Şermin Kalkan Metro’da İntihar Etti...
Bir öncekinin aynısı bir günün sonu. Her akşam gibi bir akşam. Saat 6:00, mesai bitmiş. Yorulmuşum, yavaş yavaş Kazancı yokuşunu çıkıyorum. Ayakkabılarım yürüdükçe daha da çok vuruyor ayaklarıma, ben terlik giyme hayalleri kuruyorum... Metroya bineceğim birazdan, bir saate evde olurum diyorum.
İstasyonda bir anons duyuluyor:
“Teknik bir arızadan dolayı seferlerimiz gecikmeli olarak yapılmaktadır. Taksim-Şişhane istasyonları işletmeye kapatılmıştır. Seferlerimiz Hacıosman-Osmanbey arasında yapılacaktır.”
Ortalık mahşer yeri gibi, Taksim metrosunda gideceği yere gidemeyen bir ‘iş çıkış saati kalabalığı’. Her akşam gördüğümden daha sinirli insanların yüzleri, benim de kaşlarım çatılıyor, “Akşam akşam bir bu eksikti” diyorum “şimdi yürü bakalım vuran ayakkabılarınla Kabataş’a”
Söylenen yalnız ben değilim, insanlar sinirli sinirli istasyondan dışarı çıkıyorlar, bu uğultunun içinde küfürleri duyabiliyorum. Bu sırada bir cümle çarpıyor kulağıma: “İntihar edecek başka yer mi yok ya, git evinde öl!” Sesin geldiği tarafa bakıyorum, kırk yaşlarında bir adam, gömleği pantolonu ütülü, işten çıkmış o da belli, hızlı hızlı otobüs duraklarına yürüyor... “Kadın kendini raylara atmış” diyor biri, “2 saat yol çekicez şimdi” diyor bir başkası, sesler devam ediyor...
“Hayatta yetişemeyiz biz o seansa”, “Böyle şeyler de hep beni bulur”, “Olacak iş mi ayıp yahu!”... “İnsanlar ne kadar bencil”...
Düşünüyorum da, ne kadar hakikaten?
Bir kadın kendini raylara atmış... Bencil miymiş? Hiç düşünmemiş işten çıkan insanların metroyu kullanacaklarını... O istasyonda intihar ettiğinde “Teknik bir arızadan dolayı” oranın 3 -4 saat kullanılamayacağını, insanların yolda kalacağını...
Kabataş’a doğru yürüyorum. Düşünüyorum da, bu kadın diyorum, hayatını sonlandırmaya karar vermiş, bu senaryoları düşünmesi mi gerekir? Düşünmediyse bu onun bencilliği midir? Yoksa bunların hiçbirinin bir öneminin kalmaması mıdır kendini raylara atıvermesinin nedeni?
“İnsanlar ne kadar bencil” diye soruyorum. Sinemaya yetişemiyor biri, diğeri eve geç kalıyor, metro seferleri yapılmıyor. Kadına küfrediyor çoğu, görmezsem yoksun “Git evinde öl” diyor. Ama düşünmüyor, neden atladı bu kadın? Düşünmüyor çünkü her gün evden işe, işten eve mekik dokurken, öfkelenecek bir sürü şey çıkıyor karşısına, yine trafikte kalıyor, ya da tam iş çıkışında fazla mesaiye bırakılıyor, planlarını iptal ediyor...
Ama işin en kötü tarafı, herkes bütün bunların sadece kendi başına geldiğini düşünüyor. Bu yüzdendir ki “hep beni bulur, bir bu eksikti” diye söylenip duruyor, duruyoruz...
Gerçek şu ki hepimiz böyle söylenmeye devam ettikçe, işe giderken benim ayakkabılarım vuracak, başka biri trafiğe takılacak ya da mesaiye kalacak. Ve biz bencilleştikçe sanacağız ki hep bizi buluyor...
Özlem Arkun
Meydan Gazetesi Sayı 5, Kasım 2012