Kapitalist işleyiş içerisinde zaman zaman kullanılabilecek ama paylaşma ve dayanışmayla örülü özgür dünyada hiçbir şeye yaramayacak bilgiler…
Translar gündemimize genellikle cinayet ve “intihar” haberleriyle gelse de Anayasa Mahkemesi’nin cinsiyet geçişleri hakkında kasım ayı içerisinde verdiği kararla ana akım medyada kendine yer buldu. Biz de bu sayıda cinsiyet geçişini, özellikle hapishanelerdeki ayırt edici durumu yazımıza konu alıyoruz.
Cinsiyet geçişi ile ilgili hükümler Medeni Kanun’da düzenlenmiş olup şartlar şu şekilde sıralanmıştır: 18 yaşını doldurmuş olunması, evli olunmaması, transseksüel yapıda olup cinsiyet geçişinin ruh sağlığı açısından zorunlu olması ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olunmasıdır. Bu arada Anayasa Mahkemesi’nin, kasım ayı içerisinde aldığı karar sonucu “zorunlu kısırlaştırma” olarak bilinen “üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olma” şartının kaldırıldığı basına yansıdı. Mahkemenin kararı henüz açıklanmadığı için ayrıntıları bilemiyoruz.
18 yaşını doldurmuş ve evli olmayan bir transın bu durumda, “transseksüel yapıda olup cinsiyet geçişinin ruh sağlığı açısından zorunlu olduğu”nu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak raporla kanıtlaması gerekiyor.
Cinsiyet geçişini henüz gerçekleştirmemiş olup hapishanede tutulmakta olan bir trans ise, anlatılan bu süreci çok daha zor bir süreç olarak yaşamaktadır. “Resmi olarak kadın/erkek olmayan” bir trans, bu nedenle yasalarca karşı cins olarak tanımlanan insanlarla tutulmaya zorlanmaktadır. Örneğin ağırlaştırılmış müebbet cezası alan bir trans tutsak, ağırlaştırılmış müebbet cezası alan diğer insanların toplumdan soyutlanmasıyla aynı şartları yaşamak durumunda kalırken, üstüne bir de diğer tutsaklar veya tutsakların ziyaretçileri görmesin diye koğuştan veya odadan çıkartılarak bu sefer ağırlaştırılmış tecrite maruz kalmaktadır.
Hapishanede tutulmakta olan transın, eğer bir tutsaksa vasisi aracılığıyla, yoksa kendisinin yazacağı bir dilekçe ile cinsiyet geçişinin sağlanması için asliye hukuk mahkemesinde dava açması gerekmektedir. Bu dava süreci, cinsiyet geçiş ameliyatının yapılmasının ardından devletin resmi kayıtlarının da düzeltilmesi kararıyla son bulacaktır.
Hapishanede tutulmakta olan bir tutsak için söz konusu olabilecek bir problem de hastane masraflarının nasıl karşılanacağı sorusu olabilir. Ancak bu sorun da -gecikmelerle de olsa- çözülecektir. Hapishane koşullarında sağlık güvencesinden yoksun olan tutsakların ameliyat masrafları, “estetik”le ilgili olmaması durumunda ilgili bakanlıklarca karşılanmaktadır. Trans tutsak her ne kadar cinsiyet geçişinin ruh sağlığı açısından zorunlu olduğu yönünde rapor almış olsa da, bu süreci de beklemek durumunda kalacaktır. Bütün bu süreçlerde karşısına çıkacak sorunlar karşısında direnerek yoluna devam edebilen trans tutsak, sürecin sonunda cinsiyet geçiş ameliyatını yaptırabilecektir. Ardından da yasalarca kendi cinsiyet kimliğine sahip insanlarla aynı hapishanede kalma olanağına kavuşacaktır.
Av. Gökhan Soysal
Meydan Gazetesi Sayı 42, Aralık 2017