En basit tanımıyla “insanlığın” işlerini kolaylaştıran ve hızlandıran mekanik sistemlere “robot” diyebiliriz. Robot kelimesi ilk kez 1921 yılında Karel Čapek’in yazdığı R.U.R “Rossum’un Akıllı Robotları” isimli tiyatro oyununda yazar tarafından Çekçe “zorunlu hizmet” anlamında kullanıldı.
Daha sonra kullanılmaya başlanan Robotik kelimesi ise ilk kez bilim kurgu yazarı Issac Asimov’un romanlarında geçti. Asimov robot serisi hikâyelerinden Runaround’da, insanla robot arasındaki ahlaki ve hukuki ilişkinin temelini oluşturan “Üç Robot Yasası”nı oluşturdu.
Günümüzde robotların “robot” olarak tanımlanabilmesi için otonom olarak çalışması gerekmektedir. Otonom çalışma prensibi, bir robotun insan gücüne ihtiyaç duymadan çalışması olarak nitelendirilir. Örneğin bir otomobil fabrikasındaki bujileri sıkan makine otonom olarak çalışır. Çünkü bujileri İngiliz anahtarı ile sıkan bir insan değil, belirli bir çalışma programındaki makinedir.
Otomat, otomatik olarak ardışık veya döngüsel işlemleri gerçekleştirebilen mekanik veya elektro-mekanik düzenektir. Bu tanımlama ile otonom kelimesinin kökeninin otomat kelimesinden türediğini görmemiz mümkün. Araştırmalar gösteriyor ki; zaten 1920 yılında robot kelimesi kullanılmaya başlamadan önce, robotlar için “otomat” kelimesi kullanılıyordu.
Bu otomasyonlu robotlar ilk olarak, Ford araba firmasının kurucusu Henry Ford tarafından kullanılmaya başladı. 1800’lü yılların başında Ford araba fabrikası, siparişleri karşılayamadığı için otomasyonla üretimine devam etmeye karar verdi. Fabrika daha az işçi çalıştırıp daha hızlı üretim yaparak, Henry Ford’un yüzünü 199 milyar dolarlık servetle bir hayli güldürdü.
Otomatlarla Başlayan Serüvenden, Gelişmiş İnsan Benzeri Robotlara
Çoğunlukla montaj, bakım, onarım ve üretim amacıyla kullanılan robotların gelişim süreci önce süpürge yapan, dans eden, konuşan robotlar; daha sonra 4 ayaklı ve saatte 72 km hızla koşan robotlarla sürdü.
İnsana benzer robot üretimi, bu sektörün göz bebeği olsa da, kullanılabilirliği ve yeteneği açısından hayvan benzeri robotlar da giderek popülerleşiyor. Robot geliştirme şirketlerinin başında gelen Boston Dynamics şirketi daha önce piyasaya sürdüğü PETMAN, Cheetah, LittleDog gibi 4 ayaklı robotlarının, en yeni ve gelişmiş robotunun tanıtımını yapıyor, şu sıralar. BigDog.
4 bacaklı, 75 kilo ağırlığındaki BigDog, eğimli yerlere tırmanabiliyor ve engebeli arazide koşabiliyor. Bigdog, başta ağır malzemeleri engebeli arazide rahatça taşıyabilmek için projelendirildi. Daha sonra ABD Savunma Bakanlığı’nın verdiği fon ile askeri robot olarak üretildi. 150 kilo ağırlıkla koşarken bile yediği tekmelerde dengesini kaybetmeyen BigDog, şuan için en gelişmiş robot olarak nitelendiriliyor.
Savaş sanayii için büyük bir adım olan BigDog robot, ilerleyen teknolojiyle beraber Issac Asimov’un 2. kuramından yola çıkarak, 1. kuramı ihlal edeceğe benziyor. Hal böyle olduğunda ise bu hikayenin sonu, Rossum’un Akıllı Robotları isimli tiyatro oyununun sonuna benzeyecek. Oyunun sonu şöyle bitiyor: “Bütün robotlar ayaklanıyor ve yaratıcılarını öldürüyor.”
Issac Asimov’un “Üç Robot Yasası”
1. Kuram: Robotlar asla insanlığa zarar vermemelidir. Diğer aşağıdaki kuramlar tarafından aksi iddia edilemez.
2. Kuram: Robotlar insanoğlundan aldığı emirleri yerine getirmelidir. Diğer aşağıdaki kuramlar tarafından aksi iddia edilemez.
3. Kuram: Robotlar kendi varlıklarını diğer kuramları bozmadan ellerinden geldikçe korumalıdırlar.
Mine Yılmazoğlu
[email protected]
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 31. sayısında yayımlanmıştır.