15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü
BARIŞ İÇİN VİCDANİ RET BULUŞMASI “Savaş istemiyorsan gitme!”
Barış İçin Vicdani Ret Platformu, 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü’nde “askere gitME!” çağrısı yapacak. Vicdani reddin; sürmekte olan savaşı sona erdirmek ve barışa ulaşmak için en doğru çözüm olduğunu vurgulayacak olan platform, tutuklu vicdani retçilerin durumları ve son dönemde artan şüpheli asker ölümlerine de dikkati çekecek.
15 Mayıs Cumartesi günü, saat 13.00-17.00 saatleri arasında Beyoğlu’nda bulunan Tarık Zafer Tunaya Merkezi’nde yazar, akademisyen, milletvekili ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılacağı bir forum düzenlenecek. Forumda vicdani ret hakkı, bedelli-zorunlu-profesyonel askerlik, intihar ya da cinnet nedenli şüpheli asker ölümleri gibi konular tartışılacak. Yaklaşık 40 kişinin vicdani reddini açıklamasının ardından etkinlik, Galatasaray Lisesi önüne yapılacak yürüyüş ve basın açıklaması ile son bulacak.
Vicdani ret nedir?
Vicdani reddin tarihi savaşlar kadar eskidir. Vicdani ret kişinin ahlâki tercih, dini inanç, felsefi görüş ya da politik nedenlerle askeri eğitim ve hizmette bulunmayı, silah taşımayı ve kullanmayı reddetmesidir.
Vicdani ret hakkı neden tanınmalı?
Çünkü, vicdani ret bir insan hakkıdır. Vicdani ret, 1916 yılından bu yana başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok yerinde bir insan hakkı olarak kabul görmüş durumda.
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin ve Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 18. Maddelerine göre, düşünce özgürlüğüyle din ve vicdan özgürlüğünün meşru kullanımına uygun olarak herkes vicdani nedenlerle askeri hizmete karşı çıkma hakkına sahiptir.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonu’nun 2000 yılında aldığı kararla İnsan Hakları Evrensel Bildirisi ve Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nde yer alan düşünce özgürlüğü ile vicdan ve din özgürlüğünün meşru kullanımına uygun olarak, kişilere vicdani nedenlere dayanarak askeri hizmete karşı ret hakkı tanındı. BM İnsan Hakları Komisyonu, ölüme neden olabilecek güç kullanmayı zorunlu kılmanın vicdan özgürlüğü ile din ve inançlarını yansıtma hakkıyla çatışacağını karara bağlayarak, vicdani reddi bir hak olarak kabul etti. BM İnsan Hakları Komisyonu ayrıca bu haktan yararlananların ileri sürdükleri nedenlerden ve özel inançlarından dolayı ayırımcılığa uğratılamayacaklarını ve askeri hizmeti yerine getirmeyenler ile getirenler arasında da ayırımcılık yapılamayacağını karara bağladı.
Hangi ülkelerde vicdani ret bir insan hakkı olarak kabul ediliyor?
Türkiye, Azerbaycan ve Belarus hariç Avrupa Konseyi’ne üye ülkelerde vicdani ret bir hak olarak tanınıyor. Bu ülkelerin bir kısmında profesyonel askerlik uygulamasına geçildi. Vicdani ret hakkını kabul eden ülkelerde, bu hakkı kullanmak isteyenlere askerlik hizmetine karşılık askerlik süresinden biraz daha uzun sürelerle sivil hizmette çalışma seçeneği sunuluyor. Hastanelerde, çocuklar ve engellilere hizmet veren kurumlarda, sivil toplum örgütleri ya da hükümetler arası örgütlerde çalışma gibi. Bu ülkelerde vicdani ret hakkının kullanılma sürecinde kişinin bu karara nasıl vardığını, bu inancının yaşamını ne yönde etkilediğini ve bu inancın askeri hizmetle nasıl çatıştığını açıklaması isteniyor. Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, AGİT gibi uluslararası kurumların bir insan hakkı olarak tanıdığı vicdani ret hakkını Türkiye halen tanımıyor.
Total olarak askerlik hizmetini reddedenler ise hiçbir alternatif hizmeti kabul etmiyorlar. Total retçilere göre, militarizm sadece askerlikle ilişkili bir kavram değil; toplumsal yaşamın ve ilişkilerin özüne işlemiş tüm hiyerarşik ve ayırımcı ilişkiler ağını militarist olarak nitelendiriyorlar. Bu nedenle total retçiler için zorunlu askerliğin kaldırılması önem taşıyor.
