Son dönemde başkanların prestij projelerinin geleceği konuşuluyor. İptal edilecekler mi, edilmeyecekler mi? Söz konusu başkanlardan biri İBB’nin eski başkanı Kadir Topbaş, diğeri TC Başkanı Tayyip Erdoğan. Kadir Topbaş’ınki Kabataş’taki Martı Projesi, Erdoğan’ınki İstanbul’un Avrupa Yakası’nda büyük ekolojik yıkımlara neden olacak Kanal İstanbul Projesi.
Prestij projelerinden ilki, resmi adı “Kabataş Transfer Merkezi ile İskelelerin Yenilenmesi Projesi” olup kısaca “Martı Projesi” olarak bilinen, İBB eski başkanı Kadir Topbaş’ın “ustalık eserim” dediği proje. İki senedir süren projede bir ilerleme yok. İnşaatı, özellikle yeraltıyla ilgili çalışmalarının zorluğu ve Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile yaşanan anlaşmazlıklar üzerine durma noktasına gelen projenin iptal edilip edilmeyeceği bir süre tartışıldı. Uzun bir zamandır hemen hemen hiçbir aşamanın kaydedilmemesi projenin iptal edildiğini düşündürüyordu. Ancak İBB, karayolunu yer altına alma planından vazgeçildiğini bildirerek projenin değişikliklerle tamamlanacağını açıkladı.
Bölgenin silüetini bozduğu için ciddi şekilde eleştirilen, bölgenin tarihsel dokusunun ve ekolojik dengenin gözetilmediği bu proje, denize dolgu yapılmasını içermesi sebebiyle de ekolojik tahribatlara yol açacak. Belediye başkanının kendi siyasi prestiji için giriştiği bu proje, tabi ki halkın ihtiyaçları neticesinde geliştirilmiş bir proje değil. Yani kentsel mekanın değişimine neden olan başka başka projelerde olduğu gibi Kabataş da birilerinin rantı ve başka birilerinin siyasi çıkarı için talan ediliyor, ekolojik tahribat önemsenmiyor.
Prestij ve rant projelerinin en çılgını ise TC Başkanı Tayyip Erdoğan’ınki. İstanbul’un Avrupa Yakası’nın bir bölümünü adaya çevirecek, yeni yerleşim alanları oluşturacak, binlerce ağacın yok olmasına ve eko-sistemin tahrip olmasına neden olacak bu projenin geleceği de Erdoğan’ın bir açıklaması sonrası tartışıldı.
Recep Tayyip Erdoğan, geçen haftalarda ekonomideki gidişatla ilgili olarak nasıl tasarruf yapılacağı konusuna değindiği bir konuşmasında, tasarruf tedbirleri kapsamında yüzde 70-80’i bitmiş projelerin tamamlanacağını, onun dışında yeni projelere başlanmayacağını açıklamıştı. Bu açıklamanın ardından herkesin aklına ilk olarak bir ekolojik yıkım projesi olan Kanal İstanbul gelmişti.
Saha çalışmalarının sürdüğü belirtilen projede daha temel atma işlemlerinin yapılamamış olması, Erdoğan’ın açıklamasının Kanal İstanbul’u da içerdiği iddialarına yol açsa da buna karşılık olarak Yap-İşlet-Devret modeli sayesinde kanalın yapımına devam edileceği iddia edilmişti. Böylesi bir kriz ortamında, paralar suyunu iyice çektiğinde, dışarıdan finansman desteğinin gelip gelmeyeceğini ve tüm bunların ekonomiyi daha fazla etkileyip etkilemeyeceğini hep birlikte göreceğiz.
Özgür Oktay
Meydan Gazetesi Sayı 46, Ekim 2018