Devletin sokaklarına giremediği, ama “ikinci bir emre kadar” sokağa çıkmayı yasakladığı yerler: Farqîn/Silvan, Sûr, Nisêbîn/Nusaybin, Dêrik, Hezro, Hezex/İdil, Licê… Hendekleri kapatmak bahanesiyle zırhlı araçlarıyla ablukaya aldığı mahallelerde halkın özörgütlülüğüne sıkılan kurşunlar, atılan bombalar; katledilen çocuklar, gençler, kadınlar…
Kimi çıkar hesaplarıyla devlet, resmi olarak sıkıyönetim ya da OHAL ilan etmiyor olsa da, sokağa çıkmayı yasakladığı yerlerdeki uygulamalar, bunların çok ötesinde. Elektriklerin kesilmesi ve telefon-internet erişiminin de engellenmesiyle, katliamlar gözden ırak bir biçimde gerçekleştiriliyor. Mezarlıkları bile bombalayarak tahrip eden bu intikamcı zihniyet kendini kanla besliyor. Yasaklar kalkınca ortaya çıkan o korkunç tabloya, özel harekatçılarca yazılan yazılar da eklendi bu sefer: “Devlet Geldi”, “İninize Girdik”, “Kurdun Dişine Kan Değdi”.
Daha kötüsü, bu katliamlara seyirci kalanlar… Yoksa devletin ne olduğunu Farqîn, Sûr, Nisêbîn, Dêrik, Hezro, Hezex, Licê iyi biliyor. Zaten onun için “özyönetim” dememişler miydi?
Farqîn/Silvan
Geçtiğimiz ay, Farqîn’de 6. kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi, mahalleler abluka altına alındı. Polis saldırılarının gittikçe daha da yoğunlaştığı ilçede elektrik ve su kesildi, ekmek dahil gıda sıkıntısı baş gösterdi, halka ekmek dağıtımı ise gene polislerce engellendi. Yasağın sürdüğü üç mahalleye top atışı yapıldı, bir apartmanın 3. katına roketatar mermisi isabet etti, ev kullanılamaz hale geldi. Polisler bir kahvehaneyi taradı, halkın üzerine helikopterler ile saldırı gerçekleşti. Bir TIR ve üzerinde bulunan -hendekleri kapatmak için devlet tarafından ilçeye gönderilen- paletli kepçe, halk tarafından ateşe verildi. Sokağa çıkma yasağının ardından, ilçede polisin saldırılarından dolayı katledilenlerin sayısı 10’a yükseldi.
Devletin Farqîn’de gerçekleştirdiği katliamlar; İstanbul Kadıköy Boğa, Galatasaray Meydanı, Şirinevler Meydanı olmak üzere 3 ayrı yerde yapılan eylemlerle protesto edildi. Kadıköy iskelesinde aralarında Devrimci Anarşist Faaliyet’in de bulunduğu devrimci kurumlar oturma eylemi ve basın açıklaması gerçekleştirdi.
Gever/Yüksekova
Gever’de polis, Doğan Doğma ve Çetin Dara’yı katletti. Bomba atar mermisi nedeniyle Sait İmat Arıcı ve ağır yaralanarak hastaneye kaldırılan Naim Noyan da katledildi. Zırhlı araçlarla mahallelere saldıran polis, açtığı ateşle Gever Halk Meclisi Eş başkanı Sibel Çapraz’ı ağır yaraladı.
Colemerg/Hakkari
Colemerg’de Biçer, Bağlar ve Medrese mahallelerine saldıran polisin açtığı ateş sonucu Zeynel Kaya katledildi.
Amed Sûr
Amed Sûr’da polisler, 17 yaşındaki bir çocuğu sırtından vurunca, binlerce kişi saldırılara canlı kalkan olmak için, mahalleye yürüdü. Ancak polisin saldırıları sürdü. Polis kurşunuyla ağır yaralanan Ferhat Doğru, hastanede yaşamını yitirdi. Ve polis bu kez de Sûr’da sokağa çıkmayı yasakladı. Yasakla birlikte saldırılarını yoğunlaştırdı ve 3 kişiyi yaraladı. Polisin hedefi bu sefer tarihti. Sûr’da bulunan tarihi dört ayaklı minareyi silahla yıkmaya çalıştı. Amed Baro Başkanı Tahir Elçi, bu minare önünde basın açıklaması yaparken katledildi. Bu kez polis, soruşturma yapacağı bahanesiyle yasak ilan etti Sûr’u. Şêx Saît Meydanı’nda Sûr’a destek olmak için toplananlara polis saldırdı, Güler Eroğlu katledildi. Koşuyolu’nda ve Bağlar’da toplanan binlerce kişi yürüyüş gerçekleştirdi. 5 gün süren sokağa çıkma yasağına karşı, binlerce kişi İstasyon Meydanı’nda oturma eylemi yaptı, sonra Sûr’a yürümek istedi. Ancak polis, halka gaz bombaları ve tazyikli suyla saldırdı.
