Kapitalist işleyiş içerisinde zaman zaman kullanılabilecek ama paylaşma ve dayanışmayla örülü özgür dünyada hiçbir şeye yaramayacak bilgiler..
İşçi patron ilişkisinde patronun işçiyi sömürdüğü alanlardan biri de işçinin işten atıldığında alması gereken kıdem ve ihbar tazminatlarının verilmemesidir. Her ne kadar 4857 sayılı İş Kanunu işçileri bu alacak gasplarına karşı koruyan hükümler içerse de günlük yaşamda patronlar işçilerin çaresizliğini fırsat sayarak bu uygulamaları umursamamaktadırlar ve çeşitli yollarla işçilerin bu haklarını çalmaktadırlar. Birçok işçi, alacaklarının çalındığının farkına varamadan işten atılmaktadır.
İş kanunu, en az otuz işçinin bulunduğu bir işyerinde (patronun birden fazla işyeri varsa, bütün işyerlerindeki işçi sayısı birlikte sayılır), altı aylık kıdemi bulunan bir işçinin işten atılmasını çeşitli yönlerden kısıtlamıştır. Örneğin; sendikalı olmak, işyerinde sendikal faaliyet yürütmek, patrona karşı herhangi bir mahkemede herhangi bir sebepten dolayı dava açmış bulunmak, patronla işçi arasındaki sözleşmeden kaynaklı oluşan bir alacağı talep etmek işten çıkarılmak için patrona bir hak vermez. Patron işçiyi işten çıkartırken “haklı sebeplere’’ dayanmak zorundadır. Bunun yanında işten çıkartma işleminin kanunda belirtilen usul şartlarına uyması da gerekmektedir. İşçinin işten çıkartılmasıyla ilgili fesih bildirimin hem yazılı bir şekilde yapılması hem de işten çıkartma sebeplerinin fesih bildiriminde açık ve net bir şekilde belirtilmiş olması zorunludur. Ayrıca işçinin işten çıkartılmayla ilgili savunma yapma hakkını kullanması da fesihin geçerli olabilmesi için zorunlu şartlardan biridir. (Kanunun 25. maddesinde sayılan haller için savunma şartı aranmamaktadır yani ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hareketler halinde işçi savunma yapmadan da işten çıkartılabilmektedir.)
Yukarıda belirttiğimiz yasal gerçekliklere rağmen patronlar, işçileri istedikleri gibi işten çıkartmaktadırlar. Her ne kadar adli yollar yavaş işlese de, işçi haklı bile olsa, hakkını iki üç yıllık süreler sonunda alabilse de bu gibi haksız işten çıkarmalarda işçinin “işe iade davası” açabilme hakkı vardır. Bu davayı açabilmek için ilk şart davanın işten çıkartmadan itibaren 1 ay içinde açılmasıdır. İş yerinin bulunduğu il/ilçede açılacak bir işe iade davası sonucunda, işçi tekrardan işe dönme hakkına sahip olabilecektir. Patron işçiyi mahkeme kararına rağmen işe geri almaz ise en az sekiz aylık maaş tutarında tazminat ödemek zorunda kalmaktadır. Bunun yanı sıra işçi işe geri alınsa da alınmasa da kıdem ve ihbar tazminatı hakkını kaybetmez. Bu her iki hak için de işleyen zamanaşımı süresi 10 yıldır.
Kıdem tazminatı
İhbar tazminatından farklı olarak, işçinin kendi isteğiyle işten ayrıldığı durumlarda da kıdem tazminatı hakkı vardır. Ancak bunun için işçinin işi haklı sebeple bırakmış olması şarttır. Kanun haklı sebep olarak sağlık şartlarını ve iyi niyet-ahlak kurallarına patron tarafından uyulmamasını saymıştır. İşçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için en az 1 yıldır o işyerinde çalışıyor olması zorunludur. Aksi halde kıdem tazminatı hakkından söz edilemez. Çalışma hayatında patronların başvurduğu hilelerden en önemlisi işçinin SGK kaydında, 1 yıl dolmadan çıkış göstermeleridir. Yani işçi fiilen işten çıkartılmamakta sadece SGK kayıtlarında işten çıkartılıp, 1 ay sonra işe geri alınmış olarak gösterilmektedir. Bu durum mahkeme aşamasında, işçi lehine sonuçlanan boş bir çaba olarak kalmaktadır. Ancak işçi bu hakkını mahkemede kazanabileceğinden habersiz olduğu için patron tarafından SGK kayıtları gösterilerek kolayca kandırılabilmektedir. Patronların başvurduğu ikinci hile de işçiye işten çıkartırken imzalattığı kâğıtlardır. İşçinin işten çıkarken kesinlikle hiç bir kâğıdı imzalamaması, ileride hak ileri sürebilmesi için önemlidir.
İhbar tazminatı
Bu tazminata hak kazanabilmek için de işçinin en az altı aylık kıdemi bulunması gerekmektedir. Patron işten çıkartmayla ilgili geçerli bir sebebe dayanıyor olsa (işçinin yeterliliğinden, davranışlarından veya işin gereklerinden kaynaklı bir geçerli sebep) bile kanunda belirtilen bazı sürelere uymak zorundadır. Altı aydan daha az bir süredir çalışmakta olan işçisine işten çıkartmadan 2 hafta önce; altı ayla bir buçuk yıl arası çalışmış işçisine 1 ay önce; bir buçuk yıl ile üç yıl arası çalışmış işçisine 6 hafta önce; üç yıldan fazla çalışmış işçisine 2 ay önceden işten çıkarmayla ilgili durumun patron tarafından belirtilmesi zorunludur. Patron bu sürelere uymaz ise bu süreler oranında ihbar tazminatı ödemek zorundadır. Burada önemli olan, işçinin işten çıkartılırken ihbar tazminatını aldığı yönünde herhangi bir kâğıdı imzalamamasıdır. İhbar tazminatını işçi işten çıkartıldığı tarihten itibaren 10 yıl boyunca talep edebilir.
Bu haber Meydan Gazetesi’nin 1. sayısında yayımlanmıştır.