Direnişten Doğan Bir Kitap Kolektifi Het Fort van Sjakoo

Sayı 52, Mart 2020

Het Fort van Sjakoo, Amsterdam’daki ikinci el pazarlarının biraz ilerisinde 1977’de işgal edilen ve o zamandan günümüze kadar gelebilen bir kolektif. Endüstriyel kitapçılarda bulamayacağınız birçok alternatif ve özgür yayını hiyerarşisiz ve patronsuz işleyen bir kitap kolektifinde bulabilirsiniz. Meydan Gazetesi olarak 1977 yılından günümüze uzanan bir kolektif olan Het Fort van Sjakoo ile yaptığımız röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

Meydan Gazetesi: Merhaba, Het Fort van Sjakoo’yu bize kısaca tanıtır mısınız, bir kitap kolektifi fikri nasıl doğdu? Öncelikle bunu merak ediyoruz.

Het Fort van Sjakoo: Aslında bütün proje 1977’de otel yapılmak istenen bir binayı işgal etmekle başladı. O zamanlarda anarşist bir kitapçı kurma niyetiyle değil, yapılması planlanan otele karşı bir direniş olarak başladık. Zaman içerisinde yavaş yavaş anarşist kitapçıya evrildiğimizi söyleyebiliriz. Çok satılan ya da popüler kitapların değil alternatif yazınların, fanzinlerin ve dergilerin yer aldığı şu anki anarşist kitapçıya dönüştük.

Peki burayı anarşist kitapçı yapan nedir?

Aslında buranın kitapçıya evrilmesi süreç içerisinde oldu. “AVM’lerden ve büyük kapitalist kitapçılardan kitap almak istemiyoruz.” diyenlere kitap satmak için ve bu boşluğu doldurmak için varız. Kendimizin okuduğu, okumak istediği ve satmak istediğimiz kitapları satıyoruz. İşgal mekanı olarak başlamanın en güzel taraflarından bir tanesi de istediğimiz şeyi istediğimiz şekilde yapabilmemiz, böylece yasaları da bükebiliyoruz. Ama Amsterdam’da işgal olarak başlayan birçok yer gibi ticari işletmeye de dönüşebilirdik. Buna izin vermeyen yanımız ise barınma hakkı ve pek çok toplumsal hareketin içinden gelen gönüllülerden oluşan, devamlı değişen ve dönüşen kolektif yapımızın yarattığı tarihimiz, tam da bu sayede radikal bir yapı olarak devam ediyoruz.

Şu anda burası bir işgal evi değil. Peki yasallaşma süreci nasıl oldu?

Aslında 1980’lerde devlet “ev kooperatifleri” ile birlikte işgal kolektiflerine bulundukları mekanları kiralamaya başladı. Bir anda pek çok işgalci kiracıya dönüştü ve kira kontratı yaptı ya da tahliye edilmeyle karşı karşıya kaldı. Sürecin 2000’lerdeki kısmında ise devlet bu kiraya zam yapıp bizi kiraladığımız mekanlardan çıkarmakla tehdit etti. Mekanları satın almak için önerilen rakamlar çok yüksekti. Tabi ki süreç içerisinde çok fazla eylemlilik oldu, bu eylemlerin bir kısmı çatışmaya dönüştü. Eylemlerin yarattığı baskı sonucunda fiyatları o kadar aşağı çektiler ki satın alabileceğimiz miktarlar önerildi, biz de dayanışma çağrısı yapıp para biriktirmeye başladık. Diğer işgal evlerinden örgütlenmelerden ve politik oluşumlardan destekler gelmeye başladı. En sonunda bir dernek oluşturup burayı satın aldık.

Derneğin yasal yapısının altında kolektif yapıyı sürdürebilecek şekilde kendi işleyişimizi oluşturduk. Bu sayede yıllarca devam edebilecek bir yapı oluşturduk. Şimdilerde biz de ekonomimizin bir kısmını diğer örgütlenmeler ve eylemliliklerle dayanışmaya ayırabiliyoruz ve bu dayanışmacı ekonomiye katkı sağlayabiliyoruz.

Ekonominizi nasıl idare ediyorsunuz, burayı detaylandırır mısınız?

Kitapçıya yeni kitaplar almaya, mekanın çekip çevrilmesi ve onarımına ayırdığımız kısım en büyük giderimiz aslında. Gelirimizin kalan kısmıyla diğer kitapçılarla ya da projelerle dayanışıyoruz. Yani bizim de bu kitapçıyı başlatabilmemizi sağlayan ekonomik dayanışma sistemine dayanışma gösteriyoruz. Kitapçıdaki gönüllüler içinse yemek organizasyonları düzenliyoruz ama bunun dışında kitaplarda indirim ve çalışma saatlerinde bedava çay ve kahvemiz var.

Biraz da kolektifin işleyişinden bahsedelim; neler yapıyorsunuz, kaç kişisiniz?

Bu rakam biraz değişiyor, Het Fort van Sjakoo’nun şu anda 15-20 kadar gönüllüsü var. Kendi belirledikleri günlerde o gün için inisiyatif alıyorlar. Gönüllülerle iletişim kurduğumuz bir mail listemiz var. Genelde toplantıda gündem edilmeden önce herkes tartışmaya açmak ya da konuşmak istediği konuyu önceden zaten bildirmiş oluyor. Sonrasında iki haftada bir konsensüs ile işlettiğimiz düzenli toplantılar yapmaya çalışıyoruz. Toplantı notlarını da aynı liste üzerinden paylaşıyoruz. Eğer toplantıya o hafta katılamayanlar olmuşsa itirazlarını da yine bu liste üzerinden paylaşabiliyorlar.

Son olarak Meydan Gazetesi okuyucularına bir şey söylemek ister misiniz?

Eğer gelebiliyorsanız anarşist kitapçımıza gelin. Baskıya ve sömürüye karşı dayanışmayla kalın.

Meydan Gazetesi Sayı 52, Mart 2020

Paylaşın