Silopî
İlçe Jandarma Komutanlığı’ndan güpegündüz bomba atarlarla çevreye atılan bombalar sonucu Fatma Yiğit katledilirken, 4 kişi de ağır yaralandı. Yine polis tarafından çevreye açılan silahlar yüzünden evinin damında telefonla konuşan Nasip Yeşil katledildi.
Erdîş/Erciş
Erdîş’in Zîlan/Gergili Mahallesi bombalandı, 3 HPG gerillası yaşamını yitirdi. HPG’lilerin cenazelerinin bulunduğu ev önce taranarak ateşe verildi, sonra tekmelenerek sürüklenen cenazelerin başında askerler halaylar çekti. Operasyona katılan askerlerin sosyal medyada paylaştığı fotoğraflarda, HPG’li cenazelerinin tamamen yandığını görüldü.
Nisêbîn/Nusaybin
Nisêbîn’de sokağa çıkma yasağı sürerken, Selamet Yeşilmen ile 2 çocuğu evlerinin bahçesinde kobra tipi zırhlı araçtan açılan ateşle tarandı, katledildi. Yardıma koşan Yılmaz Tutak omzundan vuruldu. Kalp krizi geçiren Abdulkadir Yılmaz’ın hastaneye gitmesi polis tarafından engellenince saatler sonra kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Emin Öz, engelli annesini abluka nedeniyle hastaneye kaldıramadığı için kendini asarak intihar etti.
Yasağa rağmen halkın direnişini kıramayan polis, Hasan Dal’ı evinin bahçesinde katletti. Halime Güner’i polisler evinin önünde silahla vurarak yaraladı. Musur Aslan katledildi, Rabia Bağtur isimli bir kadın da ağır yaralandı. Muhammed Altunkaynak isimli bir genç ve Nurullah Kaplan katledildi. Nisêbîn’de polis ve özel harekat timleri, su almak için evinin bahçesine çıkan Şerife Keleş’i ağır yaraladı.
Şerif Alpar zırhlı araçtan atılan bomba atarla kafasından vurularak katledildi. Müzeyyen Kızıl yaralandı. Evinin damına çıkan Hasan Korkmaz polis kurşunuyla sırt ve omzundan vuruldu. Polis saldırılarında ağır yaralanan Sedat Güngör, hastanede yaşamını yitirdi. Polisin zırhlı araçtan açtığı ateş sonucu 3 kişi katledildi.
Devletin Nisêbîn’de gerçekleştirdiği katliamlar Kadıköy Boğa, Galatasaray Meydanı ve Kanarya Mahallesi’nde protesto edildi. HDP’nin çağrısıyla Nisêbîn halkının sesini Kadıköy’e taşıyan aralarında Devrimci Anarşist Faaliyet’inde bulunduğu devrimciler, “Siwar Hatin Peya Çûn”, “Silvan’dan Nusaybin’e Kazana Kazana Yıkacağız” yazılı dövizlerle Kadıköy Boğa’da basın açıklaması gerçekleştirdi.
Nisêbîn ilçesinde özyönetim ilan eden halk, özellikle direnişlerin yoğun olduğu mahallelerde, özel harekat polislerinin ağır silahlarla gerçekleştirdikleri saldırılara karşı “Özgürlük Koridoru” adını verdikleri geçiş yerleri hazırladı. Koridorları kullanan insanlar saldırı altında birbiriyle iletişimi bu şekilde sağlamaya başladı.
Derik
Dêrik’te mahallelere giremeyen polisler helikopterle mahalleyi yukarıdan taradı, Fethi Özyıldız’ı evinin bahçesinde karnına isabet eden kurşunla ağır yaraladı. Dêrik’te süren polis saldırısında Momi Beşeren katledildi.
“İkinci bir emre kadar” kimi yerlerde beşinci, altıncı kere ilan edilen sokağa çıkma yasakları, halkın sokakları terk etmemesi sonucu geçersiz kaldı. Duvardaki yazdıkları gibi “Devlet geldi” belki, ama eli boş döndü. Halkın özgürlük tutkusunu, özgürlüğe olan inancını teslim alamadı.
Bu Yazı Meydan Gazetesi’nin 30. sayısında yayımlanmıştır.