Savaşa, Faşizme, Milliyetçilik ve Irkçılığa Karşı Göçmenlerle Dayanışma Ortak Bildirisi
DEVRİMCİ ANARŞİST FAALİYET VE ANARŞİST POLİTİK ÖRGÜTLENME’NİN SAVAŞA, FAŞİZME, MİLLİYETÇİLİK VE IRKÇILIĞA KARŞI GÖÇMENLERLE DAYANIŞMA ORTAK BİLDİRİSİ
Savaş ve faşizm, sistemin kendi temel ilkesinden –bir insanın başka birisi tarafından ezilmesi ve sömürülmesi- doğan çelişkilerinin sonucunda ortaya çıkan derin ve topyekün krizine karşı verebileceği tek “tepki”dir.
Siyasi ve ekonomik iktidarlar kapitalizmin kıyısında köşesinde kalmış halklara karşı; savaş, askeri operasyonlar, rejimlerin yıkılıp yerine yenilerinin dayatılması yöntemlerini kullanarak ve tüm alanları, zenginlik kaynaklarını, hatta tüm toplulukları kontrol etmek amacıyla koşulsuz şartsız bir saldırıya yelteniyorlar. Bu; zenginliğin küresel finansal elitlerin elinde fazladan toplanması ayrıca küresel, bölgesel ve yerel güçler arasında uluslararası rekabet bağlamındaki jeopolitik güç dengesinin yeniden ayarlanması için milyonlarca insanı yoksulluğa, hastalığa ve zorunlu göçmenliğe mahkum eden bir durumdur.
Son birkaç günde savaştan, sefaletten kaçma ve daha iyi bir yaşam umuduyla Yunanistan-Türkiye sınırlarına gelen binlerce göçmen, AB ve Yunanistan Devleti’nin katil ve ırkçı politikalarıyla karşı karşıya geliyor. Asker, polis ve parastatal (hükümete ait olan ve genellikle politik güçleri de olan yapılar) gruplar yolları kapattılar. Avrupa Kale’sine giriş yollarını engellemek için silah kullanmaktan çekinmiyorlar.
Sınır koruması görevini üstlenmek ve kendi sınırları dahilindeki binlerce göçmen ile toplama kamplarındaki göçmenler arasında modern bir ırk ayrımını empoze etmek; Yunanistan Devleti için Avrupa Birliği’nin politikalarına ve aktif olarak askeri güç, savaş gemileri, füze sistemleri gönderdiği NATO’nun savaş makinesine bağlılığını göstermenin başka bir ifadesidir.
Kürt halkının yok edilmesi amacıyla sürekli savaş operasyonları yürüten ve İslamcı grupların desteğiyle Kuzey Suriye’ye karşı işgal ve askeri müdahaleyi tırmandıran T.C için ise; kendi bölgesindeki milyonlarca göçmenin -T.C-Avrupa Birliği anlaşmasının bir sonucu olarak- tuzağa düşürülmesi ve Evros sınırlarındaki binlercesinin de şovunun yapılması durumu, Orta Doğu’nun daha geniş bir bölgesindeki siyasi amaçlarına hizmet etmesi için kullandığı başka bir araçtır.
Hem Yunanistan hem de Türkiye devletleri, artan rekabet bağlamında milliyetçiliği, hoşgörüsüzlüğü ve nefret söylemini destekliyorlar. Amaçları korkuyu toplumda yaymak ayrıca devlet ve patronlar tarafından acımasızca sömürülen ve yağmalanan toplumsal çoğunluğu kendi çıkarlarının siyasi, ekonomik iktidarlarla ortaklaştığına ikna etmektir.
Yunanistan’da faşistler, adalara ulaşmayı başaran göçmenlerin adalara ayak basmalarını engelleyerek, göçmenlerin Ege Denizi’nde katledilmesine sebep oluyor, sınır hattında Meriç Nehri boyunca yunan askerleri ile beraber nehri aşan göçmenlere işkence ederek Türkiye tarafına gönderiyorlar. Aynı şekilde Türkiye’deki faşistler de Suriye’den Türkiye’ye sığınmış göçmenlere mahallelerde saldırıyor, işkence ediyorlar; evlerini ve dükkanlarını yıkarak göçmenlerin Avrupa’ya gitmesi için tehdit ediyorlar.
Ege Denizi’nin iki tarafındaki anarşistler olarak inanıyoruz ki savaş toplumlarının, yoksulluk ve fakirleşmenin yükselmesinin; milliyetçiliğin ve toplumsal faşistleşme sürecinin yeniden canlanmasının insanlık için yıkıcı sonuçları olacaktır. Halklar arasındaki sınıfsal ve sınır tanımayan dayanışmanın, sömürülenlerin örgütlü mücadelesinin; sömürüsüz, savaşsız bir yaşamı, eşitliği ve barışı kurmak için gerekli ortamı evrensel düzeyde sağlayacak olan, devletlerin ve kapitalizmin dünyasının yıkılmasını sağlayacağına inanıyoruz.