Türkiye’de vicdani reddini açıklayanların başına neler geliyor?
Örneğin, İslami inancı nedeniyle askerlik yapmak istemediğini, vicdani retçi olduğunu belirten Enver Aydemir 24 Aralık 2009’dan bu yana Eskişehir Askeri Cezaevi’nde. “Firar” suçuyla yargılandığı askeri mahkemede, 29 Mart 2010 tarihinde 10 ay hapis cezası verildi, tahliyesinden sonra götürüldüğü askeri birlikte vicdani retçi olduğunu ve askerlik yapmayacağını söyleyince hakkında “emre itaatsizlik”ten tekrar dava açıldı. Avukatların itirazı üzerine 29 Nisan’da tahliye edildi ve akabinde aynı süreç tekrar yaşandı. Yani Enver Aydemir hakkında şu anda toplam 4 adet “emre itaatsizlik” davası sürüyor ve ilk ikisinden toplam 10 yıl hapis cezası isteniyor. Bu durumda Enver, ömürboyu hapis riskiyle karşı karşıya. Ayrıca kendisine dayatılan askeri cezaevi elbiselerini giymediği için de mahkemeye de çıkarılmıyor. Benzer kısırdöngü süreçleri daha önce vicdani ret nedeniyle tutuklanan ve hüküm giyen Osman Murat Ülke, Mehmet Tarhan ve Halil Savda vb. gibi vicdani retçiler de yaşadılar.
Oysa, BM İnsan Hakları Komisyonu, “Devletlerin, vicdani ret itirazında bulunanları askeri hizmetlerini yerine getirmemelerinden dolayı tekrar tekrar cezalandırmaktan ve hapis cezasına maruz bırakmaktan kaçınmaya yönelik tüm tedbirleri almaları gerektiğini vurgular, devletin hukuk ve ceza sistemi uyarınca, daha önce suçlu bulunduğu ya da beraat ettiği bir suç nedeniyle hiç kimsenin, tekrar cezalandırılmaması ya da sorumlu addedilmemesi gerektiğini hatırlatır.”
Vicdani retçi Osman Murat Ülke’nin başvurusunu 2006 yılı başında sonuçlandıran Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye’yi mahkûm etti, yasalarını bu yönde değiştirmesi gerektiğini belirtti. Konuyu izlemekle görevli Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Türkiye hükümetlerini sürekli uyarıyor.
Vicdani ret Türkiye’nin gündemine 1989’da başlatılan bir kampanya ile girdi. Bugün Türkiye’de toplam 89 kadın ve erkek retçi bulunuyor.
Şüpheli asker ölümlerinin nedeni ne?
* Tekirdağ’ın Çerkezköy İlçesi’nde bulunan 3. Zırhlı Tugay’da askerlik yapan Erdi Alkan’ın terhisine 3 ay kala yatağında ölü bulunduğu belirtildi. Er Alkan ile ilgili çelişkili açıklamalar şüphe uyandırdı. Alkan’ın ailesi, askeri yetkililerin kendilerine “yataktan düştü, zehirlendi, kalbi durdu” gibi çelişkili bilgiler verdiğini söyledi.
* Er Serhat Yıldız’ın, Antep Hayrat Jandarma Karakolu’nda görev yaparken 19 Şubat 2010 tarihinde intihar ettiği söylendi. Şehit Kamil Devlet Hastanesi’nden verilen raporda Yıldız’a isabet eden G-3 mermisinin sırtından girip, göğsünden çıktığı belirtildi. İstanbul Gülsuyu Mahallesi’nde oturan ailesine haber veren binbaşı, “Oğlunuzu bir kaza sonrası kaybettik, göğsünden bir kurşun girmiş” dedi. Cenazeyi teslim eden Çayırlıdere Jandarma Karakol Komutanı ise ölüm sebebini “intihar” olarak açıklamıştı.
* Beş aydır Hatay’da askerlik yapan Diyarbakırlı Ahmet Cengiz’in ailesine çocuklarının 2 Mart günü intihar ettiği haberi verildi. Askerin abisi, kardeşi ile ölümden beş gün önce telefonla konuştuğunu, fırında görev aldığı için kendisine nöbet ve silah verilmediğini söylediğini kaydetti.
* Yüksekova’da askerlik yapan Harun Taşdemir, 19 Mart günü yaşamını yitirdi. Ardından çelişkili açıklamalar yapıldı. Ölüm haberini veren Kırşehir Jandarma Komutanlığı’nın aileye ilettiği faksta ‘sınır boyunda intikal sırasında öldüğü’ yazarken, bölük astsubayı ‘yatağında öldü’ açıklamasında bulundu.
* Antep İl Jandarma komutanlığında askerliğini yapan ve izinden yeni döndüğü öğrenilen Jandarma Piyade Er Hasan Çakır’ın, 28 Mart günü nöbet tuttuğu kulübede G-3 piyade tüfeğiyle intihar ettiği ileri sürüldü.
* Ankara’nın Elmadağ ilçesinde bulunan Yeşildere Harp Karargahı Komutanlığı’nda bir askerin 2 Nisan günü nöbet tuttuğu sırada yanındaki silahla intihar ettiği öne sürüldü. Ailesinin İzmir’de yaşadığı öğrenilen Van doğumlu askerin ismi açıklanmadı.
* Kıbrıs’ta bulunan Lefkoşe 4. Zırhlı Top Tabur Komutanlığı’nda askerlik yapan ve terhisine 3 ay kalan Yılmaz Demiray isimli erin 4 Nisan’da intihar ettiği iddia edildi. Yetkililerden gelen açıklamalara inanmadıklarını belirten Demiray’ın yakınlar, suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.
BARIŞ İÇİN VİCDANİ RET PLATFORMU
Savaşların insan kaynağını kurutmanın savaşları engellemek için en önemli eylem olduğu düşüncesiyle Mart 2010’da kurulan Barış İçin Vicdani Ret Platformu, toplumun vicdani ret konusunda duyarlılığı yükseltmek, vicdani reddin yaygınlaşmasını ve Türkiye’de bir insan hakkı olarak kabul edilmesini sağlamak için çeşitli çalışmalar yapıyor.
Platformun ön çalışmaları 7 kişinin vicdani ret açıklaması yaptığı 24 Aralık 2009’da gerçekleştirilen Barış İçin Vicdani Retçiler Kurultayı ile başladı. Vicdani retçi Enver Aydemir’e destek kampanyası ve bu kampanya sırasında tutuklanan Volkan Sevinç’le dayanışma etkinlikleri, Afganistan’da savaşmayı reddeden İngiliz asker Joe Glenton’a destek eylemi platformun düzenlediği etkinliklerden birkaçı.
Platformun kuruluş çağrı metni:
Yeni bir savaşın ve daha büyük yıkımların yaşanmaması için toplumsal duyarlılığın arttırılmasına ve etkili bir müdahaleye ihtiyaç var. Bu adımı biran önce atmazsak yaşanabilecek felaket bir büyük depremden farksız olacaktır. Toplumsal muhalefetin her kesimi bu anlamda üzerine düşen sorumluluğa uygun hareket etmeli, çatışmanın değil diyalogun, savaşın değil barışın diliyle çözüme katkı sunmalıdır.
Vietnam Savaşı gibi bir bataktan Amerikan halkının kurtulmasına çok büyük katkı sağlayan savaş karşıtı onbinlerce genç, “vatan haini” suçlamalarını, hapis cezalarını göze alarak askere gitmediler. Bizler de; bu savaşa bir son vermek için böylesi bir adımın atılması gerektiğini düşünüyor, kadın ve erkek tüm gençleri “Barış İçin Vicdani Ret” kampanyasına katılmaya, savaşın unsuru olmamaya, zorunlu askerlik sistemini reddetmeye çağırıyoruz.
Platform 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
“ Yaklaşık 40 bin insanın ölümüne, binlerce köyün boşaltılmasına, binlerce faili meçhul cinayete, yüz milyarlarca doların heba olmasına yol açan savaşın derhal son bulmasını istiyoruz. Bunun için savaş ve militarizm dilinin terk edilmesi; barış, diyalog ve bir arada yaşam diline ve politikalarına geçilmesi gerekiyor.
15 Mayıs’ta gerçekleştireceğimiz “Barış İçin Vicdani Ret Buluşmaları” adlı etkinliğimizde; “Savaşı İstemiyorsanız Gitmeyin!” çağrımıza katılan kadın-erkek vicdani retçilerin seslerinin yükselmesini sağlayacağız. Asker ve militan ailelerini buluşturup barış mesajlarını duyuracağız. Her gün bir yenisinin haberini aldığımız “şüpheli asker ölümleri”ne, savaş sendromu ile hayattan kopan, cinnet geçirip kendisine ve yakınlarına zarar veren askerlerin acı gerçeğine işaret edip toplumun konuya duyarlılık göstermesini sağlayacağız.”
REDDET, DİREN, HAYIR DE!
ASKERE GİTME, KARDEŞ KANI DÖKME!