İşte Benim Hikâyem…

Sayı 8, Şubat 2013

Bir kadın olarak dünyaya geldiğim için hayatım boyunca hep ezilerek, korkarak ve acı çekerek yaşamımı sürdürdüm. Çocukluk yıllarından sonra genç kızlığa adım attığınız zaman baba, abi ve akraba büyüklerinden “sen kızsın oraya gitme, bunu yapma” gibi bir ezilmenin içinde buluyorsunuz kendinizi. Aradan bir zaman sonra “yaşın geldi evlen” baskısı çıkıyor. Derken evleniyorsun. Evleniyorsun da ne oluyor, ne değişiyor. Bu defa koca baskısı, evli bir kadınsın kocan ne derse onu yapmaya çalışıyorsun. Anne oluyorsun, çocukların için fedakârlıklar yapıyorsun. Biz kadınlar ezilerek, korkarak, fedakârlık yaparak bir aile kavramını yürütmeye çalışsak da bütün darbeleri biz yiyoruz. Benim kocam yirmi senelik evliliğimin üzerine en kolay yolu seçerek evden kaçtı. Sebebi, çocuklar büyüdükçe sorunları da büyüyordu.

Kaçarken hiç düşündü mü ki, bu kadını evlendikten sonra işten çıkarttım, emeklilik hakkını bitirdim, yirmi senesini çaldım demedi. Çünkü biliyordu ki karşısında ezilmiş, yükü çekecek bir kadın vardı.

41 yaşından sonra çalışmaya başladım. Çalışmadığım bir iş kalmadı. Sırası geldi yemekhanede yemek yaptım, sırası geldi tezgâhtarlık yaptım, sırası geldi bebek baktım. Hele ki zengin bir ailenin yanında on beş sene çalıştım. İlk konuşmam sadece bebek bakımıydı ama günler geçtikçe yemekti, ütüydü eklendi. Bunun yanında maaşıma zam yapılmadı, sigortam ödenmedi ama çocuklarımın hatrı için gene sesimi çıkartamadım, gene ezildim.

Kendi kendime “benim kaderim, yazım buymuş” dedim, ama bir yerden de o hanımın yaşantısını izlemeye başladım. Ne şanslı kadın üniversiteyi bitirmiş, bir bankanın müdürü olmuş, 15-20 milyar maaşı var, bir giydiğini bir daha giymez. Bana 450 lira maaş verirken kendisi bir gecede yemekte 800 lira veren o hanım, bir gece toplantıdan çıkamadığı için geç gelmişti. Kocası benim yanımda karısının yüzüne iki üç tokat attığında kendi kendime dedim ki “okumamışı okumuşu kadınlar için fark etmiyor, kadın hangi yerde olursa olsun ezilmeye mahkum oluyor”. İşte benim hikâyem.

Her ay gazetelerini verirler, okurum. Bu sefer kadınlar kendini anlatacak dediler ben de olur dedim ve yazdım hikâyemi. Böylece bana yaşantımı anlatma imkânı verdiler. Bu yıl da kadınların yürüyüşünde olacağım. Tüm kadınları ve anneleri de çağırıyorum bu güzel yürüyüşe.

Seher Sertel

Meydan Gazetesi Sayı 8, Şubat 2013

Paylaşın