır’daki anarşist hareketin tüm Akdeniz coğrafyasında örgütlenme amacını açıkça gösteriyordu.
Aynı yıllarda Mısır’da bulunan Errico Malatesta 1881’de, Londra’da düzenlenen Kara Enternasyonel’de hem Mısırlı işçilerin hem de Osmanlı’daki işçilerin delegesi olmuştu. 1914 yılında Londra Konferansı’nda Mısırlı işçilerin delegesi olarak Francesco Cini seçilecekti. Fakat I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle konferans iptal edilmişti. İskenderiye’deki anarşistler, İtalyan Anarşist Birliği’nin (Unione Anarchia Italiana) 1920 yılında Bologna’da yaptıkları konferansa katılmışlardı. Bu konferans, İtalya’da ki FAI’nin başlangıcını oluşturacaktı. 1 Nisan 1882’de anarşistlerin de içerisinde bulunduğu kömür işçileri Süveyş kanalındaki Port Said şirketine karşı grev başlattılar. Bu grev hem Anarşistler için hem de Mısır’da ki işçi sınıfının ilk grevlerinden biri olduğu için önemliydi.
Avrupa’nın Arka Bahçesi Mısır
Avrupa’daki devletlerden sürülen, göç etmek zorunda kalan anarşistler hem Avrupa’ya hem de Ortadoğu’ya yakınlığı nedeniyle Mısır’ı seçmişlerdi. Mısır’daki anarşistler Lübnan, Filistin, Türkiye, Yunanistan ve Tunus’taki anarşistlerle de görüşüyorlardı. Bu da yakın coğrafyadaki anarşistlerin fikir birlikteliklerinin oluşmasını sağlamıştı. Amilcare Cipriani 1860’larda İtalya’dan sürüldüğünde Mısır’ı iki kez ziyaret etmişti. Élisée Reclus 1884’de, Errico Malatesta 1878 ve 1882-83’te, Luigi Galleani 1900-1901’de ve Pietro Gori 1904’te bir konferans turu sırasında Mısır ve Filistin’den geçerek burada bulunmuştu. Mısır’daki anarşistlerin okuduğu gazeteler arasında Il Libertario (İtalya), Il Grido della Folla (Milan), Sosialistis (Atina), La Rivoluzione Sociale (Londra), Le Réveil (Cenevre), L’Operaio (Tunus), La Libertà (New York), La Protesta Humana (San Francisco) ve La Nuova Civiltà (Buenos Aires) gibi gazeteler bulunmaktaydı. Bu hareketlilik sadece Mısır’da değil dünyanın birçok yerinde vardı. Pratikten teori üretmeyi iyi bilen ve beceren anarşistler dünyanın farklı yerlerinde edindikleri deneyimleri birbirleriyle paylaşma fırsatı buluyor anarşizme yeni deneyimler katıyorlardı.
Anarşistler 1881 yılında İskenderiye’de Avrupa Sosyal Çalışmalar Çevresi’ni (European Social Studies Circle) kurdular. Gizli bir matbaada kendi çıkardıkları afişlerini ve yayınlarını bastılar. Aynı yıl Sidi Gaber bölgesinde düzenlenen anarşist konferansa Mısır’da bulunan yüzlerce anarşist katıldı.
Mısır’ın Osmanlı’dan İngiltere İşgaline Geçişi
Kanal projesi, İsmail Paşa'nın lüks yaşamı, ekonomik çöküntü ile beraber İngiltere ve Fransa devletlerinin baskısıyla Osmanlı İmparatorluğu Büyük Vezir İsmail Paşa’yı valilik görevinden almıştı. Kanunlara göre ise oğlu Tevfik Paşa Büyük Vezir ünvanıyla Mısır’ın başına geçmişti. Tevfik Paşa’nın, Mısır’dan elde edilen gelirlerin yarısının İngiltere’ye olan borçlara ödenmesi kararı milliyetçileri oldukça rahatsız etmişti. Bunun etkisiyle Arabi (Urabi) Paşa ordusuyla Tevfik Paşa'yı devirmek için harekete geçmişti. Tevfik Paşa da İngilizlere sığınmış, bunun üzerine İngilizler Temmuz 1882 İskenderiye’ye hava bombardımanı ile saldırmış sonrasında kara birlikleriyle Mısır’ı işgal etmiştir. İngiliz kuvvetlerinin korumasında olan Tevfik Paşa böylelikle tekrar yönetimi devralmıştır. Anarşistler bu dönemde göçmen işçilerin dışında yerel marangozlar, ayakkabı tamircileri, taş kesiciler, terziler ve ressamlar arasında örgütlülerdi; gizlice yaptıkları toplantılarını da marketlerde yada eğlence yerlerinin gizli bölmelerinde gerçekleştiriyorlardı. 1900’lü yılların sonrasında ise tütün işçileri ve demiryolu işçileri arasında örgütlenen anarşistlerin hareketliliği İngiltere ve Mısır’daki yetkilileri fazlasıyla rahatsız etmekteydi.
