Kapitalist işleyiş içerisinde zaman zaman kullanılabilecek ama paylaşma ve dayanışmayla örülü özgür dünyada hiçbir şeye yaramayacak bilgiler…
Okulda, Disiplin Cezalarına Karşı
Bu yazıda siyasi görüşleri olan bir lise öğrencisinin yaşamış olduğu örnekler üzerinden yol alacağız.
Yukarıda yazılı olan kuralların karşısında içeriği her ne olursa olsun “yasaklanmış, müstehcen yayınları okula ve okula bağlı yerlere sokmak veya yanında bulundurmak” kınama cezasını gerektirir. Ancak okul yetkilileri sizi sadece kınamakla kalmayabilir. Yönetmelikte yer alan ceza takdirinde dikkat edilecek hususlar ilkesindeki gizlilik kararına aykırı olarak okul yetkilisi sizi “arkadaşınız anarşist okulda bölücülük yapıyor” şeklinde deşifre edebilir. Yine kınamak dışında; sizi ve arkadaşlarınızı yapmış olduğunuz şey gerekli cezayı kapsamıyorsa bile okuldan atma ile tehdit edebilir. Aynı zamanda ailenizi okula çağırır ve aynı tehditleri onlara da anlatabilir. Tabi tüm bunları yaparken sizin suçunuzu kanıtlamak zorundadır. Peki neye göre?
Sizi somut halde bir siyasi içerikli yayını dağıtırken, okurken, arkadaşlarınıza da okutup, anlatırken ve taşırken yakalamaları gerekir. Buna göre kınama cezası almayı hak edersiniz. Sonrasında disiplin kurulunca çağırılırsınız ve ifadeniz alınır, savunma yazmanız istenir. Ama siz bu çağrıya gitmeyebilirsiniz. İfade vermek ve savunma yazmak istemeyebilirsiniz. Yönetmeliğe göre böyle bir hakkınız var. Ancak hakkınızda bir tutanak tutulur ve yeni bir disiplin soruşturması açılır. Ya da sizi çağırdıklarında gidip ifade verebilir, savunma yazabilirsiniz. İfadenizde suçu tamamen reddedin ve savunmayı imzalamayın. Yani size atılan suçu kabullenmeyin. Tüm bu süreçlerin sonunda okul yetkilileri sadece sizi kınamakla kalmış olur. Bu yazı da daha çok prosedürlere dayanarak yapılması gerekenleri belirtiyorum, yaptığınızı kabullenmeme davranışı prosedürlerin getirisinin bir sonucudur. Siz yaptığınızı kabullenebilir, siyasi görüşünüzü belirtebilir ve yapmış olduğunuz davranışı siyasi duruşunuzun gerekliliği olarak savunabilirsiniz de, bu da ifade özgürlüğünüz sayılır. Bu tavırla sonucu değiştiren bir durum olmaz. Sadece işleri biraz zora sokar.
Bir sonraki adıma gelelim. Bir gece okulun duvarlarına siyasi içerikli yazılamalar yapıldığı tespit edilirse, siz de bu konuda şüpheli sıfatıyla yeniden disiplin kurulunca çağırılabilirsiniz.“Okulun bina, eklenti ve donanımları ile okula ait taşınır veya taşınmaz mallarına zarar vermek”şeklinde suçlanmanıza neden olan bu yazılama okuldan tasdikname ile uzaklaştırma cezasını kapsar. İl ve ilçe mili eğitim bakanlığı müdürlüğüne okul yetkilileri tarafından durumunuz bildirilmekle birlikte yine çağırılma, ifade ve savunma süreci işletilir. Tabi yazılamayı sizin yapmış olduğunuzun kanıtlanması gerekiyor. Okula yerleştirilen kameralarda herhangi bir görüntü kaydı varsa, okul bekçisi ya da herhangi biri olaya tanıksa, yani bu yazılamayı sizin yaptığınızın somut kanıtı var ise, okul yetkilileri bu kanıtları size sunmak zorundadır. Ancak işler böyle ilerlemeyebilir. “Sen zaten tescillisin, adın çıktı bir kere anarşiste, bu yazılamayı da sen yaptın” gibi suçlamaları size karşı kullanabilirler. Devamında hiçbir yetkileri olmamasına rağmen sınıf listesinden adınızı silebilir, artık okulun bir öğrencisi olmadığınızı söyleyebilirler. Ailenize iyi niyetli nasihatlarla “bu okulda böyle şeyleri kabul edemeyiz, başka okula alın düzelir, almazsanız atarız, sonrası malum sicili bozulacak, çocuğunuz devlet yurdunda kalamayacak, memurluk desen zor” şeklinde tehditler de savurabilirler. Bu durumlarda dahi suçu kabullenmeyin, savunma yazmayın. Okul yetkililerine “kanıt” sorun. Bu durumda siz almayı kabul etmedikçe tasdiknamenizi veremezler ve sizi okuldan atamazlar.
Son adımda “örgün eğitim dışına çıkarma cezasını gerektiren” bir davranışta bulundunuz, mesela okuldaki kantin fiyatlarına karşı “boykot” şeklinde bir bildiri yazdınız, gizliden dağıttınız ve arkadaşlarınızı da örgütleyip bunu bir protesto kampanyasına çevirdiniz. Aynı şekilde disiplin kurulunca çağırılırsınız. Eğer yarattığınız protesto okul içerisinde duyulur, bilinir şekli ile kalmış ise okul yetkilileri sizi iyi niyetle apar topar okuldan uzaklaştırmak isteyecektir ki okulun itibarı zedelenmesin. Eğer protesto okul dışında duyulur olmuş ise yani mesela “televizyona çıkar” iseniz; Basın açıklaması yaptınız! Böylece de okulun itibarını karaladınız! bu durumda işler biraz karışabilir. Okul yetkilileri yetemedikleri noktalarda okula polisleri çağırabilirler. Üniformalı ya da sivil fark etmez. Polisler sizi önce tehditle dize getirmeyi, bunu başaramayınca da zorla gözaltına almak isteyebilir. İfadenizi ve savunmanızı zor kullanarak polis gözetiminde vermeniz istenebilir. Bu durumlarda kesinlikle avukat çağırmalısınız. Konuşmamalı ve kesinlikle ifade vermemelisiniz. Çünkü genellikle zor koşullar altında vereceğiniz bir ifade sizi suçlu ilan edebilir. Israrcı olup, avukat çağırmalı ve şikayetçi olmalısınız. Bu durumlarda çift taraflı tutanaklar tutulur. Tabi dayak ve benzeri bir duruma maruz kaldıysanız ivedilikle doktor raporu almalısınız. Olayın bu boyutu mahkeme süreçlerine taşınabilir. Tüm bu durumlarda dahi siz yine okula gitmeye ve derslere girmeye devam edin. Çünkü okul yetkilileri yalnızca İl, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yazdıkları dilekçenin kabul edilmesi neticesinde sizi okuldan resmen atabilirler. Bu ise onlar için zaman alacaktır. Ancak anlatılan bu örnekte doğrudan olayın öznesi siz olduğunuz için, okuldan atılabilme ihtimaliniz de var.
Disiplin cezalarının boyutları çoğu zaman yukarıdaki örneklerle örtüşmez. Kılık kıyafetten, kopya çekmeye, kavga etmeye, dersten kaçmaya, sigara içmeye, öğretmenle dalaşmaya kadar bir çok şey disiplin cezası almanızı gerektirir. Zaten okul da bireyi eğitme, disipline edip hizaya sokma kurumu değil midir? Olacak o kadar. Yeter ki içinde bulunduğumuz yeri iyi tanıyalım, önlemlerimizi de ona göre alalım; değil mi?