Vicdani retçiler; ‘şüpheli asker ölümleri son bulsun’ dedi
Barış İçin Vicdani Red Platformu üyeleri, Harbiye Orduevi önünde şüpheli asker ölümlerini ve Roboski katliamını protesto etti.
Eylemde, “Askere gitme, kardeş kanı dökme”, “Savaşa karşı vicdani red” sloganları atıldı.Platform adına açıklama yapan Aykut Karnap, Roboski Katliamı’nda 34 köylünün yaşamını yitirmesine tepki gösterdi, “Egemen zihniyetin yaptığı bu katliam ilk değildi ve korkarız ki son olmayacak” diye konuştu.
Kışlada şüpheli asker ölümlerinin artışına, son 10 günde 6 gencin şüpheli biçimde yaşamını yitirmesine dikkat çeken Karnap, “Artık aileler de ‘Vatan sağolsun’ demiyorlar. En son Deniz Yurtsever’in ailesi de, tepki olarak askeri tören istemediğini söyledi ve evine Türk bayrağı astırmadı. Anlayacağınız, devlet ölüm saçıyor, biz insanlara acıdan, kandan ve gözyaşından başka bir şey getirmeyen bu kirli savaşın bir parçası olmayacağımızı, egemenlerin çıkarları uğruna kimseyi katletmeyeceğimizi defalarca söyledik” diye konuştu, şüpheli asker ölümlerinin son bulmasını ve aydınlatılmasını istedi.
Okunan basın açıklaması:
Basına ve Kamuoyuna
Geçtiğimiz günlerde TSK ya ait savaş uçaklarının attığı bombalar yüzünden Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde 34 köylü hayatını kaybetti. Bu olaydan sonra olayı örtbas etmeye çalışan TSK, “kazara oldu” şeklinde bir açıklama yaptı. 34 insanın hayatını kaybetmesi sanki kaza olunca affedilecek bir şeymiş gibi, medya yardımıyla hükümet ve TSK el ele verip bu katliamın üstünü ne kadar kapatmaya çalışmış olsa da gerçeklerin açığa çıkması zaman almadı. Egemen zihniyetin yaptığı bu katliam ilk değildi ve korkarız ki son olmayacak. Çünkü bir yandan azgınca saldırılarını devam ettiren hükümet kendine muhalif her sesi acımasızca bastırmaya çalışırken, diğer yandan da bölgede kürt halkına karşı yaptığı saldırılarda artık tamamıyla kontrolden çıktı. İnsan öldürmekten, kan dökmekten hiç çekinmeden saldırılarına devam ediyorlar. Egemenlerin iki halkı birbirine düşman etme çabası ve Kürt halkını baskı ve zorbalık yoluyla susturmaya çalışması artık doruk noktasına ulaştı.
TSK ise bir yandan sivil halka, masum köylüye bomba yağdırıp “kaza” derken, diğer yandan da şüpheli asker ölümlerine intihar deyip üzerini kapatmaya çalışıyor. Son dönemlerde daha da artan şüpheli asker ölümlerine son bir haftada 6 kürt gencinin daha ölümü eklendi. Her şüpheli asker ölümüyle ilgili aynı şeyi söyleyen TSK, bu ölen gençlerin de intihar ettikleri söyledi; Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde kısa dönem askerlik yapan Dersimli Deniz Yurtsever’in arkadaşından aldığı G-3 silahıyla, Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde Jandarma Komutanlığında askerlik yapan 22 yaşında ki Doğukan Kahyaoğlu’nun nöbet tutan arkadaşının tüfeğiyle intihar ettiğini söylüyor. Bu ölümlere ilişkin başka açıklama yapılmayıp ölümlerin üstü örtülmeye çalışılıyor. Her Türkiye vatandaşı olan erkek gibi belirli bir yaşa geldikten sonra zorunlu olarak askere götürülen bu gençler, zorla götürüldükleri yerde hayatlarını kaybediyorlar. Bu ölümler ya bu şekilde kuşkulu bir biçimde oluyor, ya da gönderildikleri kendilerine ait olmayan bir savaşta oluyor. Anlayacağınız devlet ölüm saçıyor.
Biz Barış İçin Vicdani Ret Platformu olarak, insanlara acıdan, kandan ve gözyaşından başka bir şey getirmeyen bu kirli savaşın bir parçası olmayacağımızı, egemenlerin çıkarları uğruna kimseyi katletmeyeceğimizi defalarca söyledik ve yine söylemeye devam edeceğiz. Bu acıların bitmesi, savaşın son bulup bir an önce barışın sağlanmasını istiyoruz. 34 köylünün katledildiği bu korkunç olayın sorumlularının yargılanmasını, şüpheli asker ölümlerinin son bulup aydınlatılmasını istiyoruz!
Barış İçin Vicdani Ret Platformu