Mısır’da Anarşizmin Yerel Değerlerle Etkileşimi
Göçmen Avrupalı anarşistler Mısır’ın yerel değerlerini önemseyerek hareket etmişlerdi. Hiçbir zaman parlamenter bir yolda yürümediler, zaten babadan oğula geçen yönetimde “Demokratik Partiler”in de bir yasallığı yoktu. Bu yüzden anarşistler devlet ve kapitalizm karşıtlığının Mısır’da çok daha iyi anlaşılacağını düşünmüşlerdi. İslam dininin toplumdaki kurumsal baskısına karşı çıksalar da doğrudan bir İslam karşıtlığı veya din karşıtlığını savunmadılar. Mısır’daki etnik çeşitliliğe rağmen geniş bir yelpazede tüm ezilenleri birleştirmeyi hedeflediler.
Anarşistler Avrupa’da “Eylemle Propaganda” döneminde birçok kral, imparator ve yöneticinin eylemle öldürülmesini olumlasalar da, Mısır’da “Eylemle Propaganda”yı tercih etmemişler; dergi ve gazete dağıtmak, kitlesel protestolar örgütlemek, halk toplantıları yapmak gibi sözlü propaganda yollarını seçmişlerdi.
Özgür Halk Üniversitesi
Mısır’daki anarşist hareketin en önemli çalışmalarından biri olan Özgür Halk Üniversitesi (Università Popolare Libera) 1901 yılında İskenderiye’de açılmıştır. Üniversitede Fransızca, İtalyanca ve Arapça dillerinde konuşmalar yapılıyordu. Bilim ve felsefe alanında tartışmalar yürütülüyordu. Katalan anarşist Francisco Ferrer Guardia’ın Modern Okul çalışmasından etkilenen üniversite, 1900’ün ilk yıllarında bilginin özgür paylaşımı konusunda önemli deneyimlerden birini oluşturmuştur. Ferrer’in 1909 yılında tutuklanmasına karşı Mısır’daki Özgür Halk Üniversitesi de geniş bir kampanya başlatmıştı. İbranice, Arapça bildiriler dağıtarak Ferrer için küresel bir kampanyanın parçasını oluşturmuşlardı. Fakat Ferrer İspanyol Krallığı tarafından 1909 Ekim ayında yargılanmadan idam edilecekti. Aynı yıl Mısır’da gerçekleşen 1 Mayıs’ta on binlerce işçi meydanları şu sloganlarla yankılatmıştı “Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Özgürlük, Yaşasın Francisco Ferrer!”
Yunanistan’dan Gelen Göçmen İşçiler Hareketleniyor
18 Mart 1894’te Paris Komünü’nün yıldönümünde Yunanistan’daki işçiler komünü selamlamak için “Yaşasın Anarşizm” adlı bildiriyi dağıtmışlardı. Mısır Gazetesi El Hilal’a göre, bu bildiriyi dağıtan birçok anarşist gözaltına alınmıştı.
1 Ekim 1894’te Süveyş Kanalı şirketinde çalışan Yunanyalı işçiler bir grev başlattılar. Uluslararası Sigara Üreticileri Birliği de, aynı yıl Yunanistan ve İtalya’dan gelen işçiler tarafından kurulmuştu. 1899’de büyük bir tütün grevi başlamış, akabinde taleplerin kabul edilmesi sonucu bitirilmişti. Grevde Yunanyalı anarşistlerden Vourtzonis Kardeşler, Nick Giannis ve Yiannis Mavros oldukça aktif olarak yer almıştı. Anarşist işçilerden Sakellaridis Yannakakis ise ayakkabıcılar arasında bir örgütlenme oluşturmuştu. Bir diğer anarşist işçi Skouphopoulos ise 1908’de “Karşılıklı Kardeşlik” adlı bir işçi örgütlenmesinin oluşumuna katkı sağlamış, 1923’te “Eski ve Yeni İdeallerim” adlı çalışmasını yayınlamıştı.
1878’de İstanbul’da doğan Yunanyalı anarşist Stavros Kouchtsoglous; yaşamı boyunca gemi ve tütün işçisi olarak çalışmıştı. İspanya’da geçirdiği kısa sürede anarşist konferanslara katılmış bunun etkisiyle anarşist fikirleri belirginleşmişti. İstanbul ve İskenderiye arasında sürekli mekik dokuyan Stavros, Malatesta’nın Mısır’da bulunduğu süreçte kendisiyle tanışmış ve görüşmüştü. Stavros, 1912’de Kahire’de “Maskeleri Düştü” adlı anarşist-komünist içerikli bir bildiri yayımlamıştı. 1920’li tarihlerde Mısır’da göçmen anarşistlere yönelik baskıların artmasıyla Yunanistan’a geçen Stravros burada da “Oy Kullanmıyorum”, “Hırsız kim? Toprak ağası kim?”, “Bir Dönem Hakkında” bildirilerini yayımladı. Bildiriler Mısır’da anarşist dergiler aracılığı ile basıldı.
Mısır’da örgütlenen anarşizm, kıtalararası bir geçiş noktası olarak başlasa da, bir süre sonra yerel örgütlemelerle etkisi görmezden gelinemeyecek bir şekilde yayılmıştır. Mısır bir yandan işgal edilip diğer yandan sömürülürken, anarşistler öncelikli olarak işçiler arasında örgütlenmiş ve belirginleşmişlerdir. Bu örgütlenmeler sadece Mısır’da değil Akdeniz’deki birçok farklı ülkede etkileşimlere neden olmuştur.
Furkan Çelik
Meydan Gazetesi Sayı 38, Nisan 2017