Gündemin hayli yoğun ve karmaşık olması nedeniyle üzerinde yeterince durulmayan fakat coğrafyanın siyasal gündeminde isimleri, söylemleri ve amblemleriyle dikkat çeken ve kimi zaman tebessüm ettirip şaşırtan partilerden biri olacak e-Parti, 26 Kasım’da kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı’na verdi.
e-Parti, yani Elektronik Demokrasi Partisi, Eş Genel Başkanı (CHP eski milletvekili) Emrehan Halıcı yaptığı konuşmada, partilerinin toplama mitingler yapmayan, seçim otobüsleri ile dolaşıp halkı rahatsız etmeyen, kağıtsız, bez bayraksız bir parti olacağını söyledi. Ayrıca partinin karar alma ve danışma konularında etkili olacak bir e-Meclisi bulunduğunu da vurguladı.
Aslında e-Parti, TC siyasal yaşamında tuhaf ve ilgi çeken partilerden sadece biri. Çünkü TC siyaset tarihi o “çok partili yaşama geçiş” söyleminin hakkını vererek, gerçekten çok farklı amaçlarla kurulan partilerle doludur. İşte bu çeşitlilikten elbette mizaha da bir malzeme çıkacaktı ve çıktı da. İşte kendi şahsına münhasır o tuhaf TC siyasi partilerden birkaçı:
Arıtma Koruma Partisi: İsmiyle şaşkınlık yaratan bu partinin diğer bir şaşırtıcı yanı ise tahmin edilenin aksine “çevreci”ler tarafından değil de İslami ekolden kimseler tarafından kurulmuş olması.
Büyük Anadolu Partisi: TC Haritası üzerinde bir karıncanın resmedildiği amblemi ve BANAP şeklindeki kısaltmasıyla ANAP’a benzeyen parti, getirilen eleştiriler üzerine yine ANAP üzerine oynayarak kısaltmasını BAP olarak değiştirmiş; amblemini de Turgut Özal’ın damadının baterist olmasına ve Özal’ın gelini ve damadına hediye edilen Jaguar otomobile ithafen davulu delip geçen Jaguar’ın resmedildiği bir amblemle değiştirmiştir.
Ulusal Muhtariyet Partisi: Üyelerini muhtarların oluşturduğu bu parti, muhtarların da siyasette sözünün geçmesi amacıyla kurulmuş, haberlere konu olmuştur.
Türkiye Özürlüsüyle Mutludur Partisi: Taşıdığı mesajını ismine nakşetmiş bu parti, 2004 yılında maddi sıkıntılar nedeniyle kapanmıştır.
Ufak Parti: İsmiyle mütevazılığini gösteren parti, programında iktidarı almak ve seçim kazanmak amacında olmadığını ve bu yüzden programında da devlet teşkilatına yer vermediğini belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi de tam da bu nedenle, yani partinin “ufak”lığı ve siyasete “etkisizliği” sebebiyle, partinin kapanmasına karar vermiştir.
Sultan Partisi: Partiye isim koyma sürecinde çok düşünmediği ya da işi aceleye getirdiği açıkça belli olan kurucusu Yaşar Sultan’ın partiye kendi soyadını vermesi, Sultan Partisi’nin coğrafyanın siyasi tarihini “renklendiren” partilerden biri olmasına zemin sağlamıştır.
Güven Partisi: Tıpkı Sultan Partisi gibi adını kurucusu olan Güven Özen’den alan parti, ününü daha çok ‘‘yasadışı’’ olarak kumar oynatmak sebebiyle defalarca yapılan baskınlarla sağlamıştır.
Bahsedilen bu siyasi partilerin her biri, sıradışı tüzükleri, alışılmadık örgütlenme alanları ve çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Bu partiler, coğrafyanın siyasi tarihinde yalnızca bir “renk” olarak hafızalarda bırakılmak istense de, kimi zaman “başarılı” olan örneklerinin gerçekliklerine de bürünüyor. “Küçüklükleri” ve başarısızlıkları ile akıllarda kalan bu partilerin karşısında başarılı olan örneklese yolsuzlukları, faili meçhulleri, katliamlarıyla tarihe kazınıyor.
İlyas Seyrek
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 23. sayısında yayımlanmıştır.