Çok bilgi veren yazarları okurken eleştirel yaklaşırım, temkinli bir şekilde okurum. İddiasını kanıtlamak için, bilgi dağınıklıklardan iyi yararlanırlar. Ne güzel bir bilgi derken, bir bakmışsınız yazar söylemek istediğini çoktan söylemiş, ithamlara bile başlamıştır.
Soner Yalçın bugünkü yazısında 1 Mayıs’la ilişkilendirdiği üç olaydan bahsetmiş. İlki 1 Mayıs 1886. İşçi sınıfının sekiz saatlik iş günü için mücadelesini anlatmış. İdam edilen işçileri… Kim olduklarına değinmeden…
İkinci olarak 1889’daki 2. Enternasyonalden bahsetmiş. 1 Mayıs’ın bayram ilan edilmesinden… 4 Ağustos 1914’te Almanya, Fransa, Belçika ve Avusturya gibi devletlerin parlamentolarında sosyalistlerin savaş bütçelerine onay vermesinden… Yani emperyalizm belasının sosyalistlere musallat olmasından!
Son olarak da I. Dünya Savaşı’nı sonlandıran Paris Barış Konferansı’nı yazmış. Suriye’nin emperyalist devletler tarafından nasıl paylaşıldığını yazmış.
Nasıl bir ilişkilendirme, neden sonuç ilişkisi kurma diye sormayın. Olayların böyle arka arkaya dizilip bağlantılandırılması noktasında Yalçın, Türkiye’deki en iyi isimlerden. Yalçın, Kurtlar Vadisi’nin konsept danışmanlarından birisiydi! Gerçek ve hayalin iç içe girdiği yerlerde yaratıcılığı hat safhada!
Toplumsal muhalefetin 1886’dan bu yana geçirdiği evrimden bahsediyor anlayacağınız. Dünya Savaşı’na destek verdiler diyor, sonrasında emperyalizmi destekliyorlar diyor. Oysa yanlış yerden tahlil ortaya koymuş Yalçın. Sosyalistlerin savaş bütçelerine onay vermesinin esas nedeni; milliyetçilikti. Sosyalizmin, nasyonallikle ilişkisinin nereye evrildiği açık! Yerli versiyonlarını anlamak için, kendi kitaplarını bastırdığı Kaynak Yayınları’nın geniş arşivine göz atmasını tavsiye ederim.
Faşizme, ırkçılığa varan söylemlerle yazılar yazıp kitaplar basacaksınız, sonra da yaptığınızın anti-emperyalizm olduğunu söyleyip toplumsal muhalefeti eleştireceksiniz!
1886’da idam edilen o işçilerin bıraktığı gelenek, 1872’de Anarşist Enternasyonal’de, dünya savaşlarında savaş karşıtı hareketlerde, Suriye Savaşı’na ilişkin tezkerenin gündem olduğu ilk gün “Savaşta, Barışta Kapitalizm Öldürür” pankartıyla sokaklardaydı.
Yazının girişinde eleştirel yaklaşımın öneminden bahsettim. Bu işin felsefesinin yapan Horkheimer’dan biraz değiştirerek paylaşayım; “Faşizm ve milliyetçiliği eleştiremeyenler, emperyalizm hakkında sussun!”
*Başlıktaki emperyalizm kavramı bu şekilde kullanılmaz ama bu yazıda böyle kullandım.