Belleville Sin Patron, bencilliğe, rekabete, kapitalizme karşı örülecek olan paylaşma ve dayanışmaya dayalı bir ekonomik modele ilişkin aylar süren tartışmaların ardından, 2011 yılının Ekim ayında, Atina’da açılmış. Bir kafe olarak işleyen Belleville Sin Patron, çalışanlarının özyönetimi üzerine kurulu bir kolektif.
3 yıldan bu yana, kolektif ilişki biçimlerinin örgütlenmeye devam ettiği Belleville Sin Patron çalışanlarıyla yaptığımız röportajı sizlerle paylaşıyoruz.
Meydan: Belleville Sin Patron’un amacı nedir?
Belleville Sin Patron: Biz Belleville Sin Patron’un çalışma ortamında eşitliğin sağlanabileceği yönünde bir örnek teşkil etmesini amaçlıyoruz. Asıl hedefimiz ürün ya da hizmet üretiminde özyönetim modelini deneyimlemek ve bu üretim için bir patrona ihtiyacımız olmadığını diğer insanlara göstermeye çalışmak. Bu model ile biz adaletsizliğin veya sömürünün olmadığı başka bir çalışma organizasyonu deneyimlenebileceğini gösteriyoruz.
Belleville Sin Patron ne anlama geliyor?
Fransızca “güzel şehir” ve İspanyolca “patronsuz” anlamına gelen sözcüklerden oluşuyor. “Sin Patron” Arjantin’de işçiler tarafından özyönetimle işletilen patronsuz fabrikaları niteleyen bir kavram.
Karar alma sürecinizi nasıl işletiyorsunuz?
Tüm kararlarımızı, her iki haftada bir herkesin katıldığı ve herkesin eşit söz hakkı ile görüşlerini özgürce ifade ettiği genel toplantımızda alma yönünde hemfikir olduk. Her kararın alınışında birbirimizi ikna edebilmek ve hemfikir olabilmek için tartışmanın olabildiğince uzamasına olanak tanıyoruz. Ancak ikna sürecinin fazlasıyla işlemesine karşın ortak bir görüşle tartışmayı sonlandırmanın bir yolu olmadığını gördüğümüzde oylamaya başvurabiliriz.
Belleville Sin Patron’da çalışma koşulları nasıldır?
8 saatlik çalışma süremize karşılık, işlerin oldukça yoğun olduğu sonbahar ve kış döneminde 50 Euro alıyoruz ancak bahar ve yaz döneminde aynı süre için 40 Euro alıyoruz. Bu yevmiye, ekonomik kriz içindeki Yunanistan geneliyle kıyaslandığında oldukça yüksek kalıyor.
Kapitalist üretim-tüketim ilişkilerinin karşısında nasıl bir ekonomik model uyguluyorsunuz? Belleville Sin Patron’un savunduğu ve şimdiden uygulamaya koyduğu modelden biraz bahseder misiniz?
Belleville’in ekonomik modeli; emek ve sermaye arasındaki sosyal ilişkiyi yıkma mücadelesine denk düşen, işçilerin özyönetimi üzerine kuruludur. Belleville, herkesin çalışmaya ve kendi yaşamı için neye ihtiyacı varsa onu yapmaya kendinin karar vereceği yaşamdaki adaletin, eşitliğin ve özerkliğin mesajını yaymanın kavgasını verir. Bunun; daha güçlü ve daha görünür olmak için, diğer kolektiflerle birlikte örgütlediğimiz ağ olmaksızın gerçekleşemeyeceğini biliyoruz. Bu yolla mücadelemiz; kapitalizme bir karşı yapılanma ve karşı üretim mücadelesine dönüşmektedir.
Belleville Sin Patron’un gerçekleştirdiği herhangi bir politik eylem ya da etkinliği var mı?
Belleville genellikle siyasi gündemler ile ilgili ve siyasi grupları ve mücadeleleri desteklemek için dayanışma geceleri ve konserler düzenler. Buna ek olarak Belleville, aynı görüşte olduğumuz siyasi etkinliklere daima açıktır, hatta bu etkinliklerin dışında da elde ettiğimiz gelirin bir kısmını da direnişteki işçilere, grevlere, siyasi tutsaklara dayanışma olarak gönderiyoruz.
Dayanışma ağınız içinde temas halinde olduğunuz kooperatifler ve kolektifler hangileridir?
Atina’daki “Pagkaki” ve Rethymno’daki (Girit’te bir kent) “Halikouti” gibi Yunanistan’ın pek çok şehrinde dayanışma içinde olduğumuz pek çok kooperatif var. İki yıl önce de İstanbul’da 26A Kolektifi ile tanıştığımıza gerçekten çok mutlu olmuştuk.
Bu, birlikte yürümemiz gereken oldukça uzun bir yol ve biz henüz yolun başındayız.
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 22. sayısında yayımlanmıştır.