“Yoldaşların hepsi öldü siperlerin başında! Yüzlerinde uzun sakal, gözlerinde kavga var! Ey işçiler birleşiniz yoksa dünya mahvolur!” Her eylemde, direnişte Tekin abimizin dilindeydi bu sözler. Kimin için söylediğini bilmezdik. Ama artık bizler Tekin abi, Serdar, İsmail Abi, Erol, Gazi Güray ve Tayfun Abi için söyleyeceğiz…
İnşaat işçilerinin örgütlü gücü olmak için yola çıkan İnşaat İşçileri Sendikası’ndan 6 siper yoldaşımızı yitirdik. Herbiri arkadaşımız, dostumuz, ailemizdi. Mesela babamızdı Tayfun Abi. Yıllardır devrimci anarşist mücadelemizle dayanışma içerisinde, iki oğlunun da örgütlü olması sebebiyle anarşizm ile de gönül bağı kuran mücadele dostumuz, yoldaşımızdı. Lise yıllarından yoldaşı olan Mustafa Adnan Akyol’u yalnız bırakmamak başta olmak üzere işçi mücadelesinin büyümesinde yapabileceği ne varsa yapmak için uzun bir süre İnşaat İşçileri Sendika Girişimi olan yapının bir parçası olmuştu. Başta Mustafa Abi olmak üzere Serdar(Serdar Ben) ve Tekin Abi’nin (Tekin Arslan) yoldaşı, omuzdaşı olmuştu. Bir yandan sendikalaşmak için kağıt işlerine yoğunlaşırken, öte yandan fiili mücadelelerin içindeydi. Zorlu Center’ı inşa eden işçilerle eksi dördüncü katlarda, günlerce iş bırakma eylemine katıldı. Aylardan beri ücreti gasp edilen taşeron inşaat işçileri ile Astoria AVM önünü, direniş alanına dönüştürdü. Tabiki tek başına değil yitirdiğimiz yoldaşlarımız omuzdaşlarımız Tekin Abi, Serdar ve Erol ile beraber.
Torunlar Katliamı yaşandığında, kaybettiğimiz inşaat işçileri için, Erol ile yumruklarımızı beraber kaldırmıştık sömürüye karşı “Dünyayı biz inşa ediyoruz. Altında biz kalıyoruz! Artık Yeter” diyebilmek için. Erol, bir inşaat işçisiydi. Kobanê’nin yeniden inşasına, inşaat işçilerinin dahil olması için Kobanê’ye gitmişti. Erol, bir devrimciydi. Tıpkı Serdar gibi.
Dernek sürecinden beri inşaat işçilerinin örgütlenmesi için canını dişine takan Serdar, kısacık yaşamını konfeksiyonlarda, atölyelerde, tersanelerde geçirmişti. Erken başladığı devrimci işçi yaşamının detaylarını Serdar ile çok konuşurduk. “Diğer sektörlerin örgütlenmesinin yanında, inşaatta örgütlenmenin zorluğunu bilmeliyiz” derdi hiçbir yılgınlık belirtisi olmadan. Esenyurt Belediyesi Direnişi’nde polis saldırınca, kol kola omuz omuza direnmiştik düşmana. O gün hiç bırakmayacaktım seni Maviş! Bugün alamayacaklardı kollarımızdan! Tekin Abi orada başlamıştı “Ne istiyoruz? -Hakkımızı- Vermeyecekler! -Alacağız! “ sloganını attırmaya. Her eylemin, her direnişin sloganı olmuştu sonra. Gür sesiyle attığı ajitasyonlar hala kulaklarımızdadır: “Emekçi halkımız, bizler inşaat işçileri olarak…diz çöktüreceğiz burjuvaziye, diz çöktüreceğiz halk düşmanlarına!” Sadece ajitasyonda kalmadı elbette. Onlarca şirket patronunu dize getirdik hep beraber.
Yine öyle yapacağız Tekin abi.
Diz çöktüreceğiz halk düşmanlarına!
Diz çöktüreceğiz eli kanlı katillere!
And olsun! And olsun ki sizler gibi devrim olacağız!
Devrimi yaşayacağız!
Devrimde öleceğiz!
Halil Çelik
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 29. sayısında yayımlanmıştır.