Maskot değil işçiyiz! Fişleniyoruz!
28 Ağustos günü gerçekleşen Slovenya – Tunus maçı öncesi şampiyonanın sembolü ” Bascat ” kostümünü giyen ” Muhalif ” iki arkadaşımızın fişlenmesi ve işten atılmasıyla başlayan 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası devam ediyor !
Biz de arkadaşlarımıza uygulanan Fişlenme ve Gerekçesiz işten çıkartılma terörüne karşı 30 Ağustos günü Abdi İpekçi Spor Salonu önündeydik. ” Maskot değil , İşçiyiz , Fişleniyoruz ” , ” Faşist Polis , Faşist Fiba ” sloganlarının atıldığı eylemde okunan basın açıklaması ve yapılan konuşmalarla , polis – şirket işbirliği teşhir edildi. Polisin bu çalışanları ” Muhalif ” olmalarından dolayı atılma fetvası çıkattığı şirketin ise bu durumu sorgusuz sualsiz kabul ettiği belirtildi. Şampiyonanın tamamlanacağı 12 Eylül’e kadar organizasyonda çalışacak işçilerin yine güvencesiz ve sigortasız çalıştırılmaya devam edileceği , patronların ise servetine servet katamayı sürdüreceği de vurgulandı. Basın açıklaması sonrası metni isteyen sivil polislere , fişlemiş olmalarına rağmen kimlik bilgisi isteme durumu teşhir edildi.
Basın açıklamasında okunan bildiri aşşağıdadır ;
Dünya basketbol şampiyonası, Türkiye ayağının mükemmel bir şekilde gerçekleşebilmesi için devasa hazırlıklar aylar öncesinden başladı , meşhur Van kedisini ise maskot yaptılar. Bu coğrafyaya has cana yakınlığı ve görünümüyle sevilen van kedisi kostümünün içine girmek için ise bizim kadar şanslı olmayan bir çok işçi sırada bekliyordu. Van kedisi kostümünü giyme işi için Aracı şirket olan boogy’le günlük ücret üzerinden anlaştık.
26 Ağustosta çalışmaya başladığımız provalar sonrasında 28 Ağustos günü bizim ilk resmi iş günümüzdü. Hazırlanıp sahaya çıkmamıza 3 dakika kala takım elbiseli adamlar gelip , kıyafeti hemen çıkartmamızı , saha giriş kartlarını teslim etmemizi söylediler. Nedenini sorduğumuzda işiniz şuan itibariyle bitti dediler. Maskot kıyafetini çıkartıp sahadan ayrıldıktan sonra etrafımızı çeviren takım elbiseli polisler çantalarımızdaki eşyalarımızı , etrafımızdaki insanların gözü önünde yerlere dökerek şüpheli durumuna düşürdü. Yaptıklarının nedenini sorduğumuzda birşey söylemeyen polisler daha sonra çantamızdan çıkan İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesinin kartını göstererek alın işte sebebi bu denildi. Yaptıkları GBT aramasından herhangi bir sonuç çıkmayınca bizi alıkoymalarının bir anlamı kalmadı ve artık bu işte çalışmıyorsunuz denildi.
İşte işten atılmamızın özeti budur.
Sonrasında aracı şirketten yetkililerle görüştügümüzde işten çıkarılma gerekçesi olarak onlara ‘muhalif kişilikler’ olduğumuz söylenmiş.
Bizler 10 gün için anlaştığımız Van kedisi maskotu olma işinden gerekçe gösterilmeden, zor kullanılarak atılan sadece iki kişiyiz. Bizler gibi daha milyonlarca insan her gün gerekçe gösterilmeden işlerinden atılıyor.
Fakat televizyonlardan bizlere her an , her dakika pembe masallarmışcasına yansıtılan sahte görüntüler var. Eğer bu sahte görüntüyü görmek istiyorsanız çok uzağa gitmenize gerek yok. Hemen arkamızda Abdi İpekçi Spor Salonu bunun en açık örneğidir.
GÖRÜYORSUNUZ; Devasa reklam panoları , yüzlerce elektronik eşya , milyar dolarlık oyuncular ve patronların son model arabaları… sayamıyoruz çünkü saymakla bitmez.
Bizler işlerinden atılan insanlarla dayanışma göstermek için onların yaptıkları basın açıklamalarına, grevlere ve yürüyüşlere katılıyoruz. Yaşam haklarını savunmalarında birlikte yanyana duruyoruz. Bu yüzdendir ki adımız muhalif , muhalif insanlar olduğumuz için ise fişlenmek , işsiz bırakılmak , okullardan atılmak , evlerimizden çıkartılmak olağan.
Ve bizlerden milyonlarcası daha var. Sokaklarınızda, iş yerlerinizde, apartmanlarınızda ve spor salonlarınızdayız. Adaletsizliğe , açlığa , yoksulluğa karşı susmayan milyonlarız. İnsani olan susmamaktır , vicdani olan susmamaktır bizlerce. Ve susmayacağız.
Şu anda bu basın açıklamasına katılan, izleyen arkadaşlar sizleri de fişlediler ve artık sizler de bir gün işinizden muhalif olduğunuz gerekçesiyle atılabilirsiniz.
Ama korkmayın kaybedicek işimiz , kazanıcak milyonlarca yoldaşımız var.