Devlet, geçtiğimiz yıl hayata geçirdiği uygulamayla, uzun süreli tutukluluğu olan tutsakların eşleriyle dört ayda bir, “pembe oda” denilen bir odada, 24 saat gibi bir zaman diliminde vakit geçirmesinin önünü açmıştı. Uygulamanın, tutsaklara sözde bir ödül gibi sunulmasının ardından geçen süre bunun bir ödül değil, yeni bir cezalandırma olduğunu gösterdi.
Adalet Bakanlığı, “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun”da tek maddelik bir değişikliğe giderek, evli olduğu tespit edilen tutsaklara, cezaevlerinde oluşturulacak “pembe oda”da eş ve çocuklarıyla birlikte 24 saat geçirebilme hakkını yasalaştırdı. Tutsakların bu haktan dört ayda bir kez faydalanması öngörülüyordu ama tabii ki bu kanun sadece disiplin cezası almayan tutsaklar için geçerli olacaktı. Bu sebepten dolayı zaten hiçbir siyasi tutsak “gri oda”dan “pembe oda”ya geçiş hakkına sahip değil.
Uygulamanın cezaevlerinde hayata geçirilmesiyle birlikte Dilber Erez “pembe oda”da hamile kaldı. 39 yaşında ve 3 çocuk annesi olan Dilber, “pembe oda”da hamile kalan ilk kadın tutsak oldu. Dilber, pembe oda uygulamasıyla çocuk sahibi olan ilk kadın tutsak olarak tarihe mi geçmeli, yoksa yaşamını demir parmaklıklar ardına koyan, üstelik hayatını bir de “pembe oda”yla mahveden devlete isyan mı etmeli?
Dilber hamile kaldığını fark ettiğinde, bebeğini cezaevi koşullarında doğurmamak için “yasal” süreç başlattı. Beş yaşındaki çocuğunu bile cezaevi koşullarında bakamadığından dolayı ailesinin yanına gönderen Dilber, her tutsak annenin isteyebileceği talepler doğrultusunda Adalet Bakanlığı’na başvurdu ve mücadele etmeye başladı. Bakanlığa temyiz başvurusundan feragat ettiğini bildirerek, içinde bulunduğu özel durumdan dolayı cezasının ertelenmesi talebinde bulundu. Ama Yargıtay’dan herhangi bir cevap gelmedi.
İnsan yaşamını dört duvara indirgeyen devlet, “pembe oda” uygulamasıyla cezaevlerinde doğacak yeni yaşamları da hiçe saydığını gösteriyor. Dilber, devlet uygulamasıyla, “pembe oda”nın ona ödül niyetine sunduğu yeni zorluklarla tutsaklığını sürdürürken, devlet grilerden pembelere, içeride dört duvar oyunlarını sürdürüyor.
Vahap Güler