Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan bugün bir yazı yazmış. Yazıyı okurken gülsem mi üzülsem mi karar veremedim. “Asıl iş şimdi başlıyor. Taze bir heyecan dalgası şart” demiş. Avrupa’nın Türkiye’ye asırlardır oynadığı oyunlar, Avrupa belimizi bükmeye çalıyor, enerjimizi harcıyor vs…
Yeni sistemden sonra bunların hiçbiri olamayacakmış, artık Türkiye’nin önü (gözü de) açılmışmış!
Tüm bu cümleler, yandaş Yusuf Kaplan cümleleri. Ama ben “yeni sistem”in nasıl bütün farklı kesimleri, inanç ve düşünceleri kucaklayacağını anlamadım.
Senin savunduğun iktidar referandumda “Hayır” diyenleri terörist ilan etmedi mi? Referandumdan sonra sokaklara çıkanlara “Ne kadar uğraşsanız boş, bu iş bitmiştir” demedi mi? Haydi bu güncel gelişmeleri geçelim, yıllardır Kürdü, Ermeniyi aşağılayıp, yok sayıp, terörist deyip “hepsini imha edeceğiz” deyip özgürlük mücadelesi verenleri katletmedi mi? Düşündüklerini yazan gazetecileri, devletin yolsuzluklarını yazanlarını hapishanelere tıkmadı mı?
Yusuf Kaplan ya bunları unutuyor ya da “yeni bir iktidar” hayali kuruyor. Tamamen değişecek bir iktidar. Yusuf Kaplan’a göre iktidarın uygulamaları değil ideolojisi bile değişebilir. Anlattığı sahnelere baksanıza!
Zaten kendisi de anlattıklarıyla hayli çelişiyor. Tüm gücümüzle savaşacağız, teröristleri tamamen temizleceğiz falan…
Bir de kendini avutma çabasını es geçmemek lazım. Halk referandum çalışmalarını anlamış ve destek vermiş, referandum çalışmaları birkaç ay daha sürseymiş evet %60’ı bulurmuş.
Yusuf Kaplan, sokaklardaki insanların sesini duymamak için kulaklarını tıkamış olabilirsin, ama “evetin meşru olmadığı propagandasını yapmak”tan gözaltına alınanları ne yapacaksın? Her düşünceye kucak açan iktidarının korkusu sana da bulaşmış olsa gerek, “Vardır bunda bir hayır” demeye başladığına göre!