Günlerdir işlerini geri almak için oturma eylemi yaparak direnen KESK’li işçiler ile işten atılma süreçlerini ve direnişlerini konuştuk.
Günlerdir birçok yerde eş zamanlı oturma eylemi gerçekleştiriyorsunuz. Öncelikli olarak eyleminizin, direnişinizin amacı nedir?
Sema Uçar: Bizler 7 Şubat gecesi çıkan KHK ile ihraç edilen KESK’li kamu emekçileriyiz. İşimizden haksız bir şekilde ihraç edildiğimizi düşünüyoruz ve bunun için bir direniş başlattık. 20 Şubat’tan beri Kadıköy Boğa’da oturma eylemindeyiz. Bugün 6. haftamız. Pazartesi ve Çarşamba günleri gerçekleştiriyoruz eylemimizi. Eş zamanlı olarak arkadaşlarımız Bakırköy’de de direnişteler. Cuma günleri de Kartal’da direnişteyiz. Cumartesi günleri KESK’in genel çağrısıyla tüm coğrafyada eş zamanlı alanlardayız.
Mehmet Sarı: İstanbul’da, Aydın’da direnişler var. 140 gündür Ankara’da direnen Nuriye ve Semih arkadaşlarımız bugün süresiz açlık grevinin 19. günündeler. Malatya’da 60 günün üzerinde, Aydın’da 40 güne yakın bir direniş var.
Kaç işçi işten atıldı?
Mehmet Sarı: Şu anda genel anlamıyla 102 bin civarında kamu çalışanı ihraç edilmiş durumda. Eğitim-Sen ve KESK’lilerden toplam 3100 ihraç var. 1500’e yakını Eğitim-Sen üyesi.
Direnişiniz ne kadar sürecek?
Ali Orak: KHK’lar ezilenlerin kafasında dönen bir kılıçtır. KHK’lar ile her şeyi yapabilirsin. Bir insanın işine, aşına, ekmeğine son verebilirsin. Aslında adaletsizliğin başlangıcıdır KHK’lar. Biz bu adaletin siyasi kararlarla yeniden sağlanacağını düşünüyoruz. Bu siyasi kararları verdirtmek için buradayız ve direniyoruz. Bu kararlardan geri dönene kadar şu anki kararlılığımızla devam edeceğiz. Örgütlü gücümüzden aldığımız güçle bu direnişi büyütmeyi hedefliyoruz ve sonuna kadar da gideceğiz.
İşten atılan işçilere herhangi bir gerekçe gösterildi mi? İşten atılmalar sonucunda iş yerlerinde eylemler oldu mu?
Ali Haydar Arıkışı: Bir dava olmadan, soruşturma olmadan, sadece 686’nın 1. maddesine istinaden kamu görevinden ihraç edildiğimize dair yazılı bilgi verdiler. Bahsettiğimiz bu madde herkese, her duruma ayarlanabilir, her kılıfa sokulabilir bir madde.
Biz daha çok merkezi eylemler yaptık diyebiliriz. Öğretmen arkadaşlara yapılan uğurlamalar, öğrenci ve velilerle beraber okuma eylemleri, iş yerleri önünde basın açıklamaları yaptık. Geçen hafta bir okulun önünde toplu bildiri dağıtımı yaptık.
Mehmet Sarı: Kartal’da cuma günleri sokak okulu açıyoruz ve müzik, resim, drama gibi atölyeler yapıyoruz.
Eylemlere yönelik herhangi bir polis saldırısı geçekleşti mi?
Mehmet Sarı: Eylemimizin ilk gününde polis tehdidiyle karşılaştık. Gözaltına almakla tehdit ettiler fakat biz kararlı duruşumuzu bozmadık. Kararlılığımızı gördüklerinden olacak, sonrasında böyle tehditler yaşamadık. Sonrasında Milli Eğitim Müdürlüğü önünde oturma eylemi yaptırmayacağız dediler ve büyük bir ablukayla karşılaştık. Oradaki abluka da aynı kararlılıkla kaldırıldı. Filli bir müdahaleyle karılaşmadık ama psikolojik anlamda bir baskı ve korkutma sürecini zaman zaman yaşıyoruz.
Cengiz Sağlam: Zulüm varsa direniş haktır diyoruz…
Halk direnişinize karşı nasıl bir yaklaşım gösteriyor?
Sema Uçar: Birçok yerde çoğunlukla destekliyorlar. Bir imza kampanyamız da var. Eylemimizi görenler halaylarımıza katılıyorlar, esnaflar bizlerle dayanışma gösteriyor.
Talepleriniz kaşılanmazsa ne olacak, direnişinizi sürdürecek misiniz?
Cengiz Sağlam: Bütün kamu emekçileri KESK’in kurultayında bir araya gelecek ve eylem takvimimiz bundan sonra gerçekleşecek.
Ali Haydar: Emek mücadelesinde, özgürlük mücadelesinde yüreği çarpan tüm dostları, kurumları, yanımıza davet ediyoruz. Çünkü faşizm ayrım göz etmeksizin vuruyor. Doğrudur, zordur işimiz, bunu da biliyoruz. Ama kararlıyız.
Meydan Gazetesi olarak direnişinizi selamlıyoruz…
Bu röportaj Meydan Gazetesi’nin 38. sayısında yayınlanmıştır.