GÖÇMENLER İÇİN HAREKET SERBESTLİĞİ VE DÜZGÜN YAŞAM KOŞULLARI!
HALKLARA KARŞI SAVAŞAN DEVLETLER KAYBEDECEK!
DEVLET SINIRLARINA KARŞI DAYANIŞMA!
Devrimci Anarşist Faaliyet (DAF) / Türkiye
Anarşist Politik Organizasyon / Yunanistan
Ortak Bildirinin İspanyolcası:
COMUNICADO DE APO y DAF CONTRA LA GUERRA, EL FASCISMO Y EL RACISMO,
LA SOLIDARIDAD CON LOS REFUGIADOS Y LOS INMIGRANTES!
La guerra y el fascismo son la única “respuesta” que el sistema puede dar a su propia crisis profunda y total, a sus propias contradicciones que resultan de su principio básico: la opresión y la explotación de un ser humano por otro.
A nivel mundial, los jefes políticos y económicos intentan un ataque sin tregua contra los pueblos de la periferia capitalista mediante la guerra, las operaciones militares, la subversión de los regímenes y la imposición de otros nuevos, con el objetivo de controlar zonas completas, fuentes de riqueza, incluso poblaciones enteras. Esto condena a millones de personas a la pobreza, enfermedades y la migración mientras se asegura la sobre-acumulación de las riquezas en manos de las élites financieras mundiales, generando una macabra reorganización del equilibrio geopolítico del poder según el contexto de la competencia internacional entre poderes mundiales, regionales y locales.
Los miles de refugiados e inmigrantes que han llegado en los últimos días a las fronteras greco-turcas con la esperanza de escapar de la guerra y la miseria, en busca de una vida mejor, se enfrentan a la política asesina y racista de la UE y el Estado griego. Las fuerzas militares y policiales y los grupos paraestatales han bloqueado su camino. No dudan en utilizar incluso munición real para impedir su paso al interior de la Fortaleza Europea.
Para el Estado griego, adoptar el papel de guardia fronteriza e imponer un moderno apartheid en su interior con miles de refugiados e inmigrantes atrapados en campos de concentración, es otra declaración de su compromiso con las políticas de la Unión Europea y la maquinaria bélica de la OTAN, perteneciendo a la misma, participando activamente en los conflictos bélicos mediante el envío de fuerzas militares, buques de guerra y sistemas de misiles.
Para el Estado de Turquía, que continúa las operaciones de guerra, cuyo objetivo es el exterminio del pueblo kurdo, intensifica la intervención y ocupación militar del norte de Siria con el apoyo de grupos islamistas, dejando a millones de refugiados e inmigrantes atrapados en su territorio -como resultado del acuerdo entre Turquía y la Unión Europea-. Además utiliza como un instrumento el ascendiente número de miles de refugiados empujados a la fronteras de Evros al servicio de su programa político en Medio Oriente.
Tanto los Estados de Grecia como Turquía promueven el nacionalismo, la intolerancia y la retórica del odio en el contexto de su creciente rivalidad. Su objetivo es sembrar el miedo en la sociedad, convencer a la mayoría social, que es saqueada y brutalmente explotada por el Estado y los jefes, de que comparten intereses comunes con las élites políticas y económicas dominantes.
Los fascistas en Grecia están masacrando a los inmigrantes que logran llegar a las islas del Mar Egeo, impidiéndoles bajar de las embarcaciones en la orilla; con el apoyo de la policía griega están torturando a los inmigrantes en la línea fronteriza a lo largo del río Evros y están enviando a los inmigrantes que cruzaron el río de vuelta al lado turco de la frontera. De la misma manera, los fascistas en Turquía están atacando a los inmigrantes de Siria que se han refugiado en Turquía, en los barrios, torturándolos y amenazando con enviarlos a Europa destruyendo sus casas y tiendas.
Como anarquistas de ambos lados del Mar Egeo, creemos que la perspectiva de sociedades de guerra, de pobreza y empobrecimiento, el resurgimiento del nacionalismo y la fascistización social tendrán resultados devastadores para la humanidad. Estamos convencidos de que la solidaridad de clase e internacionalista entre los pueblos, el contraataque organizado de los explotados y el vuelco del mundo del Estado y del capitalismo a nivel mundial pueden establecer los términos para la creación de una sociedad de prosperidad, igualdad, paz y justicia sin explotación, guerras y rivalidades desorientadoras.
LIBERTAD DE CIRCULACIÓN Y VIDA DIGNA PARA LXS INMIGRANTES Y REFUGIADOS
LOS ESTADOS QUE LUCHAN CONTRA EL PUEBLO SERÁN DERROTADOS
¡SOLIDARIDAD SIN FRONTERAS!
Devrimci Anarşist Faaliyet (DAF) / Turquía
Organización Política Anarquista-Federación de Colectivos (ΑPO) / Grecia
Ortak Bildirinin İtalyancası:
DICHIARAZIONE COMUNE DI APO (Anarchist Political Organization-Federation of Collectives)
e DAF (Revolutionary Anarchist Action)
CONTRO GUERRA, FASCISMO E RAZZISMO
SOLIDARIETA ‘CON I RIFUGIATI E GLI IMMIGRATI
La guerra e il fascismo sono l’unica “risposta” che il sistema può dare alla sua crisi profonda e totale, alle contraddizioni che derivano dal suo principio di base: l’oppressione e lo sfruttamento di un essere umano da parte di un altro.
I vertici politici ed economici stanno conducendo un attacco senza quartiere contro gli abitanti delle periferie del capitalismo globale attraverso guerre e operazioni militari, sovvertendo paesi e creando nuovi regimi, con l’obiettivo di controllare intere aree del pianeta, le loro fonti di ricchezza, le loro popolazioni. In questo scenario, milioni di persone sono condannate alla povertà, alla malattia e alla migrazione forzata al solo scopo di garantire l’accumulo di un’immensa ricchezza nelle mani delle élite finanziarie e per la riorganizzazione degli equilibri di potere geopolitici nel contesto della competizione internazionale fra potenze globali, regionali e locali.
Le migliaia di rifugiati e immigrati che stanno arrivando ai confini greco-turchi con la speranza di sfuggire alla guerra e alla miseria, in cerca di una vita migliore, si scontrano con la politica omicida e razzista dell’UE e dello Stato greco. Le forze militari e di polizia e i gruppi parastatali bloccano loro la strada, non esitando a usare le armi -anche con munizionamento “vero”, non solo proiettili di plastica- per impedire il loro ingresso nella “Fortezza Europa”.
Per lo Stato greco, l’adozione del ruolo di guardia di frontiera e l’imposizione di un moderno apartheid al suo interno con migliaia di rifugiati e immigrati intrappolati nei campi di concentramento, è una chiara dimostrazione di adesione incondizionata alle politiche dell’Unione europea e della macchina da guerra della NATO, della quale è parte integrante, e alle cui operazioni di guerra partecipa attivamente con forze militari, navi e sistemi missilistici.
A sua volta lo stato turco, mentre continua la sua guerra di annientamento contro il popolo curdo e intensifica l’intervento militare e l’occupazione della Siria settentrionale con il sostegno di gruppi islamisti, utilizza i milioni di rifugiati e immigrati intrappolati nel suo territorio a seguito dell’accordo con la UE – e le migliaia di essi che premono al confine di Evros- come strumento al servizio della propria agenda politica nel teatro mediorientale.
Entrambi gli stati, quello greco come quello turco, stanno promuovendo il nazionalismo, l’intolleranza e la retorica dell’odio nel contesto della loro crescente rivalità. Il loro obiettivo è diffondere la paura all’interno della società, convincendo la maggioranza delle classi subalterne di avere interessi comuni con le élite politiche ed economiche, le stesse che le saccheggiano e sfruttano brutalmente.
I fascisti in Grecia stanno massacrando gli immigrati che riescono a raggiungere le isole sul Mar Egeo, impedendo loro di scendere dalle barche sulla riva. Con il sostegno della polizia greca torturano gli immigrati sulla linea di confine lungo il fiume Evros e rimandano gli immigrati che hanno attraversato il fiume sul lato turco del confine. Allo stesso modo, i fascisti in Turchia attaccano nei loro quartieri gli immigrati siriani che si sono rifugiati in Turchia, torturandoli e minacciando di mandarli in Europa distruggendo le loro case e negozi.
Come anarchici che vivono e lottano su entrambe le sponde del Mar Egeo, crediamo che la costruzione di società perennemente in guerra e preda di un crescente impoverimento, unita alla rinascita di nazionalismi e fascismi, possa portare solo risultati devastanti per l’umanità. Siamo convinti che la solidarietà di classe e internazionalista tra i popoli, il contrattacco organizzato degli sfruttati e il rovesciamento di un modello del mondo a immagine di stato e capitalismo possano stabilire le condizioni per la creazione di una società di prosperità, uguaglianza, pace e giustizia, senza sfruttamento, senza guerre e rivalità artificiose.
LIBERTA’ DI MOVIMENTO E CONDIZIONI DI VITA DIGNITOSE PER IMMIGRANTI E RIFUGIATI
GLI STATI CHE COMBATTONO CONTRO I POPOLI SARANNO SCONFITTI
SOLIDARIETA’ SENZA CONFINI!
Devrimci Anarşist Faaliyet (DAF) / Turkey
Anarchist Political Organization-Federation of Collectives (ΑPO) / Greece