Ahmet Hakan’ı ne “evet” memnun etti, ne de “hayır”! Nasıl bir seçim sonucu çıkması lazımdı da Ahmet Hakan’ın gönlü olsun.
Bugünkü yazısına, önce sokak eylemlerini Gezi’yle, sonrada “dış mihraklarla” ilişkilendiren; yani referandum hilelerine karşı sokakları dolduran insanları hedef gösteren yandaş medyayı eleştirerek başlamış, iyi de yapmış.
Ama Ahmet Hakan’ı mevcut muhalefet de tatmin edemiyor. Bir yandan Kılıçdaroğlu’na bulaşırken, diğer yandan o çok eleştirdiği iktidar yanlısı gazetelerin AGİT gözlemcilerine ilişkin attığı başlıkları, olumlayan bir bakış açısıyla köşesine taşımış. Sokağa çıkanlara, bir “şöyle sokağa çıkın, böyle çıkmayın” demediği kalmış.
Objektif gazetecilik bu olsa gerek!
Gönlünden geçen, iş yapacak partinin özelliklerini yazmış. Piyasadaki partiler, bir türlü tatmin edememiş Ahmet Hakan’ı.
Bu “objektiflik” takıntısını her sabah, Ahmet Hakan’ın köşesinde bulmak mümkün. Yoksa, ne şiş yansın ne kebap gazeteciliği mi demeliyim! Biraz iktidar eleştirisi, biraz muhalefet eleştirisi, en iyisini ben bilirim üslubu… En iyisi buna Ahmet Hakan gazeteciliği diyelim.
Bir laf vardır, “her dönemin insanı” diye… Değerleri her döneme göre şekillenen, yanar dönerleri anlatır. Referandum, seçim sonucu fark etmez bu “her dönemin yazarlarına”, bunlar her dönemde kazançlıdır nasıl olsa. Ama söyleyelim bilmiyorsa, muhalif olabilmek için dik durmak; dik durmak için de omurga gerekir!