Yaşam İçin Ezilenler Kazanacak!
Esenyurt’ta üç çadır yandı. Bir alışveriş merkezi inşaatının şantiyesinde yatakhane olarak kullanılan çadırlar birden alev aldı. O alev, 11 işçinin canına mal oldu. İşçilerin ısınmak amacıyla kullandığı soba ya da elektrik kontağı suçlu bulundu.
22o milyon avroluk alıveriş merkezinin şantiyesindeki bu ölümlerin nedeni yine ihmalkârlık, işçi güvenliği sisteminin yetersizliği ya da iş kazası olarak açıklandı. Aynı maden göçüğü altında kalan, baraj yıkıntılarında kaybolan, bedenlerini makina kapan, izbe bodrum katlarında hayatları kararan işçiler gibi.
İşçilerin kötü şartlarda ve uygunsuz koşullarda çalıştığını yeni keşfetmiş gibi Türkiye’de işçi sağlığı ve güvenliği sisteminin çöktüğünü iddia edenler, bu sistemin tam da bu analiz ettikleri temel üzerinde durduğunu görme ihtiyacı hissetmiyor.
Hangi yasal düzenlemeyle işçi katliamlarının önüne geçebileceksiniz? İşçilerin umarsızca ölümlerine yol açan, taşeron işçi çalışmasını yasal bir zemine taşıyan hukuki düzenlemelerinizle mi?
Hangi vicdanınızla işçi sağlığının piyasaya açılmasını engelleyeceksiniz? Kar hırsınıza kurban etmekten çekinmediğiniz insanlığınızla mı?
İş gücü maliyetini ucuza getirmeye çalışan patronlar mı işçi sağlığı sorumluluğunun farkında olacak?
Evlerinden uzakta çalışmaya geldikleri yerde, kış soğuğundan korunmak için yaktıkları sobadan dolayı ölmedi 11 işçi. Marmara Park AVM’nin sahipleri öldürdü Bayramı, Hakimi, Fatihi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı öldürdü, Rasim ve Sevdin’i. İşçiler için asla üzülmeyecek patronlar ve şirketler öldürdü, Çetin ve Seyfettin’i. Onları hiçbir zaman korumayacak olan devlet öldürdü Abdurrahman ve İsa’yı. Taşeron sistemi öldürdü Mehmet’i. Ve Barış, son kurbanı oldu bu kapitalist düzenin ve onun bekçisi devletin.
Kapitalistler toplu katliamlarına devam ederken, devlet yasaları eriyor efendilerin dizlerinde. Katledilmiş 60 bin işçiyse sadece birer istatistik görkemli plazalarında, tüketim mabetlerinde, ekonomi tapınaklarında.
Katledilen tüm işçiler için canımız acıyor. Kapitalist düzene ve devlete karşı nefretimiz kat kat daha da artıyor. Ezilenlerin isyanı yıkacak bu düzeni ve bir kez daha söylüyoruz; yaşam için ezilenler kazanacak.