Siyonist Yerleşimcilerin Sömürgeci Projesi ve Filistin Halkı Arasındaki Mevcut Çatışma – Ilan Shalif
Son haftalarda İsrail devleti ve Filistin halkı arasında yoğunlukla süren çatışmalar, İsrail’in yerli halkı Filistin’den çıkarmak veya en azından terk etmeye zorlamak için sürdürdüğü çabaların bir parçasını oluşturmaktadır.
İsrail vatandaşı Filistinlilerin halen yaşadığı bölgelerde ve yoğunlukla 1967’deki savaştan sonra İsrail’in işgal ettiği bölgelerde –çoğunlukla Kudüs’e eklenen bölgelerde, Batı Şeria’nın C statüsündeki bölgelerde ve Gazze’de tecrit duvarının yanındaki bölgelerde- baskı uygulanıyor.
Güncel çatışma
Son haftalarda patlayan yoğun çatışmaların nedeni İsrail’in 1967 savaşında işgal ettiği bölgelerden çekilmesi için uygulanan uluslararası baskıların son zamanlarda artmasıdır. Çabalarının çoğu bu baskıyı azaltmak ve yakın zamanda Batı Şeria’da –kısmen– iktidarda olan elitlerle Gaza Şeridindeki Hamas iktidarı arasında varılan anlaşmanın bu baskılara yaptığı katkının üstesinden gelmeye yöneliktir.
İsrail, yıllar önce 1967 savaşıyla işgal ettiği Filistin bölgelerinden çıkması üzere yapılan baskıları azaltmak için, küçük ölçüde taviz vererek İsrail’in Gazze şeridindeki yerleşimcilerini ve askeri güçlerini geri çekerek doğrudan yönetimi bıraktı. Gazze şeridine giren ve çıkan tüm malzemeleri, yaşayanların her hareketini ve tüm giriş çıkışlarını kontrol etmeye başladı ve kenti koca bir gettoya çevirdi. Stratejisinin bir parçası olarak İsrail Gazze şeridini kısmen “serbest” bırakırken bölgenin yönetimini ve hükümeti Filistinli Otoritelere düzenli bir şekilde teslim etmekten kaçındı. Böylece İsrail’in yirmi yıl önce Oslo Anlaşmasını karşılıklı imzaladığı Filistin yönetimine rakip olarak desteklediği Hamas köktencileri yönetimi ele aldı.
İsrail, Gazze Şeridi’ndeki yerlileri ve rejimi kontrol ederek (ve bölgenin tamamen İsrail hegemonyasından ayrılmasını engelleyerek) Batı Şeria’daki yönetime olan etkisini de koruyor.
Israil’in Hamas yönetimiyle saldırmazlık anlaşması yapmayı (ateşkes) yıllardır tekrar tekrar reddetmesi, “Hamas’la anlaşmaya varmanın imkansız olduğu” bahanesinin yalan olduğunu ortaya çıkardı.
Mısır’da rejim değişikliği Hamas’ın müttefiki Müslüman Kardeşleri yenilgiye uğratınca Gazze kuşatması inanılmaz derecede artmış ve Hamas rejiminin kaynak ve finans hattı neredeyse yok olmuştur. Hamas yönetimi çaresizlik içinde Batı Şeria’daki Filistin yönetimi ile şartlı teslimiyet konusunda anlaştı (ancak anlaşma henüz son halini almadı). Bu İsrail’in yıllardır işe yarayan böl ve yönet stratejisini tehdit etti. Bu stratejinin sağladığı gerekçeler sayesinde İsrail, Filistin Yönetimi ile barış anlaşması yapmak ve 1967 savaşında işgal ettiği Batı Şeria’dan çekilmek zorunda kalmıyordu.
Mevzu teslimiyet anlaşmasını ve Filistinli yönetimlerinin birliğini bozmak için, İsrail –hem Batı Şeria’da hem de Gazze Şeridi’nde- Hamas’a yönelik saldırılara başladı. Bu saldırıların amacı şiddetli çatışmaların sonunda bağımsız, zayıflamış ve uysallaşmış bir Hamas yönetimi oluşmasıydı. Fakat General Sisi yönetimindeki Mısır hükümeti, Müslüman Kardeşler ve onun Hamas uzantısı ile olan düşmanlığı nedeniyle kendi rolünü oynamadı ve Hamas yönetimindeki Gazze Şeridi’nin kaynaklarını kesti. Böylece İsrail’in bu girişimi boşa çıktı.
Çatışma çözüme hala çok uzak
İsrail’in üst düzey yetkilileri Gazze’de Hamas yönetiminin devamını istediklerini itiraf ediyorlar. Buna rağmen İsrail’in, Hamas’ın sunduğu acil ateşkes şartlarını (işgali sonlandırma şartı olmamasına rağmen) derhal reddetmesi, İsrail’in mevcut saldırılarının ardındaki gerçek niyetini apaçık ortaya koyuyor. Hamas bizzat kamuoyuna, bağımsızlıktan ziyade uzun yıllar sürebilecek bir ateşkesi (üstelik asgari malzeme kaynaklarının sağlanması ve işlerliği devam ettirecek kadar para karşılığında daha bile azını) kabul ettiğini itiraf etti. Fakat Mısırlılar hala “topa girmiyorlar”.
İsrail kendi başına –Batı Şeria Filistin Yönetimi ya da Mısır işbirliği olmadan- Gazze Şeridinde Hamas yönetimini takviye edebilirdi. Fakat bu şekilde vereceği ödünler, politik bedel ve tehlikeler o kadar büyük ki, Hamas yönetimine baskı uygulayarak zaman kazanmaya ve çözümü geciktirmeye çalışıyor. Bu zaman içinde, daha iyi ve ucuz bir anlaşmaya varabilmek ümidiyle sahne arkasında, Mısır’ın biraz esnemesi için baskı oluşturacak gizli politik çabalara giriyor.
İsrailli Anarşist Ilan Shalif
* Filistin’deki Siyonist yerleşimci sömürge projesini yürüten ve İsrail devletini kuranlar İsrail Ulusal Sosyalist elitleridir. Emperyalist güçler tarafından desteklenmekte ve onların amaçlarına hizmet etmektedir. İsrail devleti kurulduktan sonra baskıyla İsrailli kapitalist bir eliti desteklemek zorunda kaldılar. Ulusal Sosyalist elitin büyüttüğü ve onunla entegre olan bu kapitalist elit küresel kapitalist sisteme entegre oldu ve 1977’de hükümeti ele geçirdiğinden beri, son 37 yıldır Israil’i kontrol etmektedir.
İsrailli kapitalist elit, küresel emperyal sistemin küçük bir ortağı olarak çalışırken, Siyonist yerleşimci sömürge projesiyle birlikte İsrail’deki ve (Gazze Şeridi dahi) 1967’de işgal ettiği bölgelerdeki emekçi kitleleri sömürmeye devam etmektedir. İşgal bölgeleri, zorla ele geçirilmiş olan Filistin toprakları olmalarının ve Filistinlileri göçe zorlamanın yanı sıra, ucuz ücretli köle kaynağı, tutsak pazarı ve hammadde kaynağı olarak tutuluyor.