İsyanın Adı Berkin
Geçtiğimiz Mayıs ayı sonunda devlet terörü, polis şiddeti ve kapitalist sömürüye karşı Taksim-Gezi’den başlayan isyan ateşi, yaşadığımız toprakların dört bir yanını sarmıştı. 15-16 Haziran Direnişi’nin yıl dönümünde milyonlarca insan özgürlük için sokağa çıkmıştı. Devletse bilindik refleksiyle sokakları gaza boğmuş, sokağa çıkan herkese hunharca saldırmıştı.
16 Haziran sabahı, isyanın en diri noktalarından biri olan Okmeydanı’nda 14 yaşında bir çocuk evden ekmek almaya çıktı ve bir daha dönemedi. Çünkü devletin katillerinden biri o küçük bedenin vurulmasını emretti, bir diğeri nişan alıp gaz fişeğiyle kafasından vurdu Berkin’i.
O zamandan bu yana, uyudu dediler Berkin için. Ama o uyumadı, direndi ölüme.
Her gün bir umutla bekledik; umudun adı oldu Berkin.
Abileri, ablaları, kardeşleri her gün sokaktaydı; sokağın adı oldu Berkn.
269 gün boyunca direnişin adı oldu Berkin.
Ve işte bu sabah ölümsüzlüğün adı oldu Berkin.
Devletin polisi Berkin’imizi öldürdü.
Neden?
Sırf o saatte, o sokakta olduğu için mi? Yoksa yerden aldığı gibi kaldırım taşını, katillere fırlattığı için mi? Bilmiyoruz, ama bildiğimiz bir şey var: Devlet öldürür.
Bu devlet Taksim Gezi İsyanında Berkin’in 7 yoldaşını, Ethem’i, Ali İsmail’i, Ahmet’i, Medeni’yi, Mehmet’i, Abdocan’ı, Hasan Ferit’i öldürdü.
Öldürdü çünkü; onlar direniş rüzgarını coğrafyanın dört bir yanına yaydılar.
Öldürdü çünkü; isyanın bayrağını sallandırıp, rüzgarı fırtınaya çaldılar.
Bu devlet Kürdistan’da Berkin’in kardeşlerini, Enes’i, Ceylan’ı, Uğur’u, Yahya’yı öldürdü. Öldürdü çünkü; devletin Kürt halkına karşı yürüttüğü bir savaşın devam ettiği bir coğrafyanın çocuklarıydı onlar.
Öldürdü çünkü; devlet inkar ve asimilasyonla imha edemediği bir halkın çocuklarını öldürüyordu.
Öldürdüler çünkü; BÜTÜN DEVLETLER TERÖRİST, BÜTÜN POLİSLER KATİLDİR.
İktidar kardeşlerimizi öldürüyor, bu koşullarda isyan kaçınılmazdır.