Kenya’nın başkenti Nairobi’de bulunan Langata Road ilkokulunda okuyan çocukların oyun alanı, bir şirket tarafından otopark yapılmak üzere gasp edildi. Oyun alanı, etrafına duvar örülerek ve demirden kapılarla kapatıldı. Bunun üzerine çocuklar, ellerinden alınan oyun alanlarını geri almak için ağaç dalları ve pankartlarla yürüyerek, oyun parkının etrafına dikilen duvarları yıktılar. Bunun üzerine polis, yaşları 6 ila 13 arasında değişen öğrencilere önce biber gazı ve sonra köpeklerle saldırdı.
Bir tarafta yaşamı, yaşam alanlarını savunan insanlar, çocuklar vardı. Diğer tarafta ise, daha fazla kar etmek dışında hiçbir şey düşünmeyen patronları korumak için her türlü vahşeti meşru gören devletin silahlı adamları.
Afrika’da her yıl iki bin çocuk sömürü koşullarından öldürülüyor. Devlet, çocukların oyun oynamasını değil; büyük ellerin yapamadığı işleri küçük elleriyle yapmasını istiyor. Devletler, sömürüye ve tahakküme itaat etmeyenlere saldırıyor, vicdanlarsa adalet için direniyor.
Bu görüntüler bize hiç yabancı değil. Aynı görüntüleri Amed’de köyüne kalekol yapılmasını protesto eden Medeni’den hatırlıyoruz. Roboski’de evine ekmek götürmeye çalışırken devletin bombaladığı 22’si çocuk yaşta olan kardeşlerimizden, Cizre’de kardeşlerinin katledilmesine karşı sokaklarda olan Nihat’tan, Ümit’ten hatırlıyoruz, Okmeydanı’nda Berkin’den.
Hatırlamak da ne, hiç unutmuyoruz ki. Daha geçtiğimiz ayda altı çocuğun öldürüldüğü bu coğrafyada, yüzlerce fotoğraf karesi kazındı hafızalarımıza. Devletin kurşunuyla yitirdiklerimiz, artlarında hayallerini, umutlarını bıraktılar. Yaşamlarının baharında kesilen nefeslerinin ardından, yakamıza değil öfkemize takmak için kesilen fotoğrafları kaldı kocaman gözleriyle gülümseyen.
Devletin ve televizyonların haberini “eli taşlı teröristler” diye verdiği çocuklar Cizre’de, Amed’de, Kızıltepe’de, İstanbul’da ya da Kenya’da, Kürdistan’da, Meksika’da… Devlet ölüm olup yağıyor yaşamlarımıza. Devletler, ayrımsız bir şekilde sömürü ekiyor topraklara, ölüm hasat ediyor.
Çocuklarsa ellerinde taşlarıyla isyanı ekiyorlar dünyaya, devrimi biçiyorlar.
Günce Akpınar
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 24. sayısında yayımlanmıştır.