Pots in the hands, rebellion to capitalism
İstanbulAhali attended the “we shall not pay for crisis” marching by “REVOLT” banner. During the march istanbulAhali shout “stewpots in the hands, rebel to the state” slogans by carrying empty pots.
İstanbulAhali attended the “we shall not pay for crisis” marching by “REVOLT” banner. During the march istanbulAhali shout “stewpots in the hands, rebel to the state” slogans by carrying empty pots.
”Krizin bedelini ödemeyeceğiz” mitinginde ”Bu Düzende Geleceğimiz Kara” pankartıyla yürüyen Lise Anarşist Faaliyet kapitalizme LAF’ını söyledi.
İstanbulAhali “Krizin bedelini ödemeyeceğiz” mitingine “AYAKLAN” pankartıyla katıldı. Yürüyüş sırasında ellerinde açlığın sembolü boş tencereler taşıyarak “Ellerde tencere, isyan Devlete” sloganları attı.
İktidarlar oldu olalı, yeryüzünde kralların, padişahların hükmettiği, hükmedip zulmettiği zamanlardan beri bilinen bir hastalık vardır: GUT hastalığı. Bilen bilmeyenlere anlatır da, bileni olmayana biz anlatalım bu kralların, padişahların hastalığını. Padişahtan, vezirine, bezirganından soytarısına tüm saray ve çevresinin de hastalığıdır Gut. Efendiler her zaman, her yerde görkem ve şatafatın açgözlülüğüyle saldırırlar sofralara. Güzel yemekler yer, güzel […]
İstanbulAhali olarak 15 Şubat Pazar günü, tepkisini göstermek isteyen herkesi tenceresiyle“İşsizliğe ve Yoksulluğa Karşı Birleşik Mücadele Mitingi”nde aramızda olmaya çağırıyoruz.
Kropotkin 1872 Mayıs’ta Rusya’ya döner; nihilistlerin liderliğindeki Chaikovski Çevresi içinde devrimci görüşlerin yayılmasında önemli bir rol üstlenir.
14 yaşındaki genç kıza tecavüzden yargılanan vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’in dördüncü kez yapılan duruşmasında kadınlar bu kez “üzmez’i üzdüler”.
19 Aralık olmadan önce politik tutsakların bir kısmı ölüm orucuna girmişti, 19 Aralık’tan sonra tümü bu eyleme katıldı…Etki gücü ya da doğruluğu farklı farklı değerlendirmelere tabi olsa da, 122 insan hücre tipi hapishanelere karşı çıkarken hayatını kaybetti..
Devletin hoşgörüsü nedense hep yetkililerine, patronlara ve kendi çıkarına olmuştur. Bu cinayetlerin yaşandığı işyerleri kapattırılmaz, denetlenmez, yasal olarak görmezden gelinir. Devletin siyasi rantı, patronların kar hırsı ve kapitalizmin sömürü düzeni de bunu gerektirir. Bu insanların ölmesi “ihmal” değildir. Bizzat öldürülen bu insanların tek bir katili var o da DEVLET. Davutpaşa’da katledilen insanları da devlet öldürmüştür.