Bundan 11 sene önce G8 zirvesi sırasında yaşanan katliamın davası geçtiğimiz günlerde karara bağlandı
2001 yılında G8 zirvesini engellemek için Cenova’da toplanan küreselleşme karşıtı eylemciler toplantıların öncesinden başlayarak polisin sert müdahalesi ile karşılaşmışlardı. Toplantılar süresince, olası terör saldırılarına karşı toplantıların olacağı bölgeye uçaksavar füzeler yerleştirilirken, Schengen Anlaşması ile sağlanmış olan AB ülkeleri arasındaki serbest dolaşım hakkı askıya alınmış, sınır geçişlerinde İtalya dışından gelen eylemcilere geçiş izni verilmemiş; buna rağmen Fransa-İtalya sınırından geçmeye çalışan Susanne Bendotti, bir aracın altında kalarak hayatını kaybetmişti. Polis sonrasında, toplantılar esnasındaki protestolara da oldukça sert müdahalelerde bulunmuş, eylemcilerden Carlo Giuliani’ yi başından vurarak öldürmüş ve eylemcilerin kaldığı iki okula da gece yarısı bir baskınla girip oradakilere her türlü işkenceyi yapmıştı.
Yıllar sonra, baskında bulunan, işkence yapan, Carlo’yu öldüren de dahil yargılanan polislerden hiçbiri ceza almadı. Faşist İtalya döneminden kalan bu yasayla, bedensel zarar vermekten yargılananların cezası zaman aşımına uğrarken, işkence bir suç olarak bile tanımlanmadı. Delilleri karartmaktan ceza alan polisler de 2006’da bu suçlara yönelik çıkartılan af ile salıverildiler. Bu olaylarda adı sıkça gündeme gelen, zamanın polis şeflerinden Gianni De Gennarro ise şu anda Monti Hükümeti’nin Bakanlar Kurulu Müsteşarlığı’na atandı.
Tüm bunlar olurken protestolar sırasında işkence görüp gözaltına alınan, sonrasında 11 senedir tutuklu ya da tutuksuz yargılanmaları süren 10 kişi, İtalyan anayasasında en ağır suçlardan biri olarak geçen “tahrip etme ve yağmalama” suçundan toplamda yüz yılı bulan cezalara çarptırılıdı. Bu 10 kişiden 5’i kefaletle serbest bırakıldı. Kalan 5 kişiden biri olan Ines Morasca’nın küçük bir çocuğunun olması nedeniyle cezası ertelenirken, Radio Onda Rossa adlı aktivist radyo editörlerinden Alberto Funaro (10 yıl) ve Marina Cugnaschi (12 yıl 3 ay) haklarındaki karar açıklanır açıklanmaz tutuklandılar. Vincenzo Vecchi, (13 yıl) ve Francesco Puglisi, (14 yıl) kararın açıklanmasıyla beraber kayıplara karıştılar.
İtalya’daki bu baskın, işkence, ölüm ve tutuklama terörü ile süren bu olayların Türkiye Cumhuriyeti’ndeki benzer olaylarla örtüşmesi; devletin “doğusunun batısının”, geri veya ileri demokrasisinin olmayacağını göstermektedir.