Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde en çok merak edilen konulardan biri de, şüphesiz adayların mal varlıkları oldu. Özellikle yakın dönemde yayınlanan telefon görüşmelerinden sonra Erdoğan’ın açıklayacağı mal beyanı konusunda ciddi bir beklenti oluştu. Erdoğan, en son 2011 yılında mal beyanında bulunmuş. Bu sayede bir karşılaştırma yapma imkanı da bulmuş olduk. Şimdi kısa kısa karşılaştırmalı mal varlığı kalemlerine bakalım.
Nakit Para:
Erdoğan’ın banka hesaplarındaki TL ve döviz nakdin karşılığı yaklaşık 4.830.000 TL civarında. 3 yıl önceki mal beyanında bu miktar 3.880.000 TL. 3 yıl içinde yaklaşık 1.000.000 TL artış var. 3 yıl boyunca maaşını hiç harcamamış olsa bile, ancak 500.000 TL civarında bir miktar biriktirebilen Erdoğan; anlaşılan parayı faize yatırıp haram para yiyor. Neyse ki artık böyle küçük miktarlar kimseyi heyecanlandırmıyor. Sahi, Bilal’in kasasındaki paralar ne oldu? Hani büyük oranda sıfırlandıktan sonra hala “30 milyon avro” kalan para. Sıfırlayabilmişler demek ki… Açıklanan bu rakam, herkesim malumudur ki, buzdağının sadece görünen kısmı. Bu zenginliğin kaynağını, Erdoğan, bundan tam 21 yıl önce açıklamış aslında: “Eğer bir gün duyarsanız ki Tayyip Erdoğan çok zengin olmuş, bilin ki haram yemişimdir!”
İhsanoğlu’nun banka hesaplarında TL cinsinden toplam 7.866.569 TL nakit parası var. Bunun büyük çoğunluğu dolar cinsinden. Erdoğan’ın parayı TL’ye yatırdığı, buna karşın İhsanoğlu’nun Dolar’a yatırım yaptığı görülüyor. Eminim, Erdoğan’dan bu tüyoyu alan İhsanoğlu da mevduatını TL’ye yatıracaktır. İhsanoğlu, sadece nakit parası dahi göz önüne alındığında, seçilmesi durumunda seçim sloganının hakkını verebilecek bir aday. Şu andaki malvarlığı ile tüm ülkenin “ekmek” ihtiyacını karşılayabiliyor.
Demirtaş’ın ise herhangi bir nakit parası yok. Bu sayede dövize mi yatırsam borsaya mı derdi de yok. Mal beyanında bulunduktan sonra YSK Başkanı’na “Sadi abe, mayışları da almışınız, hele at bişeyler.” dediği basın kulislerinde dolaşıyor.
Taşınmaz:
Ekmelettin İhsanoğlu’nun İstanbul’da miras ve satınalma yoluyla edindiğini beyan ettiği 9 adet dairesi var. Erdoğan’ın ise adına kayıtlı tek taşınmaz mal, memleketi Rize Güneysu’daki 2.000 m2’lik arsa. Eee, kimi yerin üstüne yatırım yapıyor, kimi yerin altına. Ancak o kadar parayı gömmek için 2.000 m2 arsa yeter mi kestiremedik…
Erdoğan’ın taşınmaz mallarını çocukları adına edindiği bilinen bir durum. Ancak yasal olarak adayların 18 yaşını geçmiş çocuklarının adına kayıtlı mal varlığını açıklama zorunluluğu yok. Gerçi yayınlanan telefon görüşmelerinden, herkes Bilal’in “mal” varlığını biliyor zaten.
Demirtaş’ın ise Diyarbakır’da iki evi var. Klasik bir “birini kiraya verir diğerinde otururuz”cu kendisi. Bir de hukuk bürosu olarak kullanılan bir taşınmazı var. E tabii, bugün milletvekilisin ama yarın ne olacağı belli mi olur; altın bilezik mesleği elden bırakmamak lazım.
Otomobil:
Beyanlara göre Demirtaş’ın üç, Erdoğan ve İhsanoğlu’nun ise birer otomobili var. Diğer kalemlerdekinin tam tersi olan bu tabloyu gören Demirtaş açıklama yapma ihtiyacı hissetmiş: “İkisini parti çalışmalarında kullanıyoruz, biriniyse eşim kullanıyor.” Demirtaş’ın, benzin parası bile olmamasına rağmen, parti çalışmalarında Audi marka araç kullanması akıllara bir halk deyişini getiriyor: Ayranı yok içmeye, Audi’yle gider seçmene.
Alacak:
Beyanlara bakacak olursak; ne Ekmeleddin’in, ne de Demirtaş’ın alacağı bulunmuyor. Alacak beyan eden tek aday Erdoğan. Hem 2011 yılında, hem de 2014 yılında 500.000 TL alacağı olduğunu beyan etmiş. Erdoğan’ın kimden ya da kimlerden alacaklı olduğu çok merak edildi. Biz buradan bir tahminde bulunalım; bu paraların, Erdoğan’ı eleştiren gazeteciler ya da mizahçıların mahkeme sonucunda ödemek zorunda bırakıldığı tutardan ibaret olması kuvvetle muhtemel. Bizden söylemesi…
Neticede, seçim sistemi ve onun da içinde olduğu parlamenter demokrasi; adayların, düşüncelerinden, görüşlerinden daha çok mal varlıklarıyla ilgilenmekten vazgeçmiyor. Bu durum değişmediği sürece, seçmenlere, adaylara bakıp “zengin olsun da gelince yemesin” ile “bugüne kadar yemediyse, bundan sonra da yemez” arasında bir seçim yapmak kalıyor.
Seçim sonucunda adaylardan birinin mal varlığına bir de “koltuk” eklenecek demek haksızlık olur. İşin gerçeği, Demirtaş ve İhsanoğlu seçimi kaybederse, koltuğu kapamamış olacaklar. Ancak Erdoğan kaybederse, on yıllar boyunca dizdiği domino taşları yerle yeksan olacak.
Özgür Erdoğan
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 20. sayısında yayımlanmıştır.