“Bu Şehirde Bir Şeyler Eksik” – Hakan Aktuğ Gültürk

Meydan Gazetesi- Bu şehirde birşeyler eksik Hakan Aktug Gültürk

Boş gökdelenler, fabrikalar, meydanlar, parklar, stadyumlar, alışveriş merkezleri… Çernobil patlamasının meydana geldiği Pripyat şehirinden bahsetmiyorum. 2026 yılında, bir milyon kişinin yaşayacağı bir şehir, inşa çalışması devam eden diğer 20 şehirle beraber Çin’de inşa ediliyor.

Çin’in küresel kapitalist sistemdeki yükselen rolünden rahatsız olan kesimler, bu hayalet şehirleri, bir dizi komplo senaryosunun içinde gündeme getirdi. Birçok ekonomi dergisi şehirleri birer sosyal deney olarak ele alırken, şehirleri ihtiyaç olmayan gereksiz bir harcama olarak değerlendirdi.

Bu 20 şehirden yapımı hemen hemen biten şehir, Çin’in Ordos bölgesinde inşa edilecek olan Kangbashi. 1 milyon kişilik nüfusu karşılayacak boş konutlu şehir, gelecek 20 yılda inşa edilecek 20 şehirden yalnızca biri… 2026 yılında Çin’de gerçekleşmesi tahmin edilen büyük göç dalgasını karşılamak için inşa edilmekte olan bu şehirler, göç dalgası beklenen yerlere yakın yerlere inşa ediliyor.

Bu inşa sürecinin başında hiç kuşkusuz Çin Komünist Partisi ve devlet başkanı Xi Jinping var. Jinping’in politik hayata kazandırdığı “Çin Rüyası” kavramı, uluslararası medyada oldukça gündem olmuştu. Belki bu rüyanın bir yansıması olarak görmek gerekir bu boş şehirleri. “Büyük Türkiye” rüyaları görenlerle oldukça benzer…

Çin Rüyası’nı gerçekleştirmek için iki yüzyıl hedefi bulunuyor Jinping’in. İlki Çin Komünist Partisi’nin yüzüncü yılı olan 2021, diğeri de Çin Halk Cumhuriyeti Devleti’nin yüzüncü yılı olan 2049. Benzerlikler, benzerlikler…

İlk hedef ekonomik açıdan zengin bir toplum oluşturmak; ikinci hedef de demokratik, modern ve uyumlu bir sosyalist devlet meydana getirmek. Neyle uyumlu olması istendiği aşikar…

20 yılda 20 şehir sloganıyla yola çıkan projeye yönelik eleştirilerin bir kısmının diğer kapitalist rakiplerin yönlendirici olma niteliği taşıyan, ABD menşeili eleştiriler olduğu aşikar… Finans sektörü spekülasyon üzerinden kar ediyor ne de olsa!

Öte yandan eleştirilerin diğer boyutunu da görmek gerek. Bu iki hedef de 13. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile ilgili. 1953 yılından bu yana, Çin’deki ekonomik, sosyal ve politik değişimlerde bu beş yıllık kalkınma planları önemli bir yer tutuyor. Kalkınma planlarının merkezi, Çin’deki büyük işgücü olanağı.

Yani, günde 2 doların altına çalıştırılan işçilerle bu kalkınma planlarını gerçekleştirebilirsiniz. Değil yirmi, yüz yirmi şehir inşa edebilirsiniz. Ancak, bu şehirlerdeki binaları kimlere satabilirsiniz? Günde 2 doların altında çalışan işçilere mi? Toplumsal sorunlara, tümden gelimli merkez planlamalı çözümler… Benzerlikler, benzerlikler…

Beklenilen bir sonuç Yjiapu bölgesinde gerçekleşti. Örneğin, sadece Çin’in değil, dünya finansının merkezlerinden biri sayılan Tianjin şehri yakınına inşa edilen “asrın projesi” Yjiapu bölgesinin, 2014 yılında açılması bekleniyordu. Bölge, Manhattan’ın Çin versiyonu gibi inşa ediliyordu. Ancak inşaatlar yavaşladı ve bölgenin açılması sarktı.

Çin’in kalkınma planları ya da büyüme hedefleri yaşadığımız toprakları talan eden iktidarla kimi benzerlikler taşıyor olsa da tabi bir de farklılıklar var. Çin, boş şehirler inşa ederken; yaşadığımız topraklardaysa şehirler zorla boşaltılıyor, yakılıyor, yıkılıyor… Yeniden inşa bahanesiyle peşkeş çekilmeye hazırlanıp, birer birer insansızlaştırılan “hayalet şehirler”e dönüşüyor…


Hakan Aktuğ Gültürk

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 33. sayısında yayımlanmıştır.