Taksim Direnişi sürecinde, devlet ve polis terörü; yaşamları için sokak sokak, meydan meydan direnen kardeşlerimizi bir bir katletti. Bu kardeşlerimizden birisi de Mehmet Ayvalıtaş’tı. Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’nde polis saldırdığında, bir taksinin hızla çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Devletin yok ettiği, bir tek Mehmet’in yaşamı değildi;, önce ailesinin, sonra yaşamları için direnmeye devam edenlerin yaşamlarıydı. Öyle de oldu. Oğlunu yitiren Fadime Ayvalıtaş, 13 Aralık günü, ani bir kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.
Fadime Ayvalıtaş, oğlunun katledilmesinin ardından Tayyip Erdoğan’ın sarfettiği “Analar ağlamasın.” sözlerine karşılık “Önce biz anaları öldürsünler ki; evlatlarımızın öldüğünü görüp ağlamayalım!” demişti. Fadime Ayvalıtaş için, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Cemevi’nde bir tören düzenlendi. Cenazesine, aylardır onunla aynı acıyı yaşayan Ethem Sarısülük ve Ali İsmail Korkmaz’ın aileleri de katıldı. Cenaze namazından sonra, cemevinin önünden cenaze arabasıyla beraber yürüyüşe geçen yaklaşık bin kişi, Fadime Ayvalıtaş’ın evine yürüdü. Yürüyüşte sık sık “Anaların öfkesi katilleri boğacak!”, “Her yer Taksim, her yer direniş!” sloganları atılırken, Fadime ana, oğlunun yanına defnedildi. Sonuç olarak; Ayvalıtaş ailesinin evine, bir kez daha ateş düşmüş oldu.
Tekrar tekrar ateş düşen evlerden biri de, Encü ailesinin evi. İki yıl önce, devlet Roboski’de 34 Kürdü katletti. Başta Encü ailesinin evi olmak üzere, Roboski’li ailelerin evlerine öyle bir ateş düştü ki; katliamdan sonra devlet pişkinliklerine pişkinlik eklemeyi sürdürdü. Katliamın ikinci yıl dönümü olan 28 Aralık günü Roboski’de gerçekleştirilen anma eyleminde, oğlunun acısına dayanamayan Miran Encü kalp krizi geçirdi. Kaldırıldığı hastanedeki tüm müdahalelere rağmen, Miran ana da oğlunun acısına dayanamayarak yaşamını yitirdi. Encü ailesinin evine, bir de Miran ananın ateşi düştü.
Bu ateş, başka ateşler gibi sadece düştüğü yeri yakmayacak tabi. Ayvalıtaş ailesinin evine düşen ateş, Encü ailesinin evine düşen ateş, bizim evlerimize de düştü. Çünkü devlet; Mehmet’i katlettiğinde, Fadime anayı da katletti. Roboski’de bombalar yağdırırken, Miran anayı da katletti. Analarımızın acısıyla bugün evlerimize düşen ateş, yürekte harlanan isyan ateşi; elbette sadece bizim evlerimizi de yakmayacak. Öfkemizle birleşerek; katliamlardan beslenen devleti yok edecek ateş, bu ateş!
Halil Çelik
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 15. sayısında yayımlanmıştır.