Sabah gazetesi, Hınça Uluç’a her gün neredeyse tam bir sayfa yer veriyor. Al kardeşim ne istersen yaz. Ama yeter ki yaz der gibi!
O da yazıyor. Köşesinin ismi Hıncal’ın Yeri. Böyle isim mi olur diyeceksiniz, kıraathane ismi gibi? Olur, çünkü o Hıncal Uluç. Ne yazıyor köşesinde? Ne isterse yazıyor, sen oku ya da okuma!
Geçenlerde lüks bir restoranda nasıl ve ne kadar bahşiş vermek gerektiğini anlatıyordu. Ondan önce lüks semtlerdeki otopark sorunundan, Kıbrıs’taki kumarhanelerin cep telefonuna attığı mesajlardan… Başka bir dünyadan yazıyor Hıncal Uluç.
Bugün, İstanbul’da dikkatsiz bir şekilde motorsiklet kullanan sürücüleri konu etmiş köşesine. Her yazısında yaptığı gibi, sayın “devlet görevlilerini” göreve davet etmiş. Ve her karşısında savaştığı “toplumsal sorun” gibi, bu savaşı tek başıma olsam da sürdüreceğim demiş.
Bu ana yazının dışında, futbol, müzik, anılar ve diplomatların bacak bacak üstüne atarak diplomatik krize yol açtığı olayı alt başlıklar halinde kısa kısa yazmış. Nasılsa Hıncal’ın yeri, neyden ne kadar bahsedeceğine kim karışır?
Koskoca sayfada bir cümle kalın harflerle yazılmış; muhalefet başka bir şeydir, bu ülkenin en büyük iki değeri, devlete ve millete saygısızlık başka şey… Yeri geldiğinde herkese ahkam yani!
Hıncal’ın duyarlı oldukları da, anlattıklarına konu olan şeyler de başka bir dünyadan. O dünyada bizlere yer yok tabi. O dünyanın değerlerinin de, bizim dünyamızda yeri olmadığı gibi.