Yaşadığımız coğrafyada 1990 sonrası görmeye başladığımız ve daha yakın zamanda 1 Mayıslarda, işçi direnişlerinde, kapitalizme ve devlete karşı Taksim direnişinde, meydanlarda ve sokaklarda sıkça gördüğümüz kara bayrağın kökeni aslında çok daha öncesine, 1880’lere dayanmaktadır.
“Kara”ya Boyanan Avrupa
1881’de Londra’da I. Enternasyonal’den ayrılan anarşistler tarafından gerçekleştirilen Kara Enternasyonal’de, bayrağın rengini aldığı “kara” kelimesi ideolojik bir anlam yüklenerek kullanılmıştır. 1882 ve 1883 yıllarına gelindiğinde “kara” kelimesi Fransa ve İspanya’da anarşistler tarafından çeşitli örgütlenmeleri isimleri olarak kullanıldı. Özellikle İspanya’daki Mano Negra( Kara El)’nın 1936 İspanya Devrimi’nin yaratımında önemli bir payda olduğu söylenebilir. Yine bu dönemde, Fransa’da anarşistler tarafından “Kara Bayrak” isimli bir çıkarılmıştır. Artık ideolojik literatürde yerini alan “kara”nın bayrak olarak sembolize edildiği yer ise, devrim ateşinin yükseldiği ve yeni bir yaşamın tohumlarının yeşerdiği Paris Komünü‘dür.
Kara bayrak George Woodcock’un tanımlamasına göre ilk kez Paris’te, 1883’te gerçekleşen bir işçi ayaklanmasında, Paris Komünü’ne hayat veren anarşist kadın Louise Michel tarafından dalgalandırılmıştır. Louise Michel, Paris Komünü’nün bastırılmasından sonra tutuklu bulunduğu hapishanede yazdığı şiirinde kara bayrağın mücadelesindeki anlamını şu sözlerle anlatmıştır:
“Bütün yollardan geleceğiz
Ve karanlıklardan sıyrılan intikamcı hayaletler gibi gelirken
Yumruklarımızı sıkacağız
Bayrağı ölüm taşıyacak
Al kanlara boyanmış kara bayrağı
Ve alev alev göğün altında
Özgürleşen toprak
Mor çiçekler açacak”
Amerika’daki Kıvılcım
Paris Komünü ile beraber dünyanın birçok yerinde daha da yükselen işçi ayaklanmalarında anarşistler kara bayrak kullanmaya devam etmişlerdir. Bunun en önemli örneklerinden biri ise 27 Kasım 1884 yılında Chicago’da gerçekleşen işçi grevinde kara bayrağın kullanılmasıdır. Haymarket isyanında katledilen işçilerden August Spies, gerçekleşen işçi grevinde kara bayrağın kullanılmasının Amerika topraklarında bir ilk olduğunu özellikle belirtmiştir. Spies’ın da katledildiği 1 Mayıs 1886 ayaklanması, devletin komplosuyla, sekiz anarşist işçinin tutuklanması ve dördünün idam edilmesiyle bastırılmıştır. İdam edilen anarşist işçilerden Louis Lingg’in, 1886’da yaşananları şöyle özetlemiştir: “Burada bir kıvılcımı yok edeceksiniz, ama orada, önünüzde ve arkanızda her yerde başka kıvılcımlar çakacaktır. Bu, içten içe yanan bir ateş. Bu ateşi söndüremezsiniz” Bugünse, milyonlarca ezilenin sokaklara taştığı 1 Mayıslar, işte bu ateşin devamıdır.
“Otorite Varsa Özgürlük Yok”
1917’de Rusya’da, çarlığın yıkılmasıyla beraber gerçekleşen halk devriminde de dalgalanır kara bayrak. Bunun öncesinde “kara”nın ve aynı zamanda anarşizmin, daha sonrasında Rusya’nın birçok bölgesinde yayılacak olan temellerinin 1905’te Cherneo Zhania ( Kara Pankart) hareketiyle atıldığı
düşünülebilir. Rusya’da kara bayrak diğerlerinden farklı olarak sadece faşist güçlere ve kapitalizme karşı değil, halk devrimini gölgelemeye başlayan Sovyet iktidarına karşı, iktidarsız ve özgür bir yaşamın yaratıldığı Ukrayna’da Mahnovist hareketin örgütlülüğüyle beraber bölgedeki tüm işçi ve köylülerce dalgalandırılmıştır. Özellikle Mahnovist partizanlarca “Özgür Ukrayna” vurgusu yapmak amacıyla taşınmıştır. 13 Şubat 1921’de anarşist mücadelenin önemli ismi Pyotr Kropotkin’in cenazesi on binlerce insanın yoğun katılımıyla gerçekleşmiş, yoldaşları onu kara bayraklar ve iktidar karşıtı sloganlarla anmışlardır. Bu durum giderek diktatörleşen Bolşevik iktidarını korkutmuş ve bu korku, kara bayrağın Rusya’da yasaklamaya sebep olmuştur.
Neden Kara Bayrak?
Kara bayrak tarihi boyunca ezilen işçi ve köylüler tarafından, açlığa ve yoksulluğa karşı kullanılmıştır. Kara bayrağı diğerlerinden ayıran temel farklardan biri, bayrağın üstünde sembol olmamasıdır.
Bunun yanı sıra ezilenler için kara bayrağın teslim olma ve boğun eğmeyi sembolize eden beyaz bayrağa bir tepki olduğu da düşünülebilir. Beyaz bayrak genel literatürde kendinden daha büyük bir güce boyun eğmeyi simgelerken, kara bayrak bunun tam aksine bir başkaldırıyı sembolize eder.
Kara bayrak, sınıfla yönetilen topluma karşı öfkenin ve iktidarsızlığın bir simgesi olarak yedi denize yelken açmış özgür ruhlu insanların; patronlara karşı meydanları dolduran ve “Ekmek, Adalet, Özgürlük” diye haykıran işçilerin; ezenlere ve iktidarlara karşı toprak ve yaşam kavgası veren köylülerin yani tüm ezilenlerin mücadelesinin bir sembolü olmuştur.
Çünkü kara bayrak kendi tarihi boyunca ezenler ve kapitalizm için bir korku iken, ezilenler ve tüm ötekiler için özgür bir yaşamın umudu ve simgesidir.
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 12. sayısından yayımlanmıştır.