Bir simitle başladı dostluğumuz. Evlerimizde hazırladığımız keklerle çoğaldı paylaşma gücümüz. Tüm derdimiz damacanayı sınıfa sokmak mıydı ki? Biz seçmemiştik müdürlerden hakarete mağruz kalmayı, istemezdik polislerin saldırısına uğramayı.
Tek derdimiz değildiki simidimizi paylaşmak. Otobüslere veriyorduk son paramızı, zorla giyiyorduk tektip üniformaları, muhtaçtık kantinlere, seçermiydik bu sıkıntılı üniversite yolunu. Hep bir dert içinde geçiyor şu lise hayatımız.
Ama biliyoruz bizlerden ne istediklerini! Daha fazla çalışan, daha kalifiye, itaatkar köleler olmamızı. Bu yüzden bilsinler ki isyanımız simidimize kalkan eller değil! İsyanımız okullara, iktidarlara, sizin bu kapitalist sisteminize!

Bizler sistemin bizlere dayattığı ilişki biçimlerin karşısında duruyoruz. Bilgiyi paylaşma ve dayanışmayla çoğaltacağız. Kapitalizmin bizlere dayattığı adaletsizlikleri birlikteliğimizle, arkadaşlığımızla yeneceğiz. Bunun ilk adımı olarak okullardaki en büyük bencilliği ve adaletsizliği oluşturan kantinleri yaşamlarımızdan çıkartıyoruz. Okullarda yaptığımız kantin boykotları ile hem bencillik kültürüne hem idarecilerin otoritelerine karşı seslerimizi yükseltiyoruz. Paylaşma masaları kurarak paylaşma, dayanışma, arkadaşlık, dostluk gücümüzü arttırıyoruz. Dört bir yanımızın duvarlarla, tel örgülerle çevrili olan okullarda sistemin bize dayattığı ilişki biçimlerini yıkıyoruz!

Tüm okullardaki arkadaşlara çağrımızdır; Kapitalizmin adaletsizliğine, bencilliğine karşı paylaşma masalarında yemeklerimizi arkadaşlarımızla beraber paylaşalım. Hep beraber kurduğumuz sofralarda bencilliği yok edelim, paylaşmamızı büyütelim. Çünkü bizim ihtiyacımız olan şey bu!

www.paylasmamasasi.org
[email protected]