ENVER “İTAATSİZLİK”TE ISRAR EDİYOR, DEVLET İŞKENCEDE..
29 Mart günü görülen duruşmada “firar”dan 10 ay hapis cezasına çarptırılan ve kesinleştikten sonra (tutuklu kaldığı 3 ay cezası indirildikten sonra geri kalan) cezasını çekmek üzere tahliye edilen Vicdani Retçi Enver Aydemir Eskişehir Jandarma Komutanlığı tarafından mevcutlu olarak Bilecik 2. Jandarma Er Eğitim Tugay Komutanlığına gönderilmişti.
Hiçbir zaman asker olmayacağını, askeri hiçbir emri yerne getirmeyeceğini ifade eden Enver için böylece 2007 yılında yaşadığı süreç yeniden başlamış oldu. Yani kendisine asker muamelesi yapılacak, üniforma giymesi, silah tutması istenecekti.
Nitekim öyle de oldu. Bilecikte kendisine verilen askeri mühimmatı kabul etmeyen, askeri üniformayı giymeyen ve verilen emirleri “ben kimsenin askeri değilim” diyerek yerine getirmeyen Enver hakkında tutanak düzenlendikten sonra önce “emre itaatsizlikte ısrar” suçlamasıyla Eskişehir Askeri savcılığına çıkarıldı daha sonra tutuklama talebiyle Mahkemeye sevkedildi. Mahkeme Enver’in tutuklanmasına karar verdi. Böylece Enver hakkında yeni bir emre itaatsizlikte ısrar davasının yolu açılmış oldu.
Bu bir “işkence”dir. Devlet işkenceye devam ediyor, dün Maltepe Askeri Cezaevindeki fiili işkence bugün askeri mahkemeler eliyle psikolojik işkence olarak devam ediyor. Enver de daha önceki vicdani retçiler gibi soruşturma-dava-ceza zinciri, kısır döngüsü ile sindirilmeye çalışıyor.
Bunu yapıyorlar çünkü “vicdan”dan ödleri kopuyor. İnsanlar vicdanlarının sesini dinlediği zaman kendilerine kaçıp saklanacak yer bulamayacaklarını biliyorlar.
İşte sistemin kuklası olmaktansa vicdanının sesini dinleyenlere devletin yaptığı budur. Ancak vicdanın sesini baskı ile susturabileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Militarist çarkın dişlilerindeki kum; vicdani duruş, tahakkümün olduğu heryerde filizleniveren bir direniş çiçeği olarak yeşermeye devam ediyor, devletin baskı aygıtının bir parçası olmak istemeyen, devletin özgürlüklerini geri almak için ayağa kalkan bir halkın direnişini kırmak için yürüttüğü savaşın piyonu olmak istemeyenler gittikçe çoğalıyor.
“ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!”