Yıkmak Yaratmaktır!
Yaşıyoruz, öğrenciyiz ya da çalışıyoruz. Annemize, babamıza, eşimize, çocuklarımıza karşı sorumluluklarımız var. Kira, fatura, yemek, giyecek, okul masrafları, kredi kartı borcu hiç bitmiyor. Bir bakarız çocukken genç, gençken yaşlanmışız, trafik ya da bir iş kazasında ölmez isek, bu betonlarla çevrilmiş yaşamlarımızda verem ya da kanser de olmazsak, emekliyiz ve bir bakıyoruz…
Böyle yaşamaktan mutluysanız bu bildiriyi okumayın.
Bu dünya kapitalizmin dünyası. Bu dünyada bazıları (dünya nüfusunun %1.1’i) mallarına mal katarken, herşeyin kaymağını yerken, bizler (%98.9) kiradan kiraya geçer, yiyeceği zor buluruz.
Yoksuluz, neden biliyor musunuz? Çünkü onlar “para, para, para” istiyorlar. Çünkü “Koç” şirketinin patronu Rahmi Koç dünya turlarından bıktı, uzayda bir tur atmak istiyor. Oyuncaklarıyla oynar gibi antikalardan müzeler kuruyor.
Yoksuluz, çünkü “Sabancı” şirketinin patronu Güler Sabancı yeni villalar, köşkler istiyor. Kazanmak, daha çok kazanmak için ürettiriyor, ürettirirken yaşamlarımızdan çalıyor. Bize ürettirdiklerini yine bize satarak parasına para katıyor.
Yoksuluz, çünkü yoksulluk bu düzende kaderimiz. Çünkü korunaklı sitelerinde, plazalarında yaşayan asalak patronlar ve şakşakçıları banka hesaplarında ki sonsuz sıfırlı rakamlara yeni sıfırlar ekleyebilmek için yine bizlerden daha çok çalışmamızı isteyecekler ve bizler de çalışacağız. Çünkü en ümitsiz kölelik, kendini özgür sandığın köleliktir.
Yoksuluz, çünkü bu düzende hepimiz köleyiz. Hangimiz bir diğerimize göre daha fazla şanslı olduğumuzu düşünebiliriz. Bugün tersanelerde ölümle burun buruna çalışan bir işçi ile bürokrasinin saçmalıklarını uygulamak zorunda bırakılan bir memur, Burger King’de 8 saat boyunca her müşteriye gülmek zorunda bırakılan bir kasiyer, asla oturamayacağı evleri inşa etmek için bu inşaatlarda sakatlanmak zorunda bırakılan bir amele, konfeksiyonda en az 12 saat çalışmak zorunda bırakılan bir ütücü, iş bulamayıp bunalıma giren ve çaresiz bırakılan milyonlarca işsiz arasında ne fark var? Ya da hangimiz daha şanslıyız?
Hepimiz şanssızız ve hepimiz aynıyız. Onlar için çalışmak zorunda bırakıldığımız bir yaşama karşı koymazsak, böyle gelmiş böyle gidecek; bir bir yitecek yaşamlarımız. Ya onların dünyasında köle kalacağız, ya da onların dünyasını yıkacağız. Yıkacağız; çünkü paylaşmanın ve dayanışmanın olduğu, iktidarların olmadığı, kapitalizm kurallarının işlemediği, özgür bir dünyayı yaratacağız.
Şimdi onlar, düzenleri daha iyi işlesin diye bedenimizi, nefesimizi, suyumuzu, toprağımızı, emeğimizi yani bize ait olanı bizden zorla almak için kurdukları İMF ve Dünya Bankası’ nın toplantısını 1-8 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da yapacaklar. Kararlar alacaklar ve acımasızca uygulayacaklar. Onların yapmak istedikleri tek şey var; “daha çok köle” için “daha çok iş” “daha çok para” için “daha fazla sömürü” ve bize kalan tek şey ise “isyanımız”
Bu yazılanları şimdi hemen unutabilir ve kendini kandırdığın yaşamına dönebilirsin.Ya da bizimle beraber kapitalizme, İMF’ye, Dünya Bankası’na ve onların projelerine karşı koyabilirsin. Beraber olursak engelleriz, beraber olursak yıkarız, beraber olursak yeniden yaratırız.
İSYAN düzene, DEVRİM yaşama, ANARŞİ özgürlüğe.
Karar senin!
İstanbulAHALİ
[email protected]