Geçtiğimiz Eylül ayı sonunda asgari ücret hakkında bir sürpriz yaşandı. Yeni Anayasa’nın sosyal güvenlik ve adil ücret maddesine “asgari ücretten vergi alınamaz” maddesi konuldu. Akabinde hemen tartışmalar başladı. Asgari ücret gibi yüksek bir meblağdan(!) alınan 200 TL gibi bir vergi için patronlar “Yükümüz ağır, 200 TL bize verilmeli” dedi. Asgari ücretle zaten geçinemeyen işçiler ise maaşlarında artık kesinti olmayacağı haklı düşüncesiyle az da olsa sevindi. Peki, bu asgari ücret vergisi nedir? Kaldırılan vergi kime yarıyor?
Asgari ücret vergisi işçilerin aldıkları maaş üzerinden, sırf maaş aldıkları için maaşlarından kesilen gelir vergisi, damga vergisi gibi vergilerdir. Asgari ücret de dahil tüm devlet ve özel şirket işçilerinin aldıkları maaş üzerinden ödenen vergi, işçi adına patron tarafından devlete ödenir. Buna devletin vergi hukukunda ‘kaynakta kesme’ denilmektedir. Yani işçinin ödemek durumunda olduğu vergiyi, işçinin alacağı maaştan kesinti yaparak devletin belirlediği usullerde işçi adına patron ödüyor. Böylece 940,50 lira olan asgari ücret 200,71 liralık kesintiyle işçiye 739,79 lira olarak yansıyor. En nihayetinde asgari ücret vergisi diye tariflenen ve kaldırılacak olan vergi tutarı 125 liraya denk geliyor. Peki, o zaman tartışılan ne derseniz, tartışılan şey kaldırılacak paranın, patronu mu işçiyi mi yoksa ikisini de mi etkileyeceği. Patronlar, şirket yönetmenin verdiği büyük zorluklardan olsa gerek(!), büyük sıkıntılar içerisinde olduklarını, bu paranın kesinlikle onlara verilmesi gerektiğini söylüyor. Evine ekmek götürmekte zorlanan işçi ise 200 lira mı 100 lira mı 125 lira mı olduğuna bakmaksızın artacağını düşündüğü maaşına sevinmeye başladı bile. Kimileri ise bu paranın bir kısmının patrona bir kısmının işçiye verileceği yönünde farklı görüşlere sahip. 1 işçi için, 125 lira, günlük yaklaşık 4 liraya denk düşüyor. Günlük 4 lira ise işçinin, tam biletin 2 lira olduğu İstanbul’da -işe tek vesayetle gidiyorsa- gidiş geliş ücreti veya yolda alacağı 4 simidi ya da iş çıkışı arkadaşlarıyla içeceği çayı(belki o kadar bile değil), belki de 4 kişilik bir ailenin bir öğünlük ekmeğini ifade ediyor. Patron için ise bir işçiden ayda 125 lira yılda, aylık 1500 liraya denk düşüyor. Bu, patronun 50 işçisinin olduğu düşünülürse ortalama bir patronun yılda 75000 lirayı hiç yoktan kar etmesi demek. Bunun da bir patron için hangi anlama geldiğini varsın patron düşünsün…
Sanırım devletin işçileri düşünerek bu vergiyi kaldıracağını düşünen yoktur. Çünkü devlet kendi eliyle işçileri her alanda taşerona teslim ederek her türlü sömürüsünü görmezden geliyor, iş cinayetleri işliyor işçi kıyımları yapıyor... Bu devlet asgari ücret vergisini kaldıracak ve bunu işçiler için mi yapacak?
İşçiler için bu asgari ücret vergisinin kaldırılması gerçekte nereye denk düşüyor olabilir?
Düşünsenize bir mafya tarafından aylık 125 lira haraca bağlanmışsınız ve bu haracı yanında çalıştığınız başka bir mafya sizin maaşınızdan keserek kendi ödüyor. Çünkü haracı alan mafya sizinle muhatap olmak istemiyor. Gün geliyor sizden haraç alan mafya, haracı artık almayacağını söylüyor ve yanında çalıştığınız mafya o para zaten benim paramdı diyor. Artık hem yanında çalışıp hem de haraç vereceğinizi söylüyor. Ya da mafyalar kendi aralarında anlaşıp sizden alacakları haracı artık direkt almayıp farklı yollara başvurmakta anlaşıyor…
Halil Çelik
Meydan Gazetesi Sayı 4, Ekim